ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

GÖNÜL ALEMİNDE BİR GEZİNTİ...

Mustafa Hakkı Söyler

02 Haziran 2014 Pazartesi 07:40
  • A
  • A

Ne güzeldir Hakk aşkı, ebedi aşk… Kolay kolay sönmez hele sen tadını bir al. Dilinden kalbine, kalbinden ruhuna insin aşkın. Bu öylesine bir aşktır ki, yorgunluğunu alır, dertlerini alır, seni sarhoş eder.

Ne zaman kalbin Allah demeye başlarsa, bütün masivalar kökünden silinir. Hele sen aşkla güzelce Allah de ki, için temizlensin, içinde Hakk’tan başka bir şey kalmasın çünkü her şey iç temizliğine bağlıdır. Bu temizlik hem zahiri, hem batınidir.

Her zaman tevhid ile yaşadım, tevhidin dışına hiç çıkmadım. Yarenlerim, dostlarım şimdi neredeler? Hepsi yolda kaldılar. Melami’nin gıdası tevhidtir. Tevhidi yaşamazsan başına çok şeyler gelir. Büyük imtihandır. İyi bileceksin ki meydana gelen her tecelli Hakk’ındır. Öyle ise niçin her tecelliye kızarsında tevhid eylemezsin. Dostun ufacık cilvesine tahammül edemedin, halbuki dostun sana kemalat nazarından bir deneme yapmıştı. Ortalığı velveleye verirsin tevhidi anlamazsan, yaşamazsan. Renklerle kavga eder durursun, sen şöyle yaptın, o böyle yaptı. Bunlar yol kesici hal ve davranışlardır. Avam işidir. Haddini aşmayacaksın, biraz tahammül eyle, sabırlı ol. Celal’in arkası Cemal’dir.

Eğer kalp Allah’ı zikretmiyorsa içi puthane olur. Puthaneye Hakk misafir olmaz, temizlik lazım. Zikrullah lazım, kalbi zikirden başka hiçbir şey temizlemez. Kelamın gümüş ise sükut et olsun altın. Her şeyi merak etme. Yerli yerinde görmesini öğren. Ne buldun boş konuşmaktan, ne buldun asabiyetten, arif ol arif! Uyan bu gafletten! Yoksa sen, kabirde mi uyanacaksın? Gel, sen oraya bırakma bu işi. Unutma, başına her ne gelirse, gayriden sanma hep O’ndan’dır.

Hastalıkta, fakirlikte, başına saman dökülse de, lütufta kahırda hep O’ndan dır. Melamet, nefis harbidir. Tenezzüldür, alçak gönüllülüktür, kin, hased, kibir, riya, gurur, benlik hastalıklarından kurtulmaktır.

Maddi, manevi için masiva dolmuş, sıkıntın var, zikrin yok. Halin bozuk, Mürşid’e menfaat için geliyorsun. İşte bir dua ederde işim düzelir mi, zengin olur muyum? Sen bu gaye ile gelmeyeceksin, gayen Allah için olmalı. Hiçbir menfaat ile gelme yolda kalırsın, sonra bakarsın, umduğunu bulamayınca çeker gidersin ama eski haline dönersin. Bu gibi davranış ve niyetler aşk değildir. Burası aşk yoludur. Sabredersen her murada erişir Allah diyen.

Cenabı Hakk kimseye hal bozukluğu vermesin. Bir kere hal bozuldu mu, fiillerdeki tecellileri hazmedemez, eleştiriye başlarsın. Bir kere fena tecelliye mazhar oldun diye, hemen bırakıp kaçacak mısın? O tecelli belki sana abes gelmiştir. Allah’ın hiçbir abes işi yoktur. Sen bu tecelliyi Hakk’tan görüp tahammül göstermezsen daha büyüğü ile seni imtihan eder. Yolda daha çok fırtınalar var hep bunları mürşidinle aşacaksın. Mürşidine teslim ol. Seni hedefe mürşidin götürecektir.

İman’ın tadıdır tevhid, tevhid zıtları birleştirir, ikiliği kaldırır. Kendinde ki nispeti kaldırır. Birliği, vahdeti yaşatır. Her an, her şey de tevhide gir. Gerek fenada, gerek bekada yine tevhide gir çünkü tevhidsiz melamet anlaşılmaz. Zıt tecelliler vardır, iyi ve kötü, sen, ben. Bunları iyi zevk edemezsen bunların arasında sıkışıp kalırsın. O zaman da her şeyden şikayet edersin. Bu da ikiliktir, sende sevgi yok, Hakk’a teslimiyet yok, tevhid yok sonra kervan gider sen yolda kalırsın.

Her tecellinin bir hikmeti var. Hikmetin üstüne tevhid ile yürü. İşini tevhid ile halledersin, tevhidsiz hiçbir işini halledemezsin. Bu yolun başında gidenler oldu, bir çoğu da yarı yolda kaldılar. Herkes buraya türlü türlü maksatlarla geliyor. Çoğu keramet peşinde, bir çoğu da mal mülk peşinde, kimisi de işim olur mu diye geliyor ama yalnız Allah için de gelenler var. Hakk’ı anlamak için, Hakk’a yakin olmak için, Hakk yolunda Hakk için canını verenler var. Bunlar yolda kalmazlar. Sende bunlar gibi gel. Maksat ve muradın Hakk olsun. Rabb’im ben yalnız sana aşığım, nasıl aşık olmayayım cananıma, zikir ile girdim Hakk yoluna, tevhide zikir ile, namaza zikir ile, halvete zikir ile, meclise zikir ile, zikir ile oturdum, kalktım, zikir ile yedim, içtim. Her yanıma zikir ile baktım. Zikir ile yürüdüm aşk meydanına. Her işimi bilmek ve zikretmektir.

Biz her yerde her nefeste Allah’ı zikrederiz. Her şey zikire bağlı. Kendinize gelin, kendinizi bulun. Burası Hakk yoludur, tevhid ehli olanlar her türlü imtihanlarını aşarlar. Hemen küsme, darılma. Sen kendini aradan çıkar, Hakk’ı tevhid ile gör yoksa kuru kuruya tevhid bir işe yaramaz. Zikrin hali tecelli edecek ki zikir seni sana bildirsin. İlacın mürşidindedir, seni sana bildirir. Mürşidine teslim ol Yunus gibi, Mevlana gibi… Varlığını at ki yokluğu yaşayasın. Bu yol varlık yolu değil yok olma yoludur.

Fenafillah üç mertebedir. Tevhidi Efal, Tevhidi Sıfat, Tevhidi Zat. Mürşidi Kamil salikin üzerinde bir olgunluk gördüğü zaman ders değiştirir. Hal ve zevki tevhid anlayışı tekamül ettiyse yol alır. Önemli olan tevhidin tecelli etmesidir. Yol aldıran tevhiddir. İstidat işidir, hayal işi değil. Müspet ilim ve ledüni ilim ile birlikte yorum yapılarak fiilde ki faili ve tecellileri iyi zevk etmek, tevhidin dışına çıkmamak, içeriden dışarı bakmakla içindeki kemalat dışına yansır. İhvan Efal de masivadan halas olur, Sıfat ta şirkten halas olur, Zat ta gizli şirkten halas olur. Hakk bu makamlarla bilinir. Bu mertebeleri teker teker yaşayıp geçmedikçe İnsan-ı Kamil, Mürşid-i Kamil olmak çok zordur. Zaten insanın dinini yıkanda bu halleri yaşamamaktır.

Makam-ı Cem; Rabıtası, La mevcude illa hu. Hüviyeti, mutlak Allah’tır. Zatını her zerrede ilan eylemiş, görünen O. Tevhid-i Zat ve Makam-ı Cem’de ölmezden evvel ölümün halini giyecek yani ben yokum Allah var diyerek bu halleri içinden zevkle kelamsız olarak yaşayacak. Bu makamda, her nereye dönersen Hakk’a dönersin. Hakk zahir, halk batındır. Hiçbir şeyi Hakk’tan ayrı görmez, Hakk’tan alıp Hakk’a verir. O’ndan başka ne var ki? Görünen sıfatları ve esmalarıdır. Görünen fiiller fiiilullahtır. Enfüs, afak Hakk’tır. Fiilde failsin, sıfatta mevsufsun, zatta mevcudsun. Makam-ı Cem ruhullah makamıdır, nuraniyet makamıdır, istiğrak makamıdır. Cem de fark yoktur. Fark a çıkarsan zındıkiyet mertebesine çıkarsın. Gark olup ta, Allah olmak yok, saplanıp kalırsan müşrik olursun. O’ndan başka görmeyeceksin, O’ndan alıp O’na vereceksin, Hakk’tan ma’da görmek yoktur. Kurbi feraizdir. Akşam namazıdır. Halk batın Hakk zahirdir. Men arefe nefsehü, fekad arefe rabbehü. Nefsini bilen Rabb’ini bilir. Nefis yoktur, ruhtur, ruhaniyettir. Arif ol arif! Temkinli ol. Mürşidinin izinden ayrılma. Mürşidin ne diyorsa onu dinle, başka işlere girme, tehlikelidir, yoksa ayağın kayar. Makam-ı Cem de iki hal vardır ki, o halden korunmak lazımdır. Çok tehlikelidir. El farkun cem zındıkiyetün bila farkun cem müşrikiyetün. Fark’a çıkmak zındıklıktır, gark’a saplanmak müşrikliktir. İkisini birleştirmek tevhidtir. Makam-ı Cem de zaman zaman gark (Sarhoşluk Hali) tecelli eder ama zarar verir, aynı zamanda fark’a çıkmak ta zarar verir. İkisine de girip çıkmak lazım. Her ikisinde de Cemalullah’ı görmek lazım. Karpuzu alırsın, içini yersin, dışını atarsın ama dışı olmasaydı içide kemal bulmazdı. Her ikisini de bir vücud yaparız. İşte bizim tevhid anlayışımız böyledir, bazılarından farklıdır.

Sen Makam-ı Cem i kolay mı sandın zındık? Bu makam da çok aşıklar gördüm. Bu aşkın deryasına dalamadılar. Allah kul olur. Kul Allah olamaz. Nemrut, ben Allah’ım dedi ama bir sivrisineğin hakkından gelemedi. Allah, Allah’lığını kimseye vermez. Allah’ı kızdırmayın, kendinizi bilin, kendinize gelin. Burada önemli olan ihtiyari ölümle ölmek, varlığını verip benlikten kurtulmaktır. Her şeyi yerli yerinde görmeli, sırrı ifşa etmemelidir. Sırrı ifşa edenler kalır vebal içinde. Sen O’nunla ol, O’da seninle olsun, sen O’nu zikret, O’da seni zikretsin. Sen O’na yaklaş, O’da sana yaklaşsın. Allah’ın rahmeti kuldan kula, senden sana tecelli eder. La mevcude illallah. La mevcude illa hu dersen, Hakk sende misafir olur. O sende Efali ile zahir, Sıfatı ile muhit, esması ile malum, Zat’ı ile mevcuddur.

Mürşid-i Kamil Hakk makamında oturur. Fenai fişşeyh ol, başla mürşidinle alışverişe. Takip eyle her türlü halini, kaçırma, her kelamının vardır hikmeti. Her işinde, her işini mürşidine sor. Kelamına dikkat et, söylediğinin zıttını yapma. Mürşidinin kelamını Hakk’tan dinle, nefsine uymayasın. Sana söylediklerini hazmedeceksin, hazmedemeyenler yoldan çıkarlar ve sonunda kaçarlar. Başları da beladan, dertten kurtulmaz. Sen sakın ola mürşidinin aleyhinde konuşmayasın. Sen de hala nefis varmış, daha benlik belasından kurtulmamışsın. Bu yüzden yolun kesildi. Hakk yolundan kaçıyorsun, yoldan çıkanlara bir bakın hiçbir sözü bir birine benzemez. Hakk seni mürşidinle imtihan etti, tevhide girsene, Allah de çenen kırılsın zilli sofu.

Gaflete düşme gaflete!

Gerçek melamiler sigara içmez, namazı terk etmez, hiçbir kötü alışkanlığı yoktur…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.