ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

23 Ekim 2013 Çarşamba 14:34
  • A
  • A

Tasavvuf kısaca Kuran’ın bir yorumudur. Tüm tanımlar tasavvufu tanımlamaya yetersiz kalır. Tasavvuf dinin özüdür. Bazıları tasavvufu kabul etmezler. Günümüzde kabul etmeyenler oldukça fazladır. Kabul etmeyenlerin haklı olduğu yerler çoktur fakat eleştirilerin haklı olması tasavvufun yanlış olduğu anlamına gelmez çünkü iyi malın her zaman taklidi vardır. Tasavvuf günümüzde maalesef suistimal edilmektedir.
Eleştiriler: Tasavvuf ehli örtünmeye önem vermezler. Namaza dikkat etmezler. Şekle önem vermezler. Küfür dolu sözleri vardır şeklinde eleştiriler sıralanmaktadır.
Tasavvuf ehli şöyle savunmada bulunmaktadır: Şeriat katıdır. İnsanları cehennem ile korkutuyorlar. Yobazlık var. Kendilerinden başka herkesi cehennem ile korkutuyorlar. Türkler balkanlara şeriat ile değil tasavvuf ile gitti. Avrupa şeriat ile değil tasavvuf sayesinde Müslüman oluyor. Mevlana, Yunus, Hacı Bektaş-i Veli’nin mesajları insanları çekiyor.
Şeriat dinin dışıdır, katıdır. İnsanın dışına bakar. Hükümleri katıdır. İnsanları korkutuyorlar.
Batın ehli amelin niyetine bakar. İnsanları yargılarlar. Sevgi yoktur.
Hakikat ehli, zahire batına bakmaz. Yaratılanı yaratandan ötürü sever. Bu nasıl mı olur?
Şeriat ehli, Kuran’ın zahirini ele alır. Aklı ön plana çıkaran “Kim aklını kullanmazsa ALLAH onları pislik içinde bırakır.” Ayeti sonucu akılcıdırlar.
Batın ehli takvaya sarılır. Kılı kırka yarar, insanları cehennemlik görürler. İslamın emir ve yasakları konusunda titizdirler.
Tasavvuf Hakikat çok farklıdır. Ayetlerde, hadislerde vardır fakat yorum meselesi. Mesela, “Onlar ki otururken, yürürken, yan üstüne yatarken Allah’ı anarlar” ayetini bu şekilde namaz kılınır diye anlarlar. Tasavvuf ehline göre burada namazdan değil zikirden bahseder. Onlar devamlı namazdadır. Namazı, zikir diye yorumlarlar.
Hakikat ehli “Allah dilemedikçe sen dileyemezsin” ayetini ele alır. Tüm kainatı Allah’ın bir tecellisi olarak ele alır. Tüm kainat Allah’ın Celal ve Cemal tecellileridir. Yani şeytan Mudil isminin tecellisidir. Mümin Hadi isminin tecellisidir. Sonuç, Allah’ın 99 esmasının tecellisi ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı yaratılanı Yaratandan dolayı severler. Yaratan Allah, yarattıkları şer veya hayır olsun, Hakk’ın bir esmasıdır. Bundan dolayı sevgi, hoşgörü hakimdir. Tabii bu durum suistimallere açıktır. Günümüzde maalesef kullanılmaya açıktır.
Her ibadetin amacı vardır. Hedefe varılmazsa ibadet boştur. Namazın hedefi daimi namazdır. Abdestli olarak Allah’ın huzurunda Kuran’dan bölüm okumaktır namaz. Her zaman abdestli olarak Kuran’ın yap dediğini yapıyorsak, hedefe ulaştık. Namaz bitti, Allah’ın huzurundan çıktık ise o namazın insana faydası yoktur. “Dikkat ediniz kalpler Allah’ı anmakla huzur bulur”. Oruçla değil, namazla değil, zikirle huzur bulur. Devamlı Allah Allah Allah diyen boş konuşmaz. Dili güzelleşir. Zikir artarsa, aşk sevgi olur. Aşkın göz yaşları akar. Zikir devamlı olursa ruha iner, uzaklar yakın olur.
Hazreti Ömer Mekke’de hutbe verirken, İran’da savaşan komutanı görür, dağa bak diye komutanı uyarır. İşte buna kalp gözü denir.
Gazali, El Münkiz Mine’d Dalal kitabında “Devamlı zikir edenin kalp gözü açılır, Peygamberlerinin ruhlarından bilgi alırlar.” diye yazıyor. İşte şeriat ehli buraya itiraz ediyor çünkü ilimler şeriat tarikat ehline nakil yoluyla geliyor, eserler yoluyla geliyor. Burada sıkıntı var. Zamana uymama sorunu var.
Tasavvuf ehli nakil yoluyla değil, ilmi canlı olarak Resulullah’tan aldığını söylüyor yani keşif yoluyla. Bu zamana göre alınıyor. İşte burada nakil yoluyla alınanlarla çatışma meydana geliyor.
Mevlana’ya, Muhyiddin-i Arabi’ye, İsmail Hakkı Bursevi’ye, burada itiraz ediyorlar çünkü kendileri Kuran’dan anladıkları yorumlara ters düşüyorlar. Onun için Kuran’ın Kuran’la açıklanması diyorlar. Tasavvuf Kuran’ın zahiri batıni, manaları olduğunu söylüyorlar. Ayetler Hadisler getiriyorlar zahir ehline göre bu hadisler uydurma. Mesela, Muhyiddini Arabi Fena Risalesi kitabında buyuruyor ki “Ebu Hureyre, Resulullah’tan iki dağarcık dolusu ilim aldım, birini dağıttım, ikincisi öyle bir ilimdir ki söylesem beni öldürürsünüz, bana zındık dersiniz” Buhari.
Zahir ehline göre bu hadis uydurma.
“Ölmeden önce ölünüz.”
“Nefsini bilen rabbini bilir” bunlar zahir ehline göre uydurma.
Şeriat bir gemidir
Hakikat bir deniz
Çokları gemiye bindi
Denizden haberi olmadı. (Yunus Emre)
Tasavvuf ehli sürekli selatu selam çeker çünkü Resulullah’ı davet eder. O mertebeye ererlerse canlı Kuran olurlar. (Hz. Ali’nin, Ben canlı Kuran’ım dediği gibi)
Zahir ehli bazı yerlerde haklı. Örneğin, bazı kişiler basında Resulullah’ın ruhaniyeti geldi diye ilan ediyorlar. Bunu basınla paylaşmaktan sakınmıyorlar. Bu olay kesinlikle yanlıştır çünkü Resulullah bir cemaate mal edilemez fakat maalesef yapıyorlar. Şeriat bir bardaktır. Şekli, rengi, kalitesi önemli değildir. Amaç su içmektir. İçindeki su tarikattir, bize yararlı besinler vardır. Suyun üzerinde yüzen buz hakikattir. En üstünü buzdur. Bardak kırılınca hepsi gider. Kamil mümin şeriate önem verir, suyu sever, bardağı kırmaz.
Ağaç şeriat, dalları tarikat, meyvesi hakikattir. Ağacı kabul etmeyen meyveye ulaşamaz.
“Bir kişi havada uçsa, namazı yoksa zındıktır” demiş Muhyiddin-i Arabi.
Kuran var, ne lüzum var mürşide diyenlere derim ki: Resulullah’ı miraca kim götürdü? Resulullah’a namaz kılmayı kim öğretti? Yunus nasıl Yunus oldu? Mevlana nasıl Mevlana oldu? Neden İstanbul boğazından geçen gemiler kılavuz kaptan kullanıyor? Allah Kuran’da neden “Zikr etmesini bilmiyorsanız zikr ehline sorun” diyor?
Bilenlere sorunuz, Her mürşide gönül verme, yolunu sarpa uğratır. Mürşidi Kamil olanın gayet yolu asan imiş.” Niyazi Mısri
Mürşid-i Kamil kimdir?
Ham ağacı alıp, işlenmiş hale getirendir. Sen nerede olursan ol, seni görendir. Kötü huylarını kesip iyi huy verendir. Resulullah’ın yoldaşı olandır. Soru sormadan sabredip, oturup cevabını alandır. Dedikleri yıllar sonra çıkandır.
Mutaffifin suresi 20 O kitap içinde ameller kaydedilmiş bir kitaptır.
Mutaffifin suresi 21 O kitabı Allah’a yakın olanlar görür.

Şeriat, tarikat yoldur varana
Hakikat, marifet ondan içeri

Kesildi Takatım Dizde Derman Yok
Bu Ne Mezheb İmiş Dinden İçeru (Yunus Emre)

YORUM YAZ
TOPLAM 1 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - ahmet:25 Ekim 2013, Cuma 10:24

    güzel bir yazı....başarılar