ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

UKRAYNA SAVAŞI’NIN “ARKA PLANI” [1-4]

A. HASAN TEKELİOĞULLARI

08 Eylül 2014 Pazartesi 00:38
  • A
  • A

1) Tarihte Ukrayna Topraklarının Önemi

Bugünkü Ukrayna toprakları tarihten bu tarafa özellikle Merkezi Asyadan Doğu ve Orta Avrupaya geçmek isteyen Türk boylarının tek geçiş güzergahı üzerinde olmasının yanında Avrupaya yapılacak akınlarda ilk alınması gereken yer, irtibat noktası olduğu için büyük önem arz eder… Bunun yanında Çin ve Ötüken taraflarından başlayıp Güney Sibirya, Hazarüstü bölgeden geçen Kürk Yolu ile İpek Yolu’nun bir kolunun sonlandığı Azak Limanına sahip olması ve yine İtil ile Ton ve diğer Nehir Ticareti ve yollarının Azak Limanında birleşmesi nedeniyle Kırım Yarımadası-Limanı ve Azak Limanı tarihten bu tarafa hem Türklerin hem de Venedik ve Cenevizlilerin elde etmek istediği ve uğrunda mücadele ettikleri zengin bir bölge olmuştur… Türkler Kırım Yarımadası-Limanı ve Azak Limanı için Ruslarla amansız bir mücadele içine girmişlerdir… Yine bir dönem Ukrayna toprakları Lehler ve Ulahlar ile Osmanlılar arasında hakimiyet savaşının verildiği bir bölge olmuştur… Gerek Napolyon’un Rusya’yı işgal etmek için Ukrayna topraklarını istila etmesi gerek Hitlerin Bakü Petrollerine ulaşmak için Ukrayna topraklarını istila etmesi bize Avrupa’dan Asya’ya geçmek isteyen Milletlerin de geçiş güzergahının ve ilk istila bölgesinin yine Ukrayna topraklarından ibaret olduğunu ortaya koymaktadır…

Özellikle Rusların Devletleşme süreciyle birlikte Çar Deli Petro’nun Değişmez Devlet Siyaseti yaptığı Sıcak Denizler Siyaseti kapsamında Ukrayna Toprakları ile Kırım Yarımadası-Limanı ve Azak Limanı Ruslar ile Türkler arasında çetin hakimiyet mücadelelerine ve kanlı savaşlara yol açmıştır… Yine burada da Ukrayna Toprakları Rusların önce Karadenize ve Balkanlara sonra Akdeniz’e inebilmesi için en uygun geçiş güzergahı ve ilk istila edilmesi gereken yer olmuştur… Bu açıdan Ukrayna toprakları ve Kırım Yarımadası Ruslar için tarihi öneme sahiptir…

2) Ukrayna’nın Çeşitli Açılardan Günümüzdeki Stratejik Önemi

Yukarıda Ukrayna’nın tarihteki konumundan ve stratejik öneminden bahsettik… Bugün Ukrayna Jeopolitik, Jeostatejik ve Bölgesindeki Devletlerin Güvenlik Algılamaları kapsamında önemli bir konum arz etmektedir… Ukrayna bugün Coğrafi özelliğinden kaynaklanan önemini korumaktadır lakin günümüzde buna özellikle Avrupa’nın ve Rusya’nın Güvenlik Algılamaları eklenmesiyle Ukrayna’nın önemini birkez daha arttırmıştır… Ancak günümüzde Ukrayna’nın tarihteki özellikle ticaret alanındaki öneminin yerini bugün Enerji Hatları almıştır… Ukrayna bugün Rusya’dan ve Türkistan’dan gelen Enerji Hatlarının Avrupaya geçişte en kısa ve maliyeti en az olan güzergahı barındırmaktadır… Rusya’dan ve Türkistan’dan Avrupaya en fazla enerji akışı Ukrayna üzerinden yapılmaktadır… Ukrayna’nın sahip olduğu bu özellik onu daha da önemli kılmaktadır…

Bugün her ne kadar Kuzey Enerji Hattı oluşturulmak istense de bunun kapasitesi şuanlık zayıftır… Yani Rusya’dan başlayıp Baltık Denizi altından Almanya’ya ulaşan Enerji Hattı Sadece Almanya’ya hizmet etmekte ve kapasitesi sınırlıdır… Ancak Ukrayna’dan geçen Enerji Hatları Hala büyük çoğunluğu oluşturmaktadır… Ukrayna’nın Karadeniz’e kıyısı bulunması ve Sivastopol Limanına sahip olması Ukrayna’ya daha da değer kazandırmaktadır… Ayrıca Ukrayna’nın geniş, verimli ve bakir toprakları gerek Avrupa gerek Rusya için Tahıl Ambarı konumundadır… Ukrayna yer altı kaynakları açısındanda dünyanın 4. Zengin ülkesidir ve 510 milyar dolar değerinde maden kaynaklarına sahiptir… Ukrayna’nın sahip olduğu bu yeraltı ve yerüstü kaynakları önemini daha arttırmaktadır… Burada şunu söylemekte fayda vardır ki Ukrayna, Sovyetler Birliği içinde yer almasına rağmen Birleşmiş Milletlerde Temsilcisi bulunan Sovyetler Birliğinin Tek Üyesiydi…

3) Ukrayna’ya Rus Bakış Açısı

Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte Ukrayna diğer Sovyet Cumhuriyetleri gibi bağımsızlığını kazanmış ancak bu bağımsızlık sürecinde Kiev’e bağlı olmayan Kırım alel acele bir şekilde Kiev’e bağlanarak Kırım’ın Moskova’dan ayrılması sağlanmıştır… Ancak tüm bunlara rağmen Rusya ve Ukrayna arasında ilişkiler olumlu seyretmekte ve Rusya, Ukrayna’dan Sivastopol Limanını Karadeniz Donanma Filoso için kiralamakta ve Ukrayna bunda herhangi bir tehdit yada tehlike görmüyordu… Son olarak yani Ukrayna Krizinden önce Rusya, Ukrayna’dan Karadeniz Filosu için Sivastopol Üssünü uzun bir süreliğine tekrar kiralamıştır…

Ukrayna, Rusya için hem güvenlik hem de Enerji’nin Batı’ya naklinde önemli bir konum arz etmektedir… Ancak Rusya için Güvenlik ve Algısı, Enerji sevkiyatından daha öncelikli ve “Hayati” önem arz etmektedir… Çünkü Rusya Enerjiyi Avrupa’ya Kuzey Enerji Hattı yani Kuzey Akım Hattını geliştirerek yada Belarus’tan Avrupaya yeni enerji hatları döşeyerek; Karadeniz altından Enerji Hattı yani Güney Akım Hattını kurarak vede geliştirerek yada Karadenizden deniz taşımacılığıyla enerjiyi Avrupa’ya ulaştırabilir… En Kötü İhtimalle Enerjiyi Çin, Japonya, Güney Kore gibi Uzakdoğu ülkelerine satabilir… Kısacası Rusya, Ukrayna’dan kaynaklanan enerji sevkiyatı sorununu çeşitli şekillerde telafi edilebilir ama “Güvenlik Asla Telafi Edilemez…”

Ukrayna’ya Rusya’nın Güvenliği Açısından baktığımızda Rusya için büyük bir Zaafiyet oluşturmaktadır… Rusya, Ukraynayı kontrol altında tuttuğu sürece Rusya bu Zaafiyetini yani Güvenlik Açığını gidermiş olur aksi takdirde Ukrayna’nın kontrolünü kaybettiğinde Gürcistan’dan çok daha büyük Zaafiyet içerisine yani Güvenlik Açığı verir ki bu telafi edilemez… Ukrayna’nın Rusya ile sınırdaş olması özellikle ve tabiri caizse Moskova’nın burnunun dibinde olması Rusya’yı aşırı derecede saldırgan ve bir o kadar da Zaafiyet ve Güvenlik Açığına neden olmaktadır… Dönemin Sovyet lideri Kruşçev, Yalta’daki deniz manzaralı konutunda Batılı Gazetecileri yüzü denize dönük olarak, kendiside denizi arkasına alarak oturur ve gazetecilere sorar: Arkamda ne görüyorsunuz? Gazeteciler: Şaşkınlık içinde birbirlerine baktıktan sonra “Deniz” cevabını verirler… Kruşçev, “Hayır” der… “Ben Karadeniz’in karşı kıyısında Türkiye’ye konuşlandırılmış ve bize kilitlenmiş Jüpiter Füzelerini görüyorum” der… ve ilerleyen süreçte bu Füzelerin Küba’daki Sovyet Füzeleriyle karşılıklı olarak sökülmesinde anlaşmaya varırlar…

1950’lerin sonlarında Türkiye’deki Jüpiter Füzelerini bu kadar tehdit ve tehlike olarak gören bir Rus Devlet Aklı yada Zihniyeti Moskova’nın yani burnunun dibindeki bir ülkenin NATO Üyesi ve NATO Üssüne sahip olması vede en önemlisi NATO Füzelerinin burnunun dibinde konuşlandırılması Rus Devlet Aklı ve Zihniyetinde nasıl bir Travma yaratacağı ve Rus yetkililerin nasıl bir Halet-i Ruhiye içinde olacağını tahmin etmek zor olmasa gerektir… Aslında bu kadar geriye gitmeye gerek yoktur… Obama’nın ilk döneminde Polonya’ya yerleştirilmek istenen Füze Savunma Sistemine karşı Rusların verdiği tepkiyi yani İskender Füzelerini Krasnodar ve Kaliningrad’a yerleştirme tehdidini ve girişimini hatırlarsak Rusların Ukrayna için neleri göze alabileceğini bir düşünün… Aslında Rusya Kırımı İlhak etmekle neleri göze alabileceğini göstermiştir… Eğer 8.8.8’e gidersek Abhazya ve Güney Osetya’yı tek taraflı bağımsızlaştırıp Tiflis’e kadar girip enerji vanalarını kapatması Rusların neleri göze aldığını ve nereye kadar gidebileceğini göstermiştir… Ki Gürcistan Moskova’dan kaç yüz kilometre uzaklıktadır… Ukrayna ise Moskova ile bitişiktir…

Olaya Rusyanın ilan ettiği Yakın Alan Doktrinine yani Sovyet Egemenlik Alanında Hakimiyet ve Egemenlik Talebini hatırlamakta ve göz atmakta fayda vardır… Sovyetlerin Halefi olan Rusya, “Sovyet Coğrafyasını Yaşam Sahası” olarak görmektedir… Yani bu, tüm Doğu Avrupa, Kafkaslar ve Türkistan’ı Yaşam Sahası olarak görmekte ve bu sınırlar içinde Hiçbir Yabancı Gücün Faaliyette bulunmasını yani tabiri caizse at oynatmasını nefretle istememektedir… Renkli Devrimlere verdiği tepki bu kapsam içindedir… Belgrad’ın bombalanmasına engel olamadı ve gerekli tepkiyi gösteremedi ama ardından gelen Renkli Devrimlere ve Uzantılarına olanca gücüyle tepki göstermiş ve “Misillemelerde” bulunmuştur… Gürcistan’dan Abhazya ve Güney Osetya’yı De Facto olarak bağımsızlaştırması bu kapsamdadır ve aynı zamanda Sırbistan’daki olaylara ve Bosna’ya karşı bir “Misilleme”dir…

Rusya’nın Ukrayna’daki Renkli Devrime ve Uzantılarına tepkisi ve “Misillemesi” Kırım’ın Plebisit ile Rusya’ya bağlamasıdır… Lakin Rusya, Ukrayna’nın Rusça Konuşan ve Rusların çoğunlukta yaşadığı Doğu Bölgelerini De Facto bir şekilde bağımsızlaştırıp Rusya ile bağlarını koparmayı ve Ukraya ile arasında bir savunma hattı oluşturmayı; Ukrayna’nın Deniz ile bağlantısını keserek yani Güney Bölgelerini De Facto bir şekilde bağımsızlaştırarak dünyaya kapatmak istemektedir… Bunun yanında Transdinyester ile İleri Cephe ve Savunma Hattı oluşturmayı amaçlamakta ve böylece AB ve ABD’ye karşı bir adım öne geçerek savunmadan saldırı aşamasına geçmiş olacaktır… Ancak Rusya’nın Ukrayna ile duracağını yani yetineceğini sanmak hata olacaktır… Rusya Yakın Alan Doktrini Kapsamında tüm Sovyet Sahasında Egemenlik ve Hakimiyet iddia etmektedir… İlerleyen zamanlarda yani Sırbistan ve Balkanlarda Rusya’yı daha aktif olarak görebilir ve bölgede sıcak gelişmelere sahne…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.