ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Yeniden dirilişin adı "28 Şubat"!

Mustafa ATEŞ

15 Haziran 2013 Cumartesi 01:46
  • A
  • A

"...Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz." Bakara Suresi, 216.ayet.

28 Şubat tarihi anıldığında içimiz ürperir,yaşananlar bir an gözümüzde canlanıverir. Çünkü 28 Şubat tarihi bizi "Türk Milletini" derinden etkilemiştir. Şu sıralar adli merciler "Türk Milleti adına" o kara günleri bu millete yaşatanları yargılamaktadır.

Ancak benim niyetim ne yargı süreci ile ilgili konuşmak, ne de o günleri tekrar hatırlatmak.

Benim niyetim 28 Şubat'ın aslında bir diriliş olduğunu ve bu dirilişin -bin yıl demiyorum!- Allah Teala'nın dilediği zamana kadar süreceğini anlatmaya çalışmaktır.

Evet, bence 28 Şubat tarihi hiç de korkulacak, ürkülecek bir tarih değilidir; her ne kadar acı hatıraları olsa da. Bu tarih ülkemiz üzerinde oynanan oyunların, açılan tezgahların, vatanımızda cirit atan ajanların, dış mihrakların tek tek açığa çıkmaya başladığı bir tarihtir. Yine 28 Şubat; Türk Milletinin ve İslam Ümmetinin oynanan oyunları fark ettiği, bu oyunları bozmaya başladığı, kendine, milletine, ecdadına, mensubu olduğu dinine yaraşır bir duruş sergilemeye başladığı ve yeniden -ama artık emin bir şekilde- iktidarı eline aldığı tarihtir.

28 Şubat aynı zamanda Müslümanlar için büyük bir imtihandır. Dik durmasını bilen, dünya nimetleri karşılığında ahiretini satmayan, rızık endişesiyle darbecilere yaranmayan, her zaman ve her yerde -ama her daim- hakkı ve hakikati haykıran Müslümanlar umulur ki bu imtihanı kazanmışlardır.

Gelin İslam Tarihi'ne bir göz atalım ve Peygamber Efendimiz (sav) dönemine uzanalım. Uhud Savaşı ne muazzam bir savaştı. Rasulullah (sav) okçulara emretmişti, ne olursa olsun yerinizi asla terk etmeyin diye. Savaş Müslümanların zaferi ile sonuçlanacaktı ki okçular emri unutarak savaşı kazandık diye tepeyi terk ettiler. Savaş birden tersine döndü ve Müslümanlar yenilgiye uğradı. Halbuki savaş, yenilgi, zafer ve dünyada yaşadığınız her şey birer imtihandı. İşte murad-ı ilahî şu ayetle açıklanacaktı:

"İki topluluğun (ordunun) karşılaştığı günde başınıza gelen musibet Allah’ın izniyledir. Bu da mü’minleri ortaya çıkarması ve münafıklık yapanları belli etmesi içindi. Onlara (münafıklara), “Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunmaya geçin” denildi de onlar, “Eğer savaşmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik” dediler. Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmektedir." Âl-i İmrân, 166-167.

Bir de Hudeybiye Antlaşması var ki; bizim için en önemli derslerden ve en önemli örneklerden biridir. Görünüşte şartları Müslümanların aleyhinde olan bu antlaşma aslında fethin habercisiydi.

Yazımızın başında sunduğumuz ayet-i kerime bize hiç aklımızdan çıkarmamız gereken çok önemli bir hakikati hatırlatıyor: Neyin hayır neyin şer, neyin iyi neyin kötü olduğunu Allah bilir, ama siz bilemezsiniz.

Ecdadımızdan da bu ayeti özetler nitelikte bir atasözü bize miras kalmıştır: "Her işte bir hayır vardır."

Aslında şer diye gördüğümüz 28 Şubat darbesi, bu milletin yeniden uyanmasına vesile olacak bir hayrı içinde barındırmış, hızlı ve güçlü bir dirilişe vesile olmuştur.

Bugün ne oluyor diye sorarsanız; tezgah aynı tezgah, oyun da aynı oyun. Artık bu Milletin her ferdi tek tek kurulan tuzakların farkında. Şer gördüğümüz bu olayların hayra vesile olmasını, imtihanlarımızda başarıyı, dosdoğru bir yolda olmayı, her zaman ve her daim Hakk'ı savunmayı Allah Teala'dan niyaz ediyoruz.

"Görelim Mevlâ Neyler, Neylerse Güzel Eyler"!

YORUM YAZ
TOPLAM 1 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - Mehmet Keskin:15 Haziran 2013, Cumartesi 20:04