ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

“Ayna Ayna Var mı Benden Güzeli”, Narsizm ve Demokrasi

İzzet Kaba

28 Ekim 2013 Pazartesi 01:04
  • A
  • A

İşlediği günah karşısında şeytan ne dedi?

“Allah buyurdu: “Sana emrettiğim zaman, seni secde etmekten alıkoyan nedir?” İblis: “Ben,” dedi, “ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.” (Araf Suresi: 12)

Peki, insan ne dedi?

“Dediler ki: “Ey Rabbimiz!.. Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz.” (Araf Suresi: 23)

Bir gün Narkissos suda kendi yansımasını görür ve ona âşık olur. Saatlerce seyreder kendini. Suyun üzerinde duran kendisine bakan ama karşılık vermeyen bu imge, tam ona sarılacakken yok olur. Sonunda Narkissos aşkına kavuşmak için suya düşer ve boğularak ölür. Narsizm, ismini Narkissos’dan alır. Hikâyede cadı, aynaya bakar “ayna ayna var mı benden güzeli” diye her gün soru sorar. Çünkü ancak cadılar, kendine âşık olur ve büyüklenir. Hemcinsleri arasında üstünlük duygusudur, Narsizm. Milliyetçilerin Narsist olduğu iddia edilir ama sadece onlar değil. Doğuştan imtiyazlı olduğunu zanneden herkesin ortak hastalığıdır Narsizm.

Osmanlı, Hümanizm’i “beşeriyete ibadet mezhebi” olarak tarif etmiş. Kendi kendine tapmanın ideolojidir hümanizm ama bütün ideolojiler de aynı değil mi? Komünizm, kapitalizm hatta liberalizm asla eleştiriye tahammül edemez. Hayranlık ister, tapma ister… Hâlbuki kul yapı mıdır? Hatasız kul olmaz oysa…

Demokrasi normalde iktidarın seçimi, teşekkülü ve devredilmesiyle ilgilenir. Ama zamanımızda hayat tarzı… Egemenliğin kayıtsız şartsız insana ait olduğu nizam. Hatta tek tek bireyler, ilah. Bu anlamda bencil ve benmerkezci bireylere ihtiyaç duyar. Siyasetçiler de halka dalkavukluk yapma ihtiyacı duyarlar. Bireycilik, atomize eder aslında toplumu. Kurt tek başına gezen kuzudan hoşlanır. Perde arkasında sermaye ve medya birleşir ve tekil bireyleri afiyetle yer.

Narsist, ilişkilere değer vermez. İnsanlar kendisini övdüğü sürece yanında tutar. Amaçları için başkalarını kullanır ve işi bitince de atarlar. Her şeyleri yüzeyseldir. Tiyatro da figürandır. Ama perde gerisindeki şeytan; “sen, başkalarından farklısın, özelsin ve diğerlerinden akıllısın” diye fısıldar. Hatta kimini kendi kazanmadığı şeylerle aldatır. “Sen Türksün veya güzelsin veya yakışıklısın.” Ve bu sebeple insanlar sana tapmalıdır.

Halkın iradesi tartışılmaz… Eleştiri olamaz. Ancak düşman eleştirir. Zaten eleştiri yapanlar sadece “basmakalıp” sözlerle eleştirirler. İpe sapa gelmez düşüncelerini “halk böyle istiyor” diye referans göstermekten özel zevk alırlar.

Aslında tüm Narsistler, zavallıdır. Zaaflarını gizlemeye çalışır. İmaj çalışması hayatının tamamını kuşattığından asla kendisi gibi olamaz. Çünkü kendisinin ne kadar alçak birisi olduğunu iyi bilir. Kendisinden bizzat kendisi nefret etmişken diğer insanlar nasıl sevebilir ki onu? Bu sebeple maskeyle dolaşır.

İdeolojik demokrasi kişiliğinin gelişmesi için okullarda Narsistlik eğitimi verilir. Nihayet üniversite bitirenler “sahte ilah” olarak piyasaya çıkarlar. İlahlığın tabiatındadır. Başkasına tahammül edemez. Evliyken bile sadece kendisiyle evlidir. Evliliği tek kişiliktir ve karşıyı ezmeye dayanır. Bu sebeple üniversite mezunları arasında aile içi şiddet daha yaygındır. Pek tabii ki boşanmada.

Onlarla yaşamak azaptır. Hep yüksek perdeden konuşurlar. Sesleri genelde eşeklerin sesi gibidir. Yürürken yeri delecek zannedersin. Başlarıyla da göğe yükselecek. Yandaş medyada da görürsün onları karşıtında da… Onları dinlemek işkencedir. Biri Balyoz Davasında hapis cezası alanlar için sevinçle çığlık atar. Hâlbuki arkada ağlayan ana, baba ve çocuklar vardır. Diğeri Suriye’de Esed’in katlettiği müslümanları görmezler. Kin ve nefret çatışması…

Her Narsist’in bir ötekisi vardır. Öteki; değersiz, alçak ve küçük… “Başbakana dokunmak ibadettir” cümlesi de bir Narsist’e aittir, “Atatürk’e tapmak milli bir ibadettir” cümlesi de Narsist’e aittir. Hâlbuki Mustafa Kemal sadece bir insandır. Hem de kendi heykelini 1926 yılında yapan bir insan. Hz. Muhammed (sav), âlemlere rahmet olarak gönderilmiş ve Allah’ın seçkin kulu… Mekke’yi fethederken başı önde…

İnsanız biz… Allah’ın kulu… Zaaflarımızla ve üstün vasıflarımızla insan… Ama her zaman Allah’ın kulu… Ve yarın öleceğiz. Razı edeceksek Allah’ı razı edelim derim ben…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.