ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Gezi Parkı: Son notlar…

Ömer F. Yıldız

13 Haziran 2013 Perşembe 01:31
  • A
  • A

Biliyorum artık şu iki haftadır ülkenin asıl hayati gündem maddelerinin üzerini muvaffakiyetle örtmüş olan gezi parkı hadiseleri çok sıktı. Onun için bu bahsi burada son bir yazıyla kapatayım istiyorum. Ondan evvel şunu da belirtmek isterim, bu yazıyı neşrederken Gezi eylemleri için içinde Necati Şaşmaz ve Hasan Kaçan’ın da bulunduğu bir grup heyet Başbakan ile görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmenin ve oluşturulan diyalog ortamının hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

İşte son Gezi Parkı notları:

BU EYLEMLERDEN YENİ TÜRKİYE ÇIKAR MI?

Mümkünü yok çıkmaz. Neden mi?

Çünki bu gezide yeni Türkiye mefhumundan bahseden ve Başbakan’ın bu “yeni Türkiye”yi okuyamadığını büyük bir komiklik ile söyleyen bir takım protestocu kesim ideolojileri itibariyle 1930’ların kafasından çıkamamış bir kitleyi temsil ediyor. Senelerdir bu mefhum sebebiyle köşeye sıkışıp da şimdi ellerine ufak bir fırsat geçti diye aynı silahı başkasına karşı kullanmaya çalışma numaraları tutmaz.

Evet, yeni Türkiye çıkmaz çünki bu bir devrim hareketi değil. Hiçbir şekilde tek seslilik yok, nizami bir mücadele yok, her şeyden mühimi müşterek bir hedef yok! Gerçi eylemcilerin kahir ekseriyetinin ittifak ettiği “Tayyip istifa” klişesi var ama bu talebi somut ve mantıki sebeplerle müdafaa eden bir tek protestocuya bile rastlamadım bugüne kadar. Gezi Parkı Platformu adı altında birkaç kişi çıkıyor, hükümet adına Bülent Arınç’la görüşüp o protestolardaki on binler adına birtakım alakasız talepler sıralıyor… Peki kimin adına konuşuyor bu beyefendiler? Zira sivil eylemcilerden de ziyadesiyle tepki aldı bu saçma talepler. Görüyoruz eylemlerin ne derece gelişigüzel bir şekilde gittiğini…

POSTA GAZETESİNİN MANŞETİ

Eylemlerle alakalı beni en çok güldüren ve bu eylemleri pohpohlayanların ne kadar komik duruma düştüklerine kani olmamı sağlayan şey Posta gazetesinin 8 Haziran tarihli manşeti oldu. Manşette iki resim var: sol tarafta Gezi parkında yoga yapanlar, sağ tarafta da parkta Cuma namazı kılan anti-kapitalist Müslümanlar… Ve manşet yazısı da şöyle: Özlenen Türkiye…

Komik değil mi… Güya şunu anlatmak istiyor bu manşet lisan-ı haliyle; "bu faşist AKP iktidarı yıllarca milleti böldü, yoga yapanlarla namaz kılanları karşı karşıya getirdi ama biz Gezi eylemcileri olarak bu iki unsuru da birleştirmeyi başardık, yaşasın kutlu devrimimiz!"

Çok şükür milletimiz bu tür şov ve istismar hareketlerine göz yummadı ve kimin ne olduğunun şuurunda bir şekilde hak ile batılı tefrik edebildi. O eylemde Cuma namazı kılan, Kandil kutlayan ve Yasin-i şerif okuyan güruhun liderinin zamanında Kandil kutlayanları nasıl tekfir ettiğini çok iyi biliyordu milletimiz. Dolayısıyla bu riyakârlığı ve fırsatçılığı da görmek suretiyle bu tür İslam’a zarar veren tahriklere de prim vermedi Allah’ın izniyle!

HADİSELER VE KOMPLOLAR

Gezi parkı hadiseleriyle alakalı her iki taraf da mutlaka yerli yersiz yalan haberler üretmiştir eminim; ama gerçekliği görüntülü delillerle sabit bir takım rezilliklere de kimse yalan demesin lütfen. Daha mı somutlaştıralım?

Mesela şu hepimizin tepesini attıran Bezm-i Alem Camii’nde içki içilme ve camiye ayakkabıyla girme mevzuu… Meğer biz yanlış görmüşüz, oradaki bira kutuları montajla eklenmiş. Hadi canım oradan!

Mesela Abdullah Öcalan ile Atatürk resimlerinin eylemlerde yan yana gözükmesi… Bu da mı montaj? İllaki vardır bir bahaneleri… Belki de biri provokasyon olsun diye yapmıştır bir montaj.

Mesela eylemciler tarafından üst geçitten aşağı itilip ayağı kırılan 12 yaşındaki masum çocuk. Yoksa o da mı kendini provokasyon olsun diye aşağı attı?

Mesela Taksim’de eylemler esnasında biri yabancı uyruklu olmak üzere tecavüze uğrayan iki kadın… Herhalde onlar da provokasyon olsun diye tecavüz iddiasında bulunmuşlardır değil mi?

Biraz dürüstlük ve ahlak lütfen... Başka bir şey beklediğimiz yok!

GEZİ EYLEMLERİNİN İLKLERİ

-Uzun zaman sonra sokaklar ilk defa bu kadar karıştı…

-İlk defa sanat camiası bu kadar politize oldu…

-İlk defa bir takım eylemciler bu işin artık polisle çatışmakla, Vandalizm ile olmayacağını anladı ve sivil-illegal eylemci ayrımı yaşandı…

-Cumhuriyet mitinglerinde, 29 Ekim protestolarında, 1 Mayıs protestolarında kararlı bir şekilde eylemcileri sindiren hükümet ilk defa geri adım attı ve eylemcileri muhattap aldı…


Bu notların da ardından Gezi Parkı Eylemleri meselesi benim nezdimde kapanmıştır artık… Bundan sonra daha faydalı meselelerden bahsetmek dileğiyle…

Allah’a emanet olun…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.