ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

YENİ DÜNYA DÜZENİ’NİN DOĞUM SANCILARI [4/7]

A. HASAN TEKELİOĞULLARI

17 Eylül 2013 Salı 17:15
  • A
  • A

3.2) 21. YÜZYILDA HIRİSTİYAN MEDENİYETİ VE KAPSAMINDA DÜNYA NİZAMI

Bugünkü Uluslararası Sistemin ve olayların yagene sorumlusu olan Hıristiyan Medeniyetinin unsurları yani Kültürleri 21. Yüzyılda Dünya Sisteminde ve Hakimiyetinde yine önemli roller oynayacak ve üstlenecektir... Ancak eskisi gibi güçlenerek değil güç ve mevzi kaybederek bu sistem içerisinde olacaktır... Hıristiyan Medeniyeti içerisinde özellikle Rusya ve Almanya bu potansiyele sahip ve birbirini tamamlayan bir yapıya sahiptir... Bunun dışında ABD var ki bu ülke, büyüklüğü oranında yıpranmışlığa ve iç sorunlar vede borçlara sahiptir, ki giderek mevzi kaybetmektedir... Ancak Hıristiyan Medeniyeti içerisinde ve dünyadaki her türlü askeri, teknolojik, bilim, sanayi... gibi birçok alanda üstünlüğü elde tutmaktadır...

Bunun dışında Fransa, İtalya, İngiltere hala güçlü olmalarına rağmen birçok alanda mevzi kaybetmeye başlamamıştır... Ancak bu ülkelerde yine bazı alanlarda dünyada üstünlüğü elde tutmaktadır... Birde Avrupa’dan uzakta Latin Afrika’da Brezilya vardır. Brezilya, Latin Afrika’da bölgesel güç olmaya tek aday ülkedir. Ancak bu ülkenin Türkiye gibi yapması gereken iç ve dış girişim ve yatırımlar vardır...

3.3) 21. YÜZYILDA BUDİST MEDENİYETİ VE KAPSAMINDA DÜNYA NİZAMI

Daha önce bir varlık gösteremeyen bu medeniyet daha önce belirttiğimiz gibi Hint, Çin ve Japon Kültürünü içinde barındırmaktadır...

Japonya, Meiji reformları sonrası Japon ve dünya siyasi tarihinde ve Uzakdoğuda ilk defa başat güç olmak için parlak başlangıç yapmış ancak atılan atom bombaları ile yükselişinden daha hızlı bir şekilde yere çakılmıştır... Ancak Japonya, sahip olduğu teknoloji ve sanayiyi ekonomik alanda kullanarak ve geliştirerek 2. Dünya Savaşı sonrası Uzakdoğuda sadece ekonomik ve teknolojik-sanayi alanında bir güç olarak var olabilmiştir... Yakın tarihte Uzakdoğulu olan ve Uzakdoğu tarihinde bu kadar büyük bir güç olmayı başaran Japonya kaybettiği bu Siyasi ve Askeri üstünlüğü bir türlü hazmedemiyor ve şuan elinde var olan ekonomik ve teknolojik-sanayi gücünü Siyasi ve Askeri güce dönüştürmenin yollarını aramaktadır... Burada Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyine 6. Güç olarak katılmayı düşünüyor ve bu doğrultuda çalışmalar yapıyor... Japonya’ya benzer bir durum Almanya içinde geçerli ancak Almanya Hıristiyan Medeniyetinin içinde ve İttifakında olduğu için bunu değişik argümanlarla yapmakta ve etkinliğini kabul ettir(ebil)mektedir; en basit örnek P 5 + 1 ülke konumunda olması...

Çin, ise tarihinde iki defa dışa açılmayı denemiş fakat iki denemede de bölünme ile karşı karşıya gelinmesi ve diğer bazı nedenlerden dolayı başarısızlığa uğramıştır... Tarihinde ilk defa başta ekonomik, teknolojik ve askeri güç olarak meydana çıkmış lakin akılcı siyaset ve yatırımlara rağmen bünye itibari ile önünde birtakım sorunlar bulunmaktadır... Ancak ABD’yi tahtından indirebilecek ve dönemin İngilteresi gibi ancak şuanlık Ekonomik olarak Sattığı Ürünlerin Üzerinde Güneş Batmayan tek ülke vasfını kazanabilecek yegane ülkedir...

Hindistan ise, bölgede daha ziyade Çin’in alternatifi bir ülke alanında ön sürülmeye çalışılan bir ülke olsa da azımsanmayacak bir ekonomik gelişmeye vede potansiyele sahiptir... Eğer, İngiltere’nin her türlü ekonomik ihtiyacını karşılayan ve Ekonomik açıdan İngiltereyi İngiltere yapan ülkenin Hindistan olduğu düşünülürse gerekli yatırımlar ve radikal ıslahatlar ile önemli bir güç olabilir...

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.