ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Türkiye AB’ye girmemeli, Çünkü...

A. İhsan Koç

19 Ağustos 2013 Pazartesi 14:47
  • A
  • A

Ortaokul ve lisenin ilk yıllarında sorulsaydı Türkiye AB'ye girsin mi diye, belki diyebilirdim Türkiye her türlü çıkarı için AB’ye girsin ama artık parfümün kokusu başka gelmeye başladı.
Türkiye AB ile olan ilişkisi 1959 yılına kadar uzanıyor, tam üyelik başvurusu ise 1987 ve Türkiye tam üyelik başvurusu yaptığında sadece 6 olan AB üyesi devlet sayısı geride kalan yıllarda 28’e yükseldi ancak ne hikmetse bu devletlerin arasında Türkiye olmadı ve olmayacak da.
Süreç göstermiştir ki AB bir Hıristiyan birliğidir. Türkiye gibi \%85’i Müslüman olan bir ülkeyi bu birlik içinde görmeyi hazmedemez. Acı olan Türkiye’nin her türlü fedakârlığı yapmasına, süreç içerisinde AB’ye tam üye olan bazı ülkelerden kat kat her anlamda güçlü olmasına, hatta AB’ye Yunanistan gibi yük olmak yerine yükünü paylaşabilecek bir ülke olmasına rağmen giremiyor ve dilenci muamelesi görüyor. Tam üyelik başvurusu yapan ülkeler içinde Türkiye ile fasıllar dahi kırk takla atılarak açılıyorsa bunda bir art niyet aranmalıdır kanaatimce.
Otobanda yol alan araçlara benzetiyorum biraz bu süreci. 6 arabanın olduğu bir yolda ilerlerken siz arabanızı sürekli yenilemenize ve modifiye etmenize rağmen arabası sizden çok daha eski ve modifiyesiz olanlar bir bir sizi geçiyor hatta gülüp geçiyor. Siz zannediyorsunuz ki arabada bir problem var oysa problem araba ya da yol problemi değil. Bu otobanda kurallar sizin kurallarınız değil. Varılacak yere olan uzaklık mesafe uzaklığı değil zihniyet ve kriter uzaklığıdır. Türkiye ağzıyla kuş tutsa bile AB’ye alınmayacaktır bu şartlarda.
Türkiye AB kapısında, kilise kapısında bekleyen Müslüman dilenci konumunda. Üstelik bu dilenişte kazanan değil kaybeden taraf. Maddi anlamda 221 milyar dolara mal olan manevi anlamda Türkiye’nin geleneksel yapısının temellerine dinamit koymuş bir görünümde.
''Onlar kendileri gibi sizin de kâfir olup böylece kendilerine eşit olmanızı arzu ederler.'' (Nisa, 89)
''Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.'' (Bakara, 120)
Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafı tutarlar).İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır.Şüphesiz ALLAH, zalimler topluluğuna yol göstermez.'' (Maide, 51)
Yukarıdaki ayetlerde de görüleceği üzere biz onların dini kabul etmediğimiz ve onlara benzemediğimiz sürece bu birliğin bir üyesi olamayacağız. Hıristiyan birliği olan AB öne sürdükleri ve süremedikleri yer yer sesli düşündükleri kriterlerde de görüldüğü üzere İslam coğrafyasına AB ve saz ekibi hiçbir zaman samimi bir tebessümle gülümsemeyecek.
11 Eylül sonrası ABD’nin çıkarlarına hizmette Afganistan ve Irak konusunda jet kararlar alan ama iş Müslümanların lehine olan Mısır ve Suriye konusunda AB ve BM’nin pervasız tavrı tepenin yüksekçe yerine dizilmiş karasinek, sivrisinek, çakal ve vampirlerin İslam Dünyasında akan kanı el ovuşturarak hatta birbirlerine hırlayarak seyretmeleri hiçte dillerinde olanla gönüllerinde olanın bir olmadığını ayan beyan ortaya koyuyor.
Demokrasi, söz konusu İslam Coğrafyası olduğunda kandır öldürülen candır AB, ABD, ÇİN, Rusya ve BM için.
İşte bu sebeple Türk Birliği, İslam Birliği şarttır. Yeniden bir Osmanlı gelmedikçe yeryüzüne zulmün sesi gür, mazlumun sesi cılız çıkacaktır.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.