ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

UKRAYNA SAVAŞI’NIN “ARKA PLANI” [2-4]

A. HASAN TEKELİOĞULLARI

18 Eylül 2014 Perşembe 10:17
  • A
  • A

Kısacası Rusya’nın Bugünkü bağımsız lakin Eski Sovyet Cumhuriyeti olan ülkelerle bağımsızlık sonrası bir sorunu yoktu… Ta ki Sovyet Coğrafyasında kendisi dışındaki bir gücün yani Batılı Güçlerin operasyonlar yapması, Renkli Devrimleri gerçekleştirmesi ve Sovyetler Döneminde kendisine uygulanan “Kuşatma Siyasetinin Daha Güçlü ve Daraltıcı” olarak uygulanmasına kadar… İşte tüm bu süreçten sonra Rusya’nın gerek Eski Sovyet Cumhuriyetleriyle gerek her alanda yakınlaşmak, işbirliği yapmak ve Üyesi olmak istediği Batılı Büyük Güçler ile çatışma noktasına varan krizler yaşamasına neden olmuştur… Aslında Yakın Alan Doktrini Amerika’nın Monreo Doktrinine bir nebze olsun benzemektedir… Rusya, Batı’nın Yaşam ve Hakimiyet Alanına Müdahale etmezsem ve operasyon yapmazsam yada bir süreliğine de olsa Savunma konumunda olursam Batılı Güçler, Benim Yaşam ve Hakimiyet Alanıma müdahalede bulunmaz, operasyon yapmaz gibi bir takım düşüncelere sahip olmuş (veya en azından bu tür girişimlerde bulunacak durumda olmadığı için bir süreliğine pasif durumda kalmak zorunda kalmıştır…) ancak aksine Batılı Büyük Güçler daha aşırı bir şekilde ve derinlere saldırılar ve operasyonlar yapmıştır…

4) Ukrayna’ya AB ve ABD Bakış Açısı

Tarihten itibaren Avrupalı Devletler, Osmanlı söz konusu olmadığı her dönemde Rusları Doğal Düşman, Tehdit gibi görmüşlerdir… Ancak Almanya gibi tehditler söz konusu olduğu zaman Rusya ile işbirliğine girmişler ancak bu tehdit ortadan kalkar kalkmaz eski pozisyonlarına geri dönmüşlerdir… Rusların Baltık Denizine kadar ilerlemesi, Lehistan’ı ortadan kaldırması, Kuzey Avrupa’nın bazı kesimlerini işgal etmesi, Almanya’nın yarısına kadar yani Doğu ve Güneydoğu Avrupa’yı işgal etmesi, Tahran’a kadar sarkması, Afganistan’ın işgali ile Pakistan hudutlarına dayanması, Küba’ya Nükleer Füzeler yerleştirmesi, Mısır ve Suriye’de Hakimiyet Kurması, Vietnam’a Silah yardımında bulunması, Kuzey Kore’yi ve Çin’i Desteklemesi, Latin Amerika da Faaliyet göstermesi…. başta Avrupalı Büyük Güçlerin ve ABD’nin Anavatanları ile Sömürgeleri için Büyük bir Tehdit teşkil etmiştir…

Avrupa’nın Hakimiyeti için tarihten bu tarafa yarışan Fransa ve özellikle Almanya’nın bu mücadele sürecinde yerle bir olması ve Avrupa’nın hakimiyetinin ikisine de nasip olmadığı gibi üzerine birde Rusların Almanya’nın yarısına kadar tüm Doğu ve Güneydoğu taraflarını İşgal etmesi, İşgal edilemyen yerleri tehdit etmesi ve üzerlerinde baskı kurması İşgal edilemeyen Batı Almanya, Fransa ve İngiltere’de Adeta Travmaya ve dehşet verici derecede korkuya ve maniğe neden olmuştur…ki işgal edilen bölgedeki insanların yaşadıkları ortadadır. İki Dünya Savaşının yıkımını yaşayan Batı Almaya, Fransa ve İngiltere’nin karşısında Dünyanın neredeyse yarısını idare eden yada etkisi altına alan Askeri, beşeri ve doğal kaynaklar açısından muazzam kaynaklara sahip Güçlü bir Sovyet İmparatorluğu vardır… ve ABD’siz bir Avrupa’nın bu imkanlara ve güce sahip Sovyet Birliği karşısında durmaya yada direnmeye hiç mi hiç gücü yoktur…

Tüm bu zorluklar içinde ABD’nin yardımıyla ayağa kalkan ve birlikte dağılmasına neden oldukları Sovyetler Birliğinin tekrar kurulmasına yada Rusya’nın bir daha Avrupa’yı tehdit etmesine karşı yani tekrar Doğu ve Güneydoğu Avrupa’ya geri dönmesinden ne kadar endişe ve korku duyduklarını anlayabiliyoruz… Rusya, Avrasya Birliğini ve Avrasya Gümrük Birliğini kuracağını ilan ettiği zaman Hillary Clinton’ın “Sovyetler Birliği’nin hangi adla olursa olsun tekrar kurulmasına ne olursa olsun asla İzin Vermeyeceğiz” açıklamasında bulunması ve diğer Batılı Devletlerin bu ifadeyi destekler açıklamalarını hatırlarsak Avrupalı Büyük Güçler için genel itibariyle eski Sovyet Cumhuriyetleri ve bunlardan özellikle Avrupa kıtasında bulunan Baltık Ülkeleri, Belarus, Gürcistan ve Özellikle Ukrayna’nın ne kadar önem arz ettiğini görebilirz… Bu nedenlerledir ki bu ülkeler alel acele bir şekilde AB ve NATO’ya alınmak istenmektedir…

AB ve ABD, tüm Doğu ve Güneydoğu Avrupa Ülkelerine ve özellikle Ukrayna’ya herşeyden önce Avrupa’nın Güvenliği açısından bakmaktadır… Çünkü Avrupa Birliği’nin Sınırları ne kadar Orta Avrupa’dan Doğuya doğru uzaklaşırsa Orta ve Batı Avrupa o derecede Güven içinde demektir… Çünkü Avrupa’ya tehdit yakın geçmişte Rusya’ydı bugünde en yakın tehdit yine Rusya’dır yani tehdit Doğu’dan gelmektedir… Dolayısıyla bu tehdidin Orta Avrupa’ya gelmeden Doğu Avrupa’da veya mümkünse Doğu Avrupa’nın da ötesinde bitirilmelidir; bitirilemezse tehdidin En Kötü İhtimalle Doğu Avrupa topraklarında cereyan etmesi istenmektedir… Olası bir çatışmanın Doğu Avrupa Topraklarının yanında Rusya’nın yani Moskava’nın da içinde bulunduğu Batı kesimlerinde cereyan etmesi demek Rusya’nın savaşa iki sıfır yenik başlaması demektir… Batılı Devletler ise savaşa iki sıfır galibiyetle başlayacaktır… Orta ve Batı Avrupa Devletleri kendi topraklarında yani ülkelerinde bir daha Savaşın yıkımını yaşamayı asla istememektedir… Bugün her türlü bomba, kurşun, ateş Ukrayna topraklarına düşmektedir… Akan göz yaşı ve giden her can maalesef Ukrayna vatandaşıdır… Burada en çok kaybeden Ukrayna’dır yani milli varlıkları, ekonomileri ve insalarının geleceğidir…

Avrupa Birliği’nin Doğuya ve Güneye doğru genişletilmesinin ve NATO’ya Rusya ile sorun oluşturabilecek ülkelerin bile bile üye edilmek istenmesinin nedenin altında yatan sebep yukarıda izah ettiğimiz güvenlik kaygısından dolayıdır… Çünkü Rusya Enerji Kaynaklarının verdiği imkan ile yeniden ayağa kalkmakta ve Küresel Aktör olmaktadır… Bu Gücün tekrar Eski Sovyet Cumhuriyetlerini Etkisi ve Hakimiyeti altına almadan alel acele fakir ve geri kalmış bu ülkeleri AB’ye ve NATO’ya almak istemelerinin nedeni budur… Yoksa Doğu ve Güneydoğu Avrupa’daki Slav kökenli halkların refahı yada Orta ve Batı Avrupa kültür ve dil dairesinde olduğu için değildir… Böylece bu ülkelerin bir daha Rusya ile ortak hareket etme ihtimali olmayacak ve bu ülkeler artık Rusya’nın Savunma Hattı ve Avrupaya baskı için merkez üssü olmaktan çıkıp, AB ve ABD’nin Savunma Hattı ve Rusya’ya baskı için merkez üssü olacaktır… Böylece Rusya hiçbir zaman Orta Avrupa’ya kadar gelip ne Almanya’yı nede Fransa’yı tehdit edemeyecektir ki Ardılında izlenen siyasetler ile ABD’yi de bir daha yakın bölgeden Tehdit edemeyecektir…

Çünkü Rusya burnunun dibindeki yani Ukrayna’daki AB ve NATO Güçlerinin, Füzelerinin Baskısı ve Tehdidi altında olacak ve bunun verdiği endişe ve halet-i ruhiye ile başka bölgelerle fazla uğraşamadığı gibi bu Rusya’yı daha da saldırgan yapacak ve bu saldırganlığı Rusya’yı daha da yalnızlaştırıp dünyadan yalıtılmasına ve hata yapmasına neden olacaktır… Bu hatalar Rusya’yı dağılma sürecine kadar götürecektir… AB ve ABD birlikte Rusya’dan tabiri caizse ABD’nin burnunun dibindeki Küba’ya yerleştirdiği Füzelerin ve Berlin’e kadar Tüm Avrupa’yı İşgal etmenin ve de Batı Avrupa’yı işgal etme tehdidinin intikamını almış ve misillemede bulunmuş oluyor… Yani AB ve ABD, Baltık Ülkeleri ile Doğu ve Güneydoğu Avrupa Ülkelerini, AB ve NATO’ya alarak bu intikam ve misilleme doğrultusunda hareket ettiği gibi güvenlik algısıyla da hareket ederek bir nevi gelecekte Rusya’nın geri dönmesini engellemektedir…

Maalesef AB ve ABD’nin Gürcistan ve Ukrayna’yı kolayca AB ve NATO’ya alma planları gerçekleşmemiş ancak yeniden Rusya’yı tehdit gibi göstererek hem AB üyeleri arasında birlik ve üzerlerinde egemenlik sağlanmakta hem de eski Sovyet Cumhuriyetlerinde Rusya korkusu oluşturularak AB ve ABD’ye koşulsuz Teslim ve İtaat’e, Stratejik alanlarda Tavizler ve Ödünler verilmesine neden olmaktadır… Aslında AB ve ABD’nin asıl istediği budur ve en fazla güçlerini maksimize ettikleri ortam-sistem şekli de budur… Çünkü AB’yi ve NATO’yu oluşturan ve ayakta tutan en temel öğe “Ortak Düşman ve Tehdit Algısıdır…” Aksi takdirde farklı etnik, dini, mezhepsel, coğrafi rekabet ve farklılığa, çıkar alanlarına ve çatışmalarına sahip bu kadar ülkenin bir arada bulunması ve Siyasi, İktisadi, Askeri, Egemenlik… gibi stratejik hususlarda birtakım haklarından tavizler vermesinin başka bir nedeni, izahı yoktur…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.