ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Aykırı Yazılar 1

Osman Kürşat YORGANCI

05 Kasım 2013 Salı 20:58
  • A
  • A

Üniversiteler, öğrenci evleri ve karma eğitim... Necip ve necis. Birbirlerine ne kadar da zıt kavramlar. Ne kadar da uzaklar birbirlerinden ihata ettikleri mana delaletince. Buna mukabil zıttıyla kaim değil midir ne varsa kainatta? Zıtların birleşiminden ibaret değil midir alemde ne varsa? Zaman... Zaman bile böyle değil mi? Hani feleğin çemberi diyoruz ya, işte tam da bu zıtlığa işaret ediyoruz aslında. Zaman; geçmiş ve gelecek... Geçmiş ve geleceğin birleşiminden doğmuyor mu bu hayat? Dün ve gün. Ve hatta yarın. İşte bu misal necip ve necis...
Bu necip millet tarih boyunca nice devletler kurdu. Kurduğu devletler tarihin sayfalarına silinemeyecek puntolarla kazındı. Hatta bu necip milletin kurduğu devletler tarihin en uzun soluklu, en ihtişamlı devletleri de olmadı mı? Necip milletin devleti destur çektirmedi mi, diz çöktürmedi mi önünde dünyayı? Çok uzak değil ecdad mirası, dün gibi yakın bu necip milletin asalet ve adalet timsali, tarihin en uzun ömürlü dünyayı yöneten devleti... Ama ne var ki "necip"ti işte dün! Peki bugün?
Dün öz yurdundan ve öz değerlerinden hareketle, dinamo vazifesini özünde bularak saltanat kayığını bütün dünyada yüzdüren bu necip millet, nasıl başardı? Dünyaya hükmetmek gelişigüzel mi gerçekleşti? Yoksa "Eğitim" mi vardı bu başarının ardında? Eğitimden ve bilimsellikten bahsediyorsak eğer şu acı gerçek hepimizin malumudur ki tesadüflere yer yoktur bu zeminde, maalesef. Peki biz ne kadar daha inkara ve inkarcılığa devam edeceğiz dersiniz? Şimdi dönüp geriye bir baktığımızda dünyaya hükmeden ecdadın eğitimini bugün neye ve kime göre izah edeceğiz?
Bugün halimizi izahlandıralım biz düne bakarak. Üniversiteler... Ecdad da acaba üniversiteyi bugün olduğu gibi "eş ve eş bulma kurumu" gibi mi görmüş? Üniversitenin en iyi işleyen ve hatta işledikçe ışıldayan demir misali işlevselleşen özelliğini evliliğe götürücü ihtisas merkezi mi görmüş? Talebeyi talep eden; fakat neyi ve kimi talep ettiği sorulunca parti, eğlence, kutlama ve gezi gibi faaliyetleri cevabını veren olarak mı kabul etmiş acaba ecdad? Hocayı profesör, profesörü de çakma, derme çatma, aşırma, tercümesi yanlış yeterlilikler bütünü sahibi mi bilmiş ve kabul etmiş dersiniz? Yabancı dili, hakikaten sahip olduğu iddia edilen dile son derece yabancı mı kabul etmiş dersiniz?
Yurtlar, öğrenci evleri... Panayır yeri.. Biz yine düne bakarak günümüzü aydınlatalım. Allah'tan dünümüz var! Yoksa bakacak yüzümüz olmadığı gibi bakacak yerimiz ve yönümüz de olmayacaktı. Bugün kime sorsanız herhalde aynı cevabı verir; henüz üniversiteyi kazanmış kızcağızınız hiç tanımadığınız karşı cinsten bir kimseyle aynı yurdu ya da aynı evi paylaşsa ne dersiniz dediğinizde... Tersi de geçerlidir tabi ki, erkek evlat için de sorsak aynı soruyu emin olun yine aynı cevabı alırız. Hayır, olmaz, hatta olamaz! Acaba bu necip milletin eğitimli evladı dünyaya meydan okuyuşunu buram buram özgürlük kokan ve bu özgürlüğü kızlı erkekli aynı evi paylaşmakta bulan zihniyetine mi borçluydu?
Karma eğitim... Ne dedik en başta; necip ve necis... Zıtların birleşimi.. Dün ve bugün... Halimiz malumumuz lakin izaha muhtaçlığımız da öyle... Ecdad ilimde, fende, teknik ve teknolojide, edebiyat ve sanatta, müspet ilimlerde her sahada dünyaya olan üstünlüğünü karşı cinslerin aynı sıralarda oturtulmasına mı borçluydu, ne dersiniz?
Çağdaşlık derken, ileriye gitmekten bahsederker geride bıraktıklarımıza dönüp bir bakalım. Unuttuklarımızı bir bir hatırlayalım. Edep ve hayamızı takınalım. Takınalım da kimse kusura bakmasın ama unuttuğumuz bir Allah vardı; hatırlayalım, hatırlayalım...

kursatyorganci@hotmail.com

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.