ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Kader ve Dayatma Üzerine

Oğuzhan ASLAN

25 Eylül 2014 Perşembe 16:21
  • A
  • A

Kader dediğiniz bir dayatma değil, yapılan seçimlerin mevcut ve muhtemel sonuçlarıdır. İnsan seçimlerinde özgür, bu seçimlerin sonuçlarında ise bağımlıdır. Bu bağımlı olma haline "kader" demek çok da yanlış olmaz.

Bu sebeple evvela seçimlerimizi sorgulamakla işe başlamak gerekir. Birlikte deneyelim mi?

Mesela yalnız olmak kaderdir çoğumuz için. Oysa yalnız olana dek yapılan seçimler nelerdir ? Hırs, öfke, bencillik, tatminsizlik, üstün olma çabası, paylaşmaktan imtina etmek, karşılık görmeden yardım etmemek ve hatta sevmemek... Tüm bu sebepler bir dayatma değil, kişisel tercihler, yani seçimlerdir. Bu seçimlerin olası sonucu olan yalnızlık kader adı altında sadece bir sonuçtan ibarettir. Yani kader bir dayatma değildir.

Peki ya mutsuzluk ? Önce geleceğimizi kurmak için didinir, okullar okur, sınavlar kazanırız. Bir memuriyet yahut iş imkanı yakalarız. Sonra her gün iş hayatının yorucu temposunu şikayet konusu haline getirir, çalışmaktan kaçınma yolları ararız. Çalışabilmek için sarf edilen seçimlerin sağladığı iş imkanı içinde bu imkanın sağlanmış olmasının olası sonuçlarını yaşamak, çoğu insan için mutsuz olmak "kader"dir. Yani yine dayatma değildir.

Peki dayatma nedir ?

Hak etmediği halde kadına şiddet, kadın için dayatmadır.

Çalıştığı halde işçinin hakkını teslim etmemek işçi için dayatmadır.

Tercih etme hakkı olduğu, belli bir siyasi mensubiyette olduğu halde bu durum yüzünden engellenmek, hor görülmek, yersiz ve seviyesiz eleştirilere maruz kalmak, bunu yaşayan için dayatmadır.

Bilmeden ahkam kesip bileni ve bilmeyeni yanlış yönlendirmek, yanlış yola istemsiz sapan için dayatmadır.

Her şeyden önemlisi zulmü reva görmek, zulme çanak tutmak, masuma zalim olmak, zalime yoldaş olmak, mazlum için dayatmadır.

Ve hiçbir zaman başkalarının dayatması kader değildir. Bunun adı "kaza"dır. Ve her kaza, iman üzre takdir olsa da, hak ve adalet için kazaya karşı durmak, mazlumdan yana olmak, zalime karşı durmak, yanlış safta durana ayak diremek tercihlerin en doğrusudur. Ve bu tercih, adaletin divanında tecelli edecek her kaderi kabullenmeye muktedirdir. Önemli olan suçu kadere atmak değildir. Tercihleri ve dayatmaları ayıklama ferasetini gösterebilmektir.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.