ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Sakal-ı Şerif ve O’na ta’zim.

A. İhsan Koç

05 Ağustos 2013 Pazartesi 16:31
  • A
  • A

En son söyleyeceğim sözü en başından söyleyim; yazdıklarımdan dolayı beni taşa tutma bedbahtlığına düşeceklere şimdiden “euzübillahimineşşeydanirracim”.
Ümmetinin üzerine Süleyman Çelebi’nin mevlid-i şerifinde de bahsettiği üzere Ümmetim diye doğumunda, miracında ve vefatında olmak üzere hayatının her aşamasında bir anneden daha şefkatle eğilmiş bir peygamberin manevi şahsiyetini baş tacı yapmak her iman sahibinin üzerine farzdır.
Yine Süleyman Çelebi’nin mevlid-i şeriflerinde Allah (c.c)’ın buyruğunun “adım ile adını yazdım” diye geçtiği üzere Kur’an-ı Kerim’de kendi isminden sonra onun ismini zikretmiş ve habibim demiştir. Allah(c.c)’ın habibim dediği bizim de habibimizdir. Onun sevdiği bizim sevgilimizdir. Hadis-i şeriflerde geçtiği üzere kendisinin ismi anıldığında salât-ü selam getirmeyenlere Cebrail(a.s)’in bedduasına âmin deyişi onun ta’zim ve saygıya ne kadar layık oluşu hatta ona ta’zim göstermek zorunda oluşumuzun en bariz göstergesidir.
Bir tarafta ismi anıldığında kendisine salâvat-ı şerife getirmeyenlere beddua eden Cebrail’in duasına âmin diyen, diğer tarafta Hıristiyanların Meryem oğlu İsa’yı aşırı yücelttikleri gibi sizde beni aşırı yüceltmeyin. Ben sadece ve sadece bir kulum. O halde Allah’ın kulu ve elçisi deyin. " ( Buhari, enbiya 64.48...) buyuran bir peygamber. Bütün bunları göz önüne aldığımızda ortaya bir portre çıkıyor ama bu portrede günümüz Müslümanlarının sakal-ı şerife gösterdiği ilgi şekline yer yok, sakal-ı şerif’i putlaştırmaya, Hıristiyanların çarmıha gösterdikleri şekliyle güya saygı göstermeye yer yok. Sakal-ı Şerif’i ve diğer Resulullah’a ait olan bütün kutsal emanetleri ziyaret edebilirsiniz, onun yanından geçerken dua edebilir ve salâvat getirebilirsiniz. Ancak onun kabına el sürme o eli de yüzüne, üstüne başına sürme az önce bahsettiğimiz Peygamber(s.a.v)’e saygı göstermenin, ta’zimde bulunmanın portrede bir yeri yok hatta bu davranış bilinçsizce yapıldığında maazallah şirke kadar götürür insanı.
"Sevgili Peygamberimiz vefatından asırlar sonra, kendi sakalından olduğu iddia edilen o sakallara böylesine bir saygı gösterileceğini bilseydi kesinlikle yasaklardı. Hz. Ömer (r.a.) döneminde bazı Müslümanlar bir ağaca kutsiyet atfetmeye, çaput bağlamaya başlamışlar sebebi ise; Sevgili Peygamberimiz gazveye giderken o ağacın altında bir süre dinlenmiş. Kendi vefatından sonra bazı kişiler 'Peygamber bu ağacın altında oturmuş' diye orayı ziyaret etmeye, etrafından dönmeye başlayınca Hz. Ömer emir vermiş; 'Gidin dibinden kesin, çünkü bu insanlar bir gün ona taparlar.' Bu nedenle İslam dininde böyle sembollere aşırı bir ilgi göstermek, kutsiyet atfetmek yoktur.
" Bir adam Peygambere dedi ki;
Ey Muhammed !! Ey Efendimiz !! Ey Efendimizin oğlu !! Ey en hayırlımız !! Ey en hayırlımızın oğlu !!!
Resulullah hemen müdahale etti;
Ey insanlar !!! Sözlerinize dikkat edin ki şeytan sizleri hükmü altına almasın.
Ben Abdullah’ın oğlu Muhammedim…!
Allah’ın kulu ve Elçisiyim..!
Vallahi beni , Allah’ın yerleştirdiği konumumdan daha fazla yüceltmeye kalkmanız hoşuma gitmez..! " ( Buhari, enbiya 64.48 , ...)
Bu davranışa baktığımızda Peygamberimiz(s.a.v) bugün bu sakal-ı şerif ritüellerini görse ne derdi ya da şuan ruhlar âleminden ümmetinin halini görüyorsa ne diyordur bir düşünmek lazım. Nitekim biz Allah’ın onu yerleştirdiği konumdan zerre kadar daha önemli bir konuma da getiremez ve yüceltemeyiz. Onu yücelten ne güzel yüceltmiş, habibim demiş ve onu âlemlere rahmet olarak gönderdiğini söylemiş. Bizim bir kul, bir ümmet olarak onun bu şanına ve yüceliğine saygıyı onun sünnetini ihya ederek, yaşayarak ve yaşatarak, bizden sonra gelecek nesillere layıkıyla anlatarak gösterebiliriz. Biz ona olan ta’zimi onun yadigârlarını putlaştırarak değil “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız: Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti. ” buyurduğu emanetlere sahip çıkarak yalnız bu sahiplik müze anlayışıyla bir sahiplenme değil yaşantımızın her alanına nakış nakış işleyerek olursa sahip çıkma olur.
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan şu mübarek ramazan ayında amellerimizin delik torbaya konan su misali boşa gitmemesi için ince eleyip sık dokumakta fayda var. Rabbim şefaatine layık eylesin, kendine kul habibine layıkıyla ümmet olmayı nasip eylesin.
Ramazan Bayramınız şimdiden mübarek olsun efendim.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.