ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Hükümete ve millete açık mektup...

Osman Kürşat YORGANCI

08 Mayıs 2013 Çarşamba 22:56
  • A
  • A

Memleketin siyasileri, sözüm ona fikir adamları, yazar-çizerleri, medya patronları, sivil toplum kuruluşları ve daha nevisini sayabileceğimiz söz sahipleri bugün girift meselelerin halli için her türlü platformu kullanmaktalar... Samimi ya da gayrı samimi... "Paylar paylanır elbette." misali, bugün memleket meselelerinin halli üzerinden pastadaki payını kopartmak derdinde olan kişi, kurum ve kesimler hayli çaba sarfetmekteler...

Hatta gelinen noktada öyle cehdetmekteler ki "Yeni Anayasa" hazırlığının bilincinde ve şuurundalar... Dedim ya bütün kesim, kurum ve kişiler azami gayret göstermekteler, türlü mevzular için...

Ezildikleri iddaaları üzerinden mesubu bulundukları kitle ya da kesime çıkar sağlama derdinde olanlarını mı ararsın, gelecekteki siyasal yaşamını garanti altına almak isteyenlerini mi ararsın, ticari kaygılarını gidermek isteyenlerini mi ararsın ve hatta gayri müslim vatandaşların çıkar ve menfeatlerini güden dış mihraklı kişi, kurum ya da kuluplerini mi ararsın, hepsi mevcut...

Namevcut olan tek bir kesim var...

Öyle ki bu kesimin çıkar ve menfeatleri adına esaslı ses getirebilecek tek bir kişi, kurum yahut da sivil toplum kuruluşu da çıkacak gibi görünmüyor...

O kesim biziz, sizsiniz; "MÜSLÜMANLAR." Daha açık bir ifadeyle; "AKILLI MÜSLÜMANLAR." Müslüman memleketin kendilerini müslüman tarif eden hükümeti ve yöneticileri; müslüman hükümetin kendilerini yönetmesi yönünde irade sergileyen müslüman milleti hep suskun fakat dünden bugüne bu memlekette yapılamayanların, yapılmasının düşünülmesi bile muhal olanlarının yapıldığını onurla ve gururla, göğüslerini kabarta kabarta söylemekten imtina etmemekteler...

O vakit dünden bugüne bu memleketin gariplerinin kanayan yarası olan; "analarımızı, bacılarımızı ağlatan" ve artık bıçağın kemiğe dayandığı gibi gırtlağımıza kadar gelmiş ve dayanmış olan; sabrımızın ve tahammülümüzün kalmadığı bu mesele, "TESETTÜR MESELESİ"; tam da iddaasında olduğunuz, artık bu ülkede yapılamayacak hiçbir şeyin kalmadığı, yapılamayacak hiç bir şeyin olmadığı yönünde iddasında olduğunuz bu dönemde; "YENİ ANAYASA" yapımı sürecinde çözülmeyecek de ne zaman çözülecek? Bugün teröristin dahi hak talebinde bulunduğu, başkanlık sisteminin konuşulduğu, federal yönetim anlayışının tartışıldığı demlerdeyiz... Biz müslümanların derdiyle dertlenecek ve bu derdine çözüm arayacak, çözüm üretecek; YENİ ANAYASA'ya bir daha kesinlikle ve kesinlikle çıkmamak üzere, çıkartılamayacak bir biçimde "TESETTÜR MESELESİ"nin çözümü için gerekli maddelerin konulması zorunluluğunu muhataplarına avazı çıktığı kadar haykıracak kimse yok mu, bu meseleyi sahiplenecek kimse yok mu? Mukaddes davalarda belki de ancak çölde bir kum taneciği olabileceğimizin şuurunda ve bu cürmümüzle, Hz. İbrahim'in ateşine su götüren karınca misali diyoruz ki; o vakit Allah'ın izniyle "biz" varız, "siz" varsınız...

Ve haykırıyoruz: "TERÖRİSTE BİLE MÜSAMAHAYLA YAKLAŞILAN, TOLERANS TANINAN GÜNÜMÜZDE NEDEN TAM TESETTÜRE YA DA BAŞÖRTÜSÜNE KISMİ GÖZ YUMMALARIN ÖTESİNDE ANAYASAL ÇÖZÜMLER, AÇILIMLAR İLE KESİN, NET VE KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETİLMİYOR? BU YASAK NEDEN TAM OLARAK KALDIRILMIYOR? MİLLETİN DESTEĞİ İLE İKTİDARA TAŞINDIĞI İLERİ SÜRÜLEN MÜSLÜMAN HÜKÜMETE DE, BU HÜKÜMETİ İKTİDARA TAŞIYAN MÜSLÜMANLARA DA SORUYORUZ: "BİZDEMİ TERÖRİST OLALIM?"

YORUM YAZ
TOPLAM 2 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - bilal eren:10 Mayıs 2013, Cuma 12:31

    çok güzel hocam

  • - ferhat yılmaz:09 Mayıs 2013, Perşembe 21:55