ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Medeniyet inşa eden toplum ve Batı

mesut bilal buğday

11 Nisan 2013 Perşembe 13:29
  • A
  • A

Batı toplumu girdiği yerde, krallarını önderlerini yüceltmiştir. Uhrevi anlayışı yok edip, girdiği her yeri heykellerle donatmıştır.

Ve özellikle Batı toplumunun bulunduğu yerlerde, inşa ettiği heykel ve yaptıkları resimler, edep ve ahlaktan uzaktır. Batı toplumu merkeze maddesel gücü aldığı için özellikle kaslı ve savaşçı erkek heykeller yapıp, resimler çizerken, kadını köle pozisyonunda, anadan üryan çıplak bir şekilde sunmuş, ve maddeyi ve cinselliği kutsamıştır.

İslam toplumu ise medeniyet inşa etmek için tüm girdiği ülkelerde, toplumu ve insanı merkeze aldığı için, başlı başına bir medeniyet inşa etmiştir. Girdiği yere medeniyet inşa ederken “Edep ve Ahlak” anlayışını beraberinde götürmüştür.

İslam toplumu girdiği her yerde kalp ve akıl merkezli şehirler kurmuştur.

Batı toplumu; kapı girişlerinden itibaren, ortamı insan ve hayvan heykelleri ile donatırken, İslam toplumu ise kapı girişlerini “edep ya hu” “gelen başımın üstüne” sözleri ile süslemiştir. Ve ortamı güzel kokan rengarenk çiçeklerle bezemiştir.

Özellikle Selçuklu ve Osmanlı insanı; akasya, iğde, gül, vs. çiçekleri, sokaklara güzel koku ve rayihalar bırakması için dikerken, ortamı güzelleştirmesi için de, kapı önlerine ve pencere kenarlarına sarmaşık bitkisi dikmiştir.

Osmanlı insanı, bir medeniyetin ömrünün ne kadar sürdüğünün belirlenmesi için çınar ağaçları dikmiş. Gelen giden mahlukat nasiplensin diye çeşme ve su kenarlarına dut bitkisi dikmiştir.



Bu gün Batı toplumu, her şeyi maddeye entegre edip, uhrevi tarafını zayıflatınca, evlerini biblo heykel ve figürler ile doldurmuşlardır.

Toplum; Ya camik ve taştan heykellere kurban gitmiş, ya da hayvanat insaniyetin önüne geçmiştir. Aynı evi paylaşan nikahsız insanlar, evlerinde çocuk yerine, köpek beslemeye başlamışlardır. Evlenenlerde egosu yüksek çocuklar yetiştirmişlerdir. “Dünyanın en iyisi benim”, “neyi istersem onu başarırım”, “herkesi geçip en tepede ben olmalıyım” gibi söz dağarcıklarına mahkum çocuklar meydana gelmiştir.

Daha şehrin girişinden itibaren, medeniyet inşa eden bir İslam toplumu ile, metropol ve soğuk insanların yer aldığı siteler inşa eden batı toplumu var karşımızda…

Medeniyet inşa ederken, elbette teknik ve bilimsel gelişmelere açık olmak zorundayız. Ancak tekniği ahlakı yok ederek kullanırsanız, son model uçaktan paraşütle atlarken, cinsel ilişkiye giren adamlardan farkınız kalmaz.

Batı toplumu, teknik anlamda doyuma ulaşıp, manevi tarafını doyuramayınca, pervasız bir alemin içinde pervasız bir toplum inşa ediyor. Eğer bir toplumun ahlak anlayışı yoksa, o toplumda medeniyet anlayışı da yoktur. Çünkü kaygı çekmeyen toplumlar medeniyet inşa edemezler.

Medyadaki haberlerde anlatıldığı gibi, Denizin dibine, oksijen tüpü ile inersiniz. Orda evlenir her tür haltı yersiniz! Ya da uçaktan paraşütle atlar, ardından sevgilinizle havada cinsel ilişkiye girersiniz.

Acaba bu haberden tuhaf mı oldunuz? Olmanıza gerek yok. Çünkü Ahlak anlayışları olmayan, ve her şeyi sınırsız tüketen toplumlar için, bu normaldir. Aslında, tüketmenin ve harcamanın sınırsızlığının öğretildiği toplumda, bu anormal değil, olağan bir durumdur.

Hiç dikkatinizi çekti mi? Atalarımız medeniyet inşa ederken, gelecek kuşaklara bir miras bırakma gayesi gütmüşler. Sadece kendileri ve, kendi zaman dilimleri için çalışmamışlardır.

Batı toplumu ise ürettiğini anında tüketme gayesi gütmüş, ne tüketirsem o kârdır düşüncesinde olmuştur. Oysa medeniyet inşa edenlerin “Dünü düşünüp, yarını hesap etmeleri” gerekir.

Atalarımız; 500 yıl, 1000 yıl öncesinden bugüne çeşitli şaheserler miras bırakırken, bugünün Batı toplumunun, yarına bırakacağı bir eser yok.

İslam toplumuna, bugün ne oldu da medeniyet inşa edemez oldu. Çünkü Batı ile yatıp kalktığı için melezleşti. Temiz suya mikrop karıştı. Ancak, İslam toplumu kendi mecrasına dönmeye başlarsa, su durulmaya başlayacaktır. Şu yanlış anlaşılmasın! Kirlenen İslam değildir. İslami görünen, İslamsız yapıdır.

Bu olumsuz durumdan, kurtulmak için, toplum kendine hacamat yaptırmalı kanına ve ruhuna karışan necaseti boşaltıp, Tevhit akidesi ile, yeniden gün yüzüne bir filiz gibi, sürgün vermelidir.

Ve diriliş yakındır İnşallah

Cahiliye zihniyetini, Bedevi anlayıştan kurtarıp, Medeni anlayışa çeviren, Allah Resulüne Salât ve Selam olsun!

mesutbilalbugday@hotmail.com

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.