ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Tarih Suriye'de tekerrür mü edecek?

A. HASAN TEKELİOĞULLARI

24 Temmuz 2013 Çarşamba 22:33
  • A
  • A

Suriye’de malum olaylar baş göstermeye başladığından beri ABD’nin önderliğindeki NATO yada NATO ile birlikte Arap Ligi’ndeki devletler ile ortak bir askeri operasyon, tampon bölge, uçuşa yasak bölge, kinetik saldırı, gibi birtakım tedbirler ve eylemler yapılmak istenmiş lakin Çin’in BM’deki veto yetkisi ve özellikle Rusya’nın veto yetkisinin yanında Tartus Donanma Üssü nedeniyle ve bölgeye gönderdiği savaş gemileri nedeniyle nihayete erdirici bir eyleme geçilememiştir. Ancak tüm bunlara rağmen ABD dolaylı olarak Katar ve Suudi Arabistan, Türkiye ve Ürdün üzerinden bir takım teçhizat yardımı yapmış ve zaman zaman Türkiye üzerinden askeri eğitimler verilmiştir.

Diğer taraftan İran’ın Suriye’ye 20 milyar dolar değerinde değişik kalemlerde yardım yapması, Hizbullah’ın bir dış unsur olarak savaşa dahil olması Suriye’de savaşın seyrini değiştirmiştir. Buna mukabil Rusya’nın ABD ile birtakım görüşmeleri sonucunda ki bu görüşmeler Yalta görüşmelerini andırmaktadır, Rusya Tartus Donanma Üssünü boşaltmış ve burasının artık stratejik bir önem arz etmediğini açıklamıştır. Lakin bu süre zarfında Dağıstan’da gerçekleşen patlamalar, saldırılar ve Çeçenlerin hareketliliği dikkat çekicidir ki aslında Suriye’de çatışma Rusya’nın birçok alanda işine yaramaktadır... Çünkü Rusya’daki yada dünyanın değişik bölgelerinden Rusya’da Cihad yapmak isteyen Mücahidler, ki Mücahidler Sünni’dir, Suriye’ye akın etmektedir. Burada önemli iki nokta vardır: Birincisi Rusya, 2014 Soçi Kış Olimpiyatlarında olası bir Çeçen saldırısından çekinmektedir ki Rusya Soçi Kış Olimpiyatlarına 50 milyar dolar yatırım yaparak 40 milyar dolar yatırım yapan Çin’i geçerek birinci sıraya geçmiştir. İkincisi ise 2014’te ABD’nin Afganistan’dan tamamıyla çekilmesiyle bölgede oluşacak olan otorite boşluğu.

Esas konumuz olan nokta ise Rusya ve ABD’nin belli noktalarda anlaşması ve Rusya’nın yeşil ışık yakması sonucunda ABD, 5 maddelik eylem planını açıkladı. Burada kritik ve ucu açık bazı maddeler vardır. Bunlar:

1. Suriyeli muhaliflere eğitim, danışmanlık ve yardım desteği vermek,

2. Suriye içinde güvenli bölgeler oluşturmak ve (3.) Uçuşa yasak bölge oluşturmak,

4. Sınırlı kalacak saldırılar gerçekleştirmek.

Burada ilk üç madde çok önem arz etmektedir. Bunları açıklarsak:

1) Birinci olarak Suriyeli Muhaliflerden kastedilen tam olarak nedir: Özgür Suriye Ordusu, pkk’nın uzantısı pyd ve Gayrimüslim unsurlar. Burada özellikle Türkiye için önem arzeden pyd meselesidir. pyd ve ayrılıkçı kürtlerin askeri ve siyasi kanattaki önemli kişilerin kişisel ve siyasi çıkarları bakımından İsrail ile çok yakın ilişkileri mevcuttur ki bunlar Sadakatlü Dostları olan İsraillilerle görüşmekte ve gerekli her türlü yardımı almaktadır.
İkinci olarak Suriye’de muhaliflere silah desteği verilirken bu silahlar hangi gruplara dağıtılacak ve nasıl emin olunucak? Hatırlarsak Irak Savaşı’nda ABD’nin Kürt muhaliflere dağıttığı yada Kuzey Irakta binlerce silah çalınmış (!) kaybolmuş (!) ve bu silahlar daha sonra pkk’nın elinde bulunmuştur ki hatta Türkiye’nin değişik bölgelerinde yapılan pkk operasyonlarında Kuzey Irak’ta kaybolan, çalınan silahlar bulunmuştur. pyd ve ayrılıkçı kürtlerin Kuzey Irak ile bağlantısı ve desteğini söylemeye gerek yoktur. Bugün yapılacak silah yardımlarının sonucunda Kuzey Irak’ta vuku bulan olayların tekerrür etmeyeceğini söyleyebilir miyiz?

2) Suriye içinde güvenli bölgeler ve Uçuşa yasak bölge oluşturmak:

Suriyede oluşturulacak güvenli bölge veya tampon bölgeler nerede oluşturulacak ve bu bölgelerin güvenliğini kim sağlayacak ve tüm bunlara kim karar verecek?

Güvenli bölgelere yapılacak askeri yardımı kim kontrol edecek?

Güvenli bölgelerde askeri eğitimin kimlere verileceğini ve verilen eğitimi kim kontrol edecek?

Bu güvenli bölgelere Çekiç Güç gibi unsurlar gerecek mi?

Bu güvenli bölgeler ne kadar süre kalacak?

3) Sınırlı kalacak saldırılar gerçekleştirmek: Burada ise yapılacak saldırılar Esad’dan hariç lakin Esad’a karşı savaşan birtakım grupları da kapsıyor mu? Buna kim karar verecek? Esad devrildikten sonrada bu ve diğer maddeler geçerliliğini koruyacak mı? Koruyacaksa ne zamana kadar geçerliliği olacaktır?

Sonuç olarak burada Amaç Esad’ı devirmek mi yoksa belli bir süre daha kalmasını sağlayarak Suriyede mevcut güç dengesini sağlayıp tarafların son haddine kadar kendilerini tüketmelerini sağlayarak bu sırada içeride başka bir azınlığı devletleştirmeye ve örgütlemeye çalışmak mı? Bu sırada son bir darbe ile Esad’ı nihayete erdirmek mi? Tabi Esad’ı devirmenin bir diyeti olacak lakin bunu Suriyeli Muhalifler kabul edecek mi? Yada buna direnmeye güçleri olacak mı? Şunu söyleyelim ki Suriye ile Irak arasında bir kaç fark hariç başka bir hiçbir fark yoktur; ikiside aynı dinamiklere ve parelel stratejik unsurlara sahiptir. Birinci fark Suriyede petrol yoktur ama enerji güzergahındadır. İkinci Fark ise Irak’ta ABD ile işbirliği yapan ve çoğunlukta bir Şii nüfus ve yapılanma varken, Suriye’de ise mecbur kalmadıkça ABD ile işbirliği yapmaktan uzak durmaya çalışan ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturan Sünni bir kesif vardır. Bunlardan hariç olarak Suriye’deki Türk varlığı bu durumdan nasıl etkilenecek? Yoksa Irak Türkmenlerinin uğradığı bir akıbete mi uğrayacak...Tarih tekerrürden mi ibaret olacak... İnanmayanlar için Hakikati, Zaman Gösterecek...

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.