ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Kainatın Kalbi "Ümmü-l Kura" ve Fetih

Osman Kürşat YORGANCI

30 Aralık 2013 Pazartesi 22:28
  • A
  • A

Kainatın merkezinde Dünya, Dünya'nın merkezinde Mekke ve nihayetinde Mekke'nin merkezinde bir mikap; Kabe... O Kabe ki insanlar için ilk mescid, ilk mabed ve kurulan ilk ev... Mübarek ve hidayet rehberi olan, Kabe... Evvela melekler, ardından Hz. Adem ve Hz. Şit, sonra da Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail eliyle madde planında temellendirilirken mana delaletince de arzdan arşa bir yekparelik belirtici sancak... Her daim maddi yönüyle birlikte kendisinde barındırdığı mana; Hz. İbrahim'den bu yana "Tevhidi Merkezilik"! Müşriklere ve putperestlere müsaade edilmesine rağmen hep korunan ve son temizliği kollayan, bekleyen; Mekke...
Şehirlerin anası manasına "Ümmü-l Kura"... Şehirlerin anası liyakatini Al-i imran suresi 96. ayeti "İnsanlar için ilk kurulan ev, dünyalar için mübarek ve hidayet rehberi olan Mekke'deki Kabe'dir." kelamından alan kainatın madde planındaki tecelli zemini ve bu zeminin merkezi olma şerefi...
İnsanlığın ana kucağı, ana kucağı çünkü insanlığın ve kainatın hatrına yaratılmış olduğu en sevgiliye kucağını açmış, en sevgili kucağında dünyaya gözlerini açmış... Gaye insan, ufuk peygamberin insanlığın ana rahminden hicretinden önce "Ey Mekke! Sen yeryüzünün en hayırlı ve bana en sevimli yerisin. Eğer çıkmak zorunda bırakılmasaydım senden ayrılmazdım." dediği, peygamberi ruhun buram buram üzerinde tüttüğü şehir... Yeryüzünde Hz. Resulullah'ın mübarek ayaklarını bastığı tek bir kum taneciği hatrına, şah-ı şehir Mekke! İşte bundandır ki maddesi ve manasıyla kalbimizi bağladığımız, kainatın kalbinin attığı şehir, kıblegahımız, Mekke!
Her an, her saniye ve her dakika, dünyanın her yerinde halka halka kendisine dönülen; bir yandan da okyanusa atılan bir taş misali etrafına dalga dalga daireler çizerek muhatabına yönelen; merkez-muhit ilişkisinin kendisinde tecelli ettiği bir başka zemin daha var mıdır ki dünyada, Ey Mekke? Var mıdır ki kalplerin hep bir attığı, kalbi kalbe bağlayan ve nihayetinde kalpleri kainatın kalbinde aralayıp açan bir başka belde, Ey Mekke? Fetih; kapalı veya örtülü bir şeyi açmaksa eğer kafa ve gönülleri kapatan küfür perdesini Resulullah eliyle açan hakikat senin fethin değilse nedir, Ey Mekke?
Ey Mekke, kainatın kalbi, insanlığın ana rahmi... Sen ki kainata açılan pencere... Maddi tezahürünle birlikte mananda saklı hakikat; kalplerin ve gönüllerin fatihi... Fethin gerçekleşeceği kim bilir belki de kutlu nebinin hicretinde gizliydi, hicretinden belliydi bir gün tekrar sana yöneleceği ve seni fethedeceği!
Sadece bir coğrafyanın tahakküm altına alınmasından çok daha fazla bir anlam belirten, İslam'ın küfre karşı zaferinin adıdır, Mekke'nin fethi! İslam'ın gönül kalesini ele geçirmesi ve kainat padişahının gönül kapısının anahtarını elde etmesidir, Mekke'nin Fethi!
Ana rahminden dalga dalga insanlığa, insanlığın ve insanların kalbine İslam'ın mührünün vurulmasıdır Mekke'nin fethindeki mana... Merkezden muhite kol kol yayılmasıdır ondaki mana, gönül kapısının aralanmasıdır ondaki sır...
Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak bir şuurla ve çölde bir zerrecik suyun kendisine isabet etmesi muradıyla yanıp kavrulan bir kum taneciği aşk ve iştiyakıyla: "Bir kar tanesi olsak sana düşmek isterdik, Ey Mekke!"

kursatyorganci@hotmail.com
O.Kürşat Yorgancı

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.