1. Öncelikle üstün zekalı çocukları eğitecek eğitimciler…
2. Sonra üstün zekalı çocukların eğitimcileri yetiştirilmelidir!
3. Bu yetiştirme platformu, adını ne koyarsanız koyun kurumsal ve devlet eliyle olmalı, oluşturulmalıdır… Ayrıca akademik ve bilimsel bir temele dayandırılmalıdır!
4. Üstün zekalıların eğitimcilerinin yetiştirileceği kurumlar devlet eliyle oluşturulduktan ve kurumsallaştırıldıktan sonra üstün zekalı çocukların eğitim göreceği kurumlar yine devlet eliyle oluşturulmalı ve kurumsallaştırılmalıdır…
5. Eğiticileri eğitecekler, eğiticiler ve kurumlar oluşturulduktan sonra çeşitli vesilelerle üstün zekalı çocukların teşhis ve tespiti yapılmalıdır…
6. Üstün zekalı bu çocuklar kendileri için özel olarak oluşturulmuş okullara yerleştirilmelidir…
7. Tabi bütün bu aşamalar gerçekleştirilirken ve hatta gerçekleştirilmeden üstün zekalı çocuklar için gerekli eğitim plan ve programları hazırlanmış, bu çocukların eğitim göreceği okullar da bu plan ve programlar çerçevesinde düzenlenmiş olmalıdır…

İnsanın geleceği için yapılabilecek en kıymetli, en ehemmiyetli ve de en samimi yatırım; insana yapılan ya da yapılacak olan yatırımdır. Uzun vadede ülke kalkınması, fersah fersah ileriye mesafe alınması, alınabilmesi için geri dönüşü her dem en karlı olan insana yatırım ciddiye alınmalı, asla göz ardı edilmemelidir. Nerede ve ne zaman olduğu hiç fark etmeksizin, dünden bugüne, bütün dünyada, insana yapılan yatırımların "Eğitim" eliyle gerçekleştirilebilirliği hepimizin malumu…
Tarihten günümüze eğitime verilen ehemmiyet ve bu ehemmiyet derecesinde yetiştirilen eğitilmiş kesimle devletler yönetildiği ya da yönetilmeye çalışıldığı düşünülecek olursa meselenin ne kadar büyük bir önem arz ettiği de görülebilir… Mesele sadece devlet yönetmek mi? Bilim, teknik, sanat ve her alanda devleti ileriye götüreceklerin eğitimle bunu başarabileceğini düşündüğümüzde üstün zekalı ve yeteneklilerin eğitimine verilmesi gereken önemi düşünebiliyor musunuz?
Üstün zekalılar… Evet ülkemizde elbette üstün zekalılar var… Hatta bilimsel ve akademik çalışmalar her yüz insandan ikisinin üstün zekalı olduğunu söylüyor, varsayıyor… Şimdi bu veri ışığında bir düşünelim; sadece her sene kaç üstün zekalı çocuğumuz eğitim-öğrenim hayatına başlıyor? Başlıyor başlamasına da, peki bu çocuklarımıza eğitim verecek eğitimciler var mı? Varsa eğer eğitim vereceği bir kurum ya da okul var mı? Kendileri için hazırlanmış plan ve bir eğitim programı var mı? Bu çocuklarımız için düzenlenmiş eğitim ortamları var mı?
Ülkemizde “Üstün Zekalılar Öğretmenliği” adı altında lisans eğitimi veren programlar var pek tabi… İstanbul Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi ve Yakın Doğu Üniversite’sinde “Üstün Zekalılar Öğretmenliği Bölümü” mevcut… Evet sadece ve sadece üç üniversite… Malumunuz üzere Yakın Doğu isimli üniversite Kıbrıs’ta, Maltepe ise özel bir üniversite, kaldı mı geriye sadece İstanbul Üniversitesi… Maalesef… Bu arada “Üstün Zekalılar Öğretmenliği Bölümü” ülkemizde ilk kez İstanbul Üniversitesi’nde 2002 yılında kurulmuş… Evet 2002 yılı… Amacımız elbette üzüm yemek lakin bir de bu programlarda okutulan derslere bir baksanız, durumun ciddiyetini görmek adına bir tanesini yazalım mesela: Trafik ve İlk Yardım… Bu programın ilkinin bile 2002 yılında açıldığı düşünülürse, programda okuyanları yetiştiren akademisyenlerin nerede eğitim aldığını düşünmemek de elde değil!
Ülkemizin naçizane “Üstün Zekalılar Öğretmenliği Bölümü’nden” mezun olan öğretmenlerimiz ne yapar peki? Acı ama maalesef bunları söylememiz de zaruri; bu öğretmenlerimizin büyük çoğunluğu MEB’de çalışır ama “Sınıf Öğretmeni” olarak atanırlar… “Özel Eğitim Kurumları’nda” ve “Bilim ve Sanat Eğitim Merkezleri’nde” az sayıda olsa da çalışanları vardır…
Alandan mezun öğretmenler neden alanlarında istihdam edilmiyor? Çocuklarımızın gidebileceği üstün zekalılar okulu olsa, öğretmenlerimizi de elbette bu okullarda değerlendirirdik… Fakat ne aşamadadır bilinmez ama üç yeni üstün zekalı okulu daha açma projesi haricinde maalesef ülkemizde üstün zekalı çocuklar için bir tek devlet okulumuz var… Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu, İstanbulda… İstanbul genelinden öğrenci alan ve yılda sadece 24 öğrenci alan tek okulumuz…
Ülkemizde bu çocuklarımız için devlet eliyle eğitim veren sadece bir okulumuz var maalesef… Bilim ve Sanat Eğitim Merkezleri’nin ülke genelinde her ne kadar sayısı 60’ı bulsada üstün zekalı çocuklar için aklınıza gelebilecek her alanda tam anlamıyla ihtiyaca cevap veremediği, yetersiz kaldığı da gün gibi aşikardır, bilinen bir gerçektir… Zaten BİLSEM’ler üstün zekalı çocukların devam ettiği örgün eğitim dışında kalan zamanlarda eğitim vermektedir ki bu her ne kadar üstün zeka ve beceriye sahip olsa da çocuk için ne kadar sağlıklıdır?
Evet artık 2014 yılındayız, eğitimi, üstün zekalıların eğitimini, yani geleceğimizi daha çok konuşmalıyız, tartışmalıyız… Geleceğimizle daha çok dertlenmeliyiz… Böyle yapmalıyız ki geleceğimize ipotek konulmasın… Çocuklarımız daha bir filizken, başkaları tarafından toprağından çekilip alınmasın, başkalarının elinde yeşerip başka topraklarda çiçek açmasın istiyorsak çocuklarımıza sahip çıkalım ve onların da mutlu olabileceği eğitim ortamlarını artık her yönüyle oluşturalım…


O. Kürşat YORGANCI