ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

YENİ DÖNEM: SOSYAL MEDYA ŞAİRLERİ

Ramazan ATEŞ

19 Ekim 2014 Pazar 16:23
  • A
  • A

Sosyal medya öyle bir mecra ki her ferdin , her telden nabzına şerbet verebiliyor. Her çeşit bilgiden tutun da video, spor, eğlence gibi bir çok alanda insanları ön plana çıkarabilecek bir derya…Bu deryada balık misali şairler de kendi nasibini aramakta. Nicelerinin başladığı bu yokuşta nefesleri yetmese de… Emek ve alın terlerini kelimelere döken vefalı kalemler… Ufuklarımızı açarak bizlerin dert yükünü omuzlarında taşımaktalar şimdilerde…
Omuzlarında dert yükünü taşıyan muzdarip gönüllere…
İşte yeni dönem sosyal medya şairlerimiz:
Kahraman Tazeoğlu/Başka:

Tazeoğlu hakkında kelama pek ihtiyaç yok aslında… Onu sizler şiirlerinden, hikayelerinden, romanlarından tanırsınız… Çoğunuzun şiirlerini paylaştığı sosyal medyada tanıdık bir sima.Onun şiirlerinde derin, içten bir gönlün veryansınlarını duyarsınız.
Dizeleri, seciyeleri bir ufuk noktasında denizin rengarenk ışıltıları gibidir… Her sözünde gözleriniz kamaşır, dalar gidersiniz.
“Şimdi ne bugünsün ne yarın, olsa olsa
Sadece bir yarım…Ya da eksilen yanım… ”
Kadim Dolunay/ Fas-ı Aşk:

Diğergam şiirlerin gönlü onda bulunur… Sosyal medyanın desteğini alarak çıkarmış olduğu Fasl-ı Aşk geniş kitlelerce alıcı buldu. İlk defa bir şiir kitabının bu kadar alıcı bulmasına şahit oldum.
Fasl-ı Aşk beşeri aşkın muhabbetinden tutunda ilahi aşka yönelişin çizgisi adeta…
“Bir hayal kur bize; senin ve sonsuz…
Ne garip bir yol dünya; derin ve O’nsuz…”
dizelerinde bu çizginin izlerini görmekteyiz… Fasl-ı Aşk sizlere içimizdeki Mecnun ve Leyla’yı sunuyor…
Emre Gökçe/Gayb:

Hüznün senaristi… Bizlere aşkın yaşanmış hüzünlerini veriyor… Sizler de onu okudukça acılarınızdan bir parça yudumlayacak, kendi sesinizin iç soluklarını duyacaksınız…
“Git,
Aramıza kentler, geceler, insanlar sok!
Ama… Bilesin,
Ah’ın ulaşamayacağı mesafe yok!

Ramazan Ateş/Müptela:

Müptela şair… Yalnızlığın… Vuslata değer bekleyişlerin sesi… Onda aradığınız değil kaybettiğiniz sevdalar saklı. Ağlayışlarını gömdüğü şiirlere, mısralarında titreyişlere şahit olacaksınız…
“Andım yine seni efkarım var,
Gözlerin düşlerimde sabahlar…”
Yalnızlığın yetimliğe vurduğu şiirlerine müptela olacaksınız…
“Git sen de git
Gitsinler gözlerin de
Gökyüzünü bana bırak, yağmuru bana, bir yudum çayı…
Beni bana bırak…”
Ertuğrul Bayam/Şairle Şiirlerle Veda Edermiş :

Efsuni bir soluk… İç dileklerimizi , gözyaşımızı, duygularımızın infialini, mefkurelerimizin, hayallerimizin hicranını kendine has üslubuyla manevi bir vecihle dizelerini sahilimize vuruyor.
“Bir seccadenin yalnızlığıdır benim ki
Hemde çevremde bu kadar müslüman varken…”
Olcay Derecik/Cam Buğusu Ressamı:

Farklı bir realitenin veryansını…
“Tek sevenim sen ol…
Geri kalan dünya nüfusuna konuyu ben açıklarım…”
Sözleriyle bu realiteyi ufkunda kendi renkleriyle boyamış… Bir cam buğusundan hayata bakmakta… Bizleri bu pencereden bir o kadar çocuksu bir o kadar yaşlı yüreğiyle ağırlamakta.
Kalender Yıldız/Kuklacı:

Arayışlarını imgeleriyle yoğuran, hayranlık uyandırıcı bir üslup mimarı. Kuklacı şiirindeki “arama annemdeki yüzümü..” dizeleri insanı alıp götüren deruni bir ağırlıkta. Düşünürken adeta kaybolup gidiyor… Eşsiz bir üslup ve mizansellik…
“Gözlerinde tuz erittim
Dudağımda soldu kardelen
Kırgın ve mülteci
Her şehir tanır beni
Söyle aşk
Hangi yol sana çıkar…”
Halis Karabenli/Dudağımdaki His Son’suz:

Ötelerin şiirinden bir yudum alan şair… Umursamaz çocukluklara bir adam kiyafeti giydirir şiirleri… Ucuz kelimeleri baş tacı edip ufkunda dolandırır ve sizlere rengarenk çizgiler sunar…
“Sabır, çok can acıtır fakat kefaretidir beklediğinin
Çünkü yalnızca, ucuz olandan vazgeçilir…”
Ziya Paşa Akyürek/Başka Dert:

Güller arasında kul olma derdinde, bir şair gurbet ilinde…Iraklık yaşıyor kendi içinde… Yürekte dua olan dertler misali, Zikrediyor her an vuslat dilinde…
“Sinemi içime çektikçe çekiyorum
Ayrılık değil derdim, güle yaş dokuyorum…”
Talha Bora Öge/Siyah:

Gölge şair… İçimizdeki ve bütün sair duyguların yansımaları, dizelerinde… İnancın gölgesinde bir şair… Ona giden yollar ardına vurulur…
“Öyle başını alıp gidince bitmez…
Alabiliyorsan kalbini de al git … ”
İbrahim İnecik/Ölü Kentin Kitabı:

Suskunluğun şiirleri… En büyük yalnızlıklardan arta kala suskunluklar şimdi onun dizelerinde ses veriyor…
“Payıma düşen yalnızlığın,
Ömrümün sus payı şimdilerde…”
Kalabalıklar içindeki yalnızlığımızı paylaşıyor dizelerinde…
M.Ferhat Kurman/Melal:
Adsız.png
Dizeleri, anadolunun bağrı gibi yaslandığımız analarımızın ak sütü gibi… Saf ve temiz…Bir Yavuz Bülent, bir Abdurrahim Karakoç görürsünüz dizelerinde…
“Efendim aramıza girdi hiç girmeyecek nifaklar.
Gel Efendim, Miraçtan gelir gibi,
Hiradan gelir gibi,
Taiften gelir gibi.
Gel ki türküler yakıyor nesl-i cedid bir ağızdan,
Bütün yalanlar yıkılsın nur doğsun her yandan.
Riyalarla olsa da özlüyoruz Efendim,
Her sabah yollarını gözlüyoruz Efendim…”

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.