ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Gereksiz Temkin ve Mavi Marmara Gençliği

Nail Kaya

23 Kasım 2013 Cumartesi 00:28
  • A
  • A

Hud (as)’a kavminin şöyle cevap verdiği beyan edilmiştir: “Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: “Biz seni bir çılgınlık içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz.” (Araf Suresi: 66) Müfessirler, ayette geçen “sanmak” kelimesinin anlamı üzerinde özellikle durmuşlardır. Çünkü Hud (as)’a hâşâ yalancı diyeceklerse “sen yalancısın” demeleri lazımdı. Ama yalancı kelimesini zannetmek kelimsiyle beraber anmalarının iki sebebi vardır. Birincisi; onlar “ne olur ne olmaz temkinli konuşalım yarın rüzgâr tersinden eser de başımıza iş gelir. O yüzden döneklik yapabilecek bir dil konuşalım” demektedir. İkincisi ise Hud (as)’ın kavmi, güya nazik konuşmaktadırlar. Yalanlarını gizlemekte, çok zaman kuşdiliyle konuşmakta ve söylerken konuşmalarını duygusal bir forma sokmaktadırlar. Günümüzde her meselede ağlayan ve kuşdiliyle konuşan kimselerle Ad Kavmi arasındaki farkı ayırmak kolay değildir. Onlar konuşurken sürekli hesap kitap yaparlar.

Temkin adına sürekli hakikatleri gizleyen ve ideali olmayan bir gençlik, bir toplumun ölüm ilanıdır. Gençlik ile isyan kelimesi çok zaman birbirinden ayrılmazlar. Ashab-ı Kehf’in sahte ilahlara haykırışı bütün gençlere örnektir. Putları kıran Hz. İbrahim (as)’ı tarihler şanla anmıştır. Mavi Marmara Gemisi’nde şehit düşenler günümüzün numuneleridir. Olmasaydın da olurduk diyen Sancaktar Gençliğini takdir etmemek mümkün mü? Ama gençler, 12 Eylül’de Evrenci, 28 Şubatta askerci, AK Parti Döneminde çeşitli menfaatlerle liberal oluyorlarsa bu gençlikten dünyada da ahirette de hayır beklenmez. Devlet kademelerini ele geçirerek 7 Şubat MİT Darbesi planlayan bir kadrolar tüm toplum için tehdittir. Şimdiki sözde cesaretlerinin İsrail ile alakalı bir motivasyon olduğunu söylemek zorundayız.

Dikkat çekici bir gerçek vardır. Müstakil bir dünya görüşüne sahip olmayan ve uğrunda ölecek bir değere sahip olmayan kimseler, toplumun bütün kesimleri tarafından adeta hastalıklı insanlar olarak görülmektedir. Sürekli çanakların etrafında görüldüklerinden düşmanları “düşmanım ama mert bir insan” diyememektedir. Ne dostun ne de düşmanın takdirini kazanmışlardır. Taksim Olayları’nda Erdoğan’a diktatör demeleri “düşenin asla dostu olmayacaklarını” adeta ortaya sermiştir. Arkadan hançerlemek sanki ahlakları olmuştur.

Sonuç olarak bizlere Hz. İbrahim (as) ve Ashab-ı Kehf gibi bir gençlik lazımdır. Ama bazıları gençleri başörtüsü mücadelesi bile yapamamışlar adeta okumayı putlaştırmışlardır. Zira bazıları, başörtüsünü detay olarak görmüş ve okul için Allah’ın emrinin ayaklar altına alınmasına onay vermiştir.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.