2009 yılında YÖK’ün yapmış olduğu ÖSS sınavı ile İlahiyat Fakültelerine girmeye hak kazandık. Fakülteye girmeye hak kazandığımız dönemle birlikte zorunlu hazırlık okumak durumunda kaldık.
Üniversiteye girdiğimiz 2009-2010 eğitim öğretim döneminde fakültelerde var olan formasyon eğitimi bizim hazırlık okuduğumuz dönemde de verildi. 2009 girişli olup hazırlık okumayan öğrenciler de bu haktan faydalandılar ancak bu haktan faydalanma Fen Edebiyat Fakülteleri’nin açtığı bir dava ile formasyon kapıları mahkeme tarafından İlahiyat Fakülteleri’ne kapatıldı.
Aynı dönem Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve diğer bazı fakültelerden mezun olan öğrenciler de bu hukuksuzlukla karşı karşıyalar. Zorlu ÖSS maratonundan çıkıp İlahiyat Fakültesi’ne yerleşmenin huzuruna eren öğrenciler zorunlu hazırlığa tabi olarak birinci, okul içinde verilen formasyonun iptali ile ikinci bir şok yaşayarak bu güne kadar çözüm bulunabileceği ümidiyle beklediler. DİKAB mezunlarına meslek derslerine, yani İmam-Hatip Liselerinin derslerine girme hakkı verilmesine karşın derslerinin ağırlığı ve liyakat bakımından daha liyakatli olmalarına rağmen İlahiyat Fakülteleri’nin kendi alanlarında formasyonsuz ve öğretmenlik gibi kutsal bir vazifeden mahrum bırakılmasının arkasında biz öğrenciler olarak art niyet aramaktayız.
İçerisinde eğitim-öğretim gören öğrencilerin de itiraf ettiği üzere İmam-Hatip Liselerinde eğitim verecek düzeyde eğitimli olmayan DİKAB mezunları 45 puanla hatta daha düşüğü ile atanabiliyorken biz formasyon olmaması sebebiyle 75 puan almaya mahkum edilmiş durumdayız. Yine de atanma garantimiz bulunmamakta.
Biz elinden kazanılmış hak olan formasyonu alınan öğrencilere hem ek zaman hem de maddi külfet yükleyecek olan bu hukuksuz uygulamanın kaldırılmasını talep ediyoruz. Okulumuzun son yılında formasyon derslerini alarak ülkemizin selameti için eğitim camiasında üzerimize düşen rolü yerine getirme gayretimizin engellenmemesini talep ediyoruz. Artan İmam-Hatip Liseleri ve İmam-Hatip Ortaokullarına iki yıllık Ön Lisans mezunu hatta bunu bile bitirmemiş kişiler ücretli öğretmen olarak atanmakta. Alanla alakası olmayan kişiler bu alanda istihdam edilmekte. Din Eğitiminin son derece önem arz ettiği ülkemizde din derslerinin liyakatsiz kişiler tarafından veriliyor olması bir faciadan başka bir şey değildir.
Dikkatinizden kaçmadığı üzere mevcut durumlarda DİKAB’lardan mezun öğrencilerle ve elinde formasyonu bulunan öğretici adaylarıyla 20 bin eğitimci açığının kapatılamayacağı malum. Bunun üzerine normal okullara getirilen seçmeli Kur’an-ı Kerim ve Siyer dersleri de eklendiğinde bu liyakatli eleman açığı ikiye katlanmaktadır. Eğitim camiasının içinde biri olarak alanla alakası olmayan kişilere bu dersler ek ders ücreti karşılığında verilmektedir. Hatta çoğu ders boş geçmektedir. Bu vebalin ne YÖK ne de Hükümet tarafından kaldırılamayacağının bilincine tahsilini yaptığımız ilimler neticesinde varmış bulunmaktayız.
Bir fakültenin kendi tekelinde gördüğü formasyon dersi hakkını bir dava ile hak sahiplerinin elinden alınmış olması hem eğitim camiasına, hem verilmek istenen İslami şuura, hem de ahlaklı bir nesil yetişecek heyecanına kapılan halka ihanettir.
Talep ettiğimiz hak, olmayan bir şey değil Anayasa Mahkemesi’nin emsal kararları bulunduğunu biliyoruz kazanılmış hakların geri alınamayacağına dair. Biz meydanlara dökülmeden hiçbir kurum ve kuruluşu sıkıntıya sokmadan daha önce okulumuzu kazanmakla elde ettiğimiz formasyon hakkımızın iade edilmesini ders döneminde verilmesini ve okulumuzu tamamlayıp eğitim vazifesine omuz vermemizin önünde duran engelin kaldırılmasını talep ediyoruz.
2009 yılı Üniversiteye giren talebeler olarak talebimiz kazanılmış hak olan formasyon eğitiminin iadesini talep ediyoruz. Vermemeniz durumunda olacaklar:
1. Liyakatsiz ön lisans mezunu dahi olmayan ücretli öğretmenler bu alanda istihdam edilecek.
2. Okullarda bulunan mevcut kadrolar bu din eğitimi alanıyla alakaları olmamasına rağmen din eğitimi alanında ek ders ücreti mukabilinde istihdam edilecekler.
3. Okullarda kim oldukları nereyle bağlantılı oldukları dahi bilinmeyen kişiler okul müdürlerinin inisiyatifi ile bu dersler için görevlendirilecekler.
4. Belli bir hedef için okul müfredatlarına konmuş olan Siyer ve Kuran-ı Kerim dersleri halk ve öğrencilerde hayal kırıklığı ortaya çıkaracak.
5. Birçok ilimizde açılmış ve öğrenci alımına başlamış olan İlahiyat Fakültesi mezunları potansiyel işsiz adayı şu durumda. Çözüm bulunmaması halinde diğer üniversitelerde olduğu gibi potansiyel suçlu adayı dahi olabilirler.
6. Önceki senelerde önü kapalı diye katsayı sebebiyle tercih edilmeyen İlahiyat Fakülteleri bu sefer yine önü kapalı diye formasyon sebebiyle tercih edilmeyecek ve açılan İlahiyat Fakülteleri atıl kalacak.