ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

KUTUP KİMDİR, KİM DEĞİLDİR??

Mustafa Hakkı Söyler

18 Nisan 2014 Cuma 10:25
  • A
  • A

Yıl 1987 yer Erzurum öğretmen evi. Bir dostumuzun arkadaşı masamıza geldi. Kendisi Nurcu idi. Başladı anlatmaya, bizlerde dinledik. Bediüzzaman Said Nursi dedi. Uzun uzun anlattı. Çok heyecanlı ve samimi idi bu yüzden sözünü kesmeden dinledik. Ertesi gün, Erzurum Cumhuriyet caddesinin üzerinde bulunan bir kahvede oturuyorduk. Gazete almak için aşağıya inmiştim. O Nurcu arkadaşla karşılaştım. Çay içmeye davet ettim, o da geldi. Hocam dedim, dün dinledik, sözünü kesmedik. Bize zamanın güzeli olduğunu anlattınız. Yalnız belge isterim dedim. Anlattı ama “Hocam bu belgeler açık değil, net belgeler isterim” dedim çünkü siz Allah’ın varlığını ispatlıyorsunuz, Said Nursi’nin zamanın kutbu olduğunu ispat ediniz dedim. Kahvede, Konya’dan, İzmir’den çeşitli şehirlerden arkadaşlar vardı. Sordum ikna olan var mı, yok dediler. Nurcu arkadaşımız o zaman sende Said Nursi’nin Bediüzzaman olmadığını ispat et dedi.

Bak o zaman anlatayım dedim; Erzurum Kültür Edebiyat vakfı vardı. Orada kitap satılıyordu, oradan aldığım bir kitabı masanın üzerine koydum. Al sana belge dedim. Sizin kitapçınızdan aldım dedim, Kırk Kudsi Hadis (Ahmet Yıldız). “Allah’ın mücahit kulları, dünyanın sonuna kadar eksik olmayacaktır. İnsanlar arasında bazen tanınırlar, bazen tanınmazlar. Ancak kalp gözü açık olanlar onları tanırlar.” Evliyaların dereceleri vardır. Kutup (Nüceba), Ebdal (Evtad İmameyn), Gavs (Ümena), Meczup (Nükeba). Ebdal, kırk erkek kırk kadındır. (Deylemi Enes ten rivayet) Ebdal Şam’dadır. Kırk kişidir. Yeryüzünde İbrahim Peygamber (a.s) gibi kırk kişi vardır. (Tebarani, Heysemi, Suyuti) Her asırda ümmetimin en hayırlıları beşyüz dür. (İbni Ömer r.a)

Abdullah İbn Mesud’dan rivayet edildiğine göre, “Allah’ü teala’nın mahlukatı arasında üçyüz kişisi vardır. Kalpleri Adem (a.s)’ın kalbi üzeredir. Kırk kişi vardır, kalpleri Musa (a.s)’ın kalbi üzeredir. Yedi kişi vardır, kalpleri İbrahim Peygamberin kalbi üzeredir. Beş kişi vardır, kalpleri Cibril (a.s)’ın kalbi üzeredir. Üç kişi vardır, kalpleri Mikail (a.s)’ın kalbi üzeredir. Bir kişi vardır, kalbi İsrafil (a.s) kalbi üzeredir.”

Bir öldüğü zaman yerine üçten, üçten öldüğü zaman beşten, beşten öldüğü zaman, yediden, yediden öldüğü zaman kırktan, kırktan öldüğü zaman üçyüzden yerine geçer. Üçyüzden öldüğü zaman avamdan yerine geçirilir. (Abdullah İbn Mesud)

Muhyiddin İbn Arabi’nin Futuhati Mekkiyye, Fatih’in hocası Akşemseddin’in kitaplarında, Hacı Bektaşi Veli’nin duasında 3,5,7 yüzü suyu hürmetine Huuu diyelim diyerek yürüyen Yeni Çerilerin duasında hep bunlar vardır. Ebu Nasr ve İbn Asakir’da da bunlar vardır. Abdulaziz Ed Debbağ’da da benzer şeyler vardır.

Bunları Nurcu kardeşime okudum. Al sana hadis, delil dedim. Diyelim ki, Said Nursi Bediüzzaman bu hadislere göre üçlerden olması lazım. Kutbun, Gavsın sağında ve solunda bir kişi bulunur. Kutup, Gavs ölünce sağında ki kutup olur. Solunda ki sağa geçer. Hadisler böyle söylüyor. Said Nursi öldü. Kim geçecek yerine? Sağındaki. Said Nursi ölünce yerine oniki kişi çıktı, hiçbiri anlayamadı. Said Nursi öldüğünde F.Gülen yoktu. Şimdi ise F.Gülen’e Kutup diyorlar. Nasıl sağındaki Kutup oluyor? F.Gülen’ciye sordum. Ya yukarıda saydığımız hadisler? Hacı Bektaş Veli, Akşemseddin, Muhyiddin İbn Arabi (F.Mekiyye) (v.s). O zaman bunların hepsi palavra öyle mi? Şu an yaşayan 10 yakın öğretmenin yanında cevap veremedi.

Bakınız tanınmış Evliyalardan Muhyiddin İbn Arabi ne diyor; Muhyiddin Arabi’yi dünya tanıyor ama bizimkiler tanımıyor. Edison bile “Ben ampulun ilhamını Muhyiddin İbn Arabi’den aldım” diyor. Ama günümüzün cahilleri ilim diyor, sözleri ilime uymuyor.
Muhyiddin İbn Arabi’nin Megarip Name kitabında; “Türk inkilabının merkezi olan Ankara’da bir devlet kurulacak ve daimi Mansur olacaktır”. Yediyüz sene evvelden böyle demiştir. Muhadarat’ül Ebrar Muhiddin Arabi’nin metinlerini bu eserinde toplamıştır. “Allah’u Teala bana öyle nimetler ihsan etti bildirdi ki, istersem kıyamete kadar gelecek bütün Velileri, Kutupları isim ve nesepleriyle bildirebilirim fakat bazıları inkar eder de manevi kazançları kaybederler diye korkuyorum. (Allah’a yakin olanlar o kitabı görürler. (Mutaffifin 19,20)”.

Şeceretü’n Nu’maniyye Fi Devleti’l Osmaniyye; Sin Şın’a gelince Muhiddin’in kabri meydana çıkar. Sin Şın’a gelince Yavuz, Arabi’nin mezarını bulmuştur.

F.Gülen’in Asrın Getirdiği Tereddütler adlı eserine bakınız. Muhyiddin İbn Arabi’nin Vahdeti Vücud konusunda görüşlerini inceleyiniz. Kabul etmediğini göreceksiniz. İmamı Suyuti kabul ediyor, Muhiddin Arabi’yi onaylıyor (Tenbihül Gabi) kitabında, F.Gülen kabul etmiyor. 04.04.2014 Zaman gazetesinde F.Gülen yazısında Muhyiddin İbn Arabi’nin Füsusul Hikem kitabını okuyun diyor. Neden herkes Arabi’ye sahip çıkmaya çalışıyor. Çünkü iyi malın, güzel yolun taklidi olur da ondan. Peki Arabi ne diyor? Füsusul Hikem sayfa 171: “Ümena dediğimiz taife kendilerini daimi gizlerler bunlar Melamiyye erenleridir.”

Hadisi kudsi, “Benim Velilerim kubbelerim altındadır. Onları benden başka kimse bilmez.”
“Eğer Ahmed’i Mürsel’den sonra Peygamber gelecek olsaydı Melamilerden gelirdi.” Cüneydi Bağdadi (Nefahat Varak 29)
Melamiler velayetin en üst basamağına varan kişilerdir. Bunların üstünde ancak Nübüvvet basamağı bulunur. Bunlar halkın gözünde saklıdırlar. Bunlar ibadetlerini gizlerler, riyadan kaçarlar, içleri Allah dışları halk iledir. (F.Mekiyye 71)
Melamiler Allah yolunun efendileri, önderleridirler. (F.Mekiyye 101)

Bunlardan dolayı taklitleri çoktur. İyi yolun taklidi çoktur. Ölçü, Kur’an, Sünnet, tanınmış Evliyaların eserleridir.
Kutup kendini ilan etmez. Canlı Kur’an dır. Kur’an a aykırı iş yapmaz. Bazıları Kur’an ı anlayamadığı için yapıyor zanneder. Kutup’um diye ilan edenlere bakın, delilleri yoktur. Kendileri söylüyor. Bırakın başkaları söylesin…!

Hacı Bektaşi Veli’nin Kutupluğunu yüzlerce kişi onaylamış, kabul etmiştir fakat Taptuk Emre kabul etmemiştir. Hacı Bektaşi Veli çağırmış, davet etmiş ancak ikinci kez davet edildiğinde kabul etmiştir. Neden kabul etmediğini sormuş, bana mürşidliği sen vermedin ondan kabul etmiyorum demiş. Kim verdi diye sormuş, perdenin arkasından verildi. Elini öptüm yüzünü görmedim demiş. Elinde ne vardı? Elinin içinde göz vardı demiş Taptuk. Bak bakalım bu el mi demiş. Bakmış ki o el. Taptuk Taptuk demiş, teslim olmuş.

https://www.facebook.com/photo.php?v=295631563812639&set=vb.178481784617&type=2&theater

YORUM YAZ
TOPLAM 2 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - metin akdemir:12 Mayıs 2014, Pazartesi 00:33

    Ağzınıza sağlık efendim çok makbule geçti allah razı olsun .

  • - faruk omer:30 Nisan 2014, Çarşamba 13:33

    Sen kutup beklemeye devam et.mehdi gelmiş sen kutupun özelliğini mehdide arıyorsun...