İRAN’IN MISIR VE SURİYE TERCİHİ

İran’da ilk başlarda Arap Halk Hareketlerini,“İslam’ın Dirilişi”, “Mazlumların Ayaklanışı” ve “Mustazafların Hareketi” gibi ifadelerle 1979 İran “İslam” Devrimine ve ayaklanışına benzetiyor ve göndermelerde bulununarak Arapları kendi yanına çekebilmek için Sözlü birtakım ifadelerle desteklemiş lakin tüm bölgelerde İhvan Güç ve Mevzi Kazanmaya başlayıp işin rengi belirip Ayaklanmalar Suriye’ye dayanınca ve daha sonra Irak’ta Şii İktidar karşıtı Sünni Hareketler baş gösterince İran, yüz seksen derecelik bir dönüşle İsrail, Suudi Arabistan ve Batı ile birlikte İhvan’a karşı hareket etmeye başlamış ve bu muhalifleri “Terörzim” ve “İşbirlikçilikle” suçlamıştır... Diğer taraftan kendi ülkesinde Şii Rejime karşı muhalif halk kitlelerinin ve siyasilerin aynı şekilde Şii rejimini ve iktidarını düşürebileceği ortaya çıkınca vede bu yönde hareketler belirmeye başlayınca İran askeri ve siyasi her alanda tedbirler almaya başlamıştır... Bu dönemde Arap Halk Hareketlerinin etkisi öyle kuvvetliydiki Kafkaslarda, Merkezi Asya’da, Rusya’da, Çin’de ve daha birçok yerde bu benzeri hareketler baş göstermeye yada hareket oluşumlarının başladığı gözlemlenmiştir...

İran, siyasi çıkarlarının icabınca Esad Hanedanı ile Şii’lik-İdelojik bağlanlatıları aracılığıyla bu hareketi Suriye’de Çin ve Rusya ile durdurmaya çalışmıştır... Gerçekten Suriye’de gösteriler, çatışmaya döndüğünden itiBaren ve Esad’ın kolay kolay devrilemeyeceği ortaya çıkınca Suriye’nin Doğusunda ve Kuzey taraflarında ortaya çıkan Halk Hareketleri ve düşünceleri etkilerini kaybetmiş ve olağan mevzilere geri çekilmek zorunda kalmıştır... Zaten Suriye’de bu kadar ileri gidilmesinin en büyük nedeni Libya, Tunus’un ardından özellikle Mısır’da Hüsnü Mübarek’in düşürülmesidir... Buna Yemen ve Cezayirin’de etkisi azda olsa vardır... Ancak Rusya ve İran’ın Askeri ve ekonomik vede siyasi desteğinin yanında Çin’inde siyasi desteği ile şuanlık önlenmiştir...

Mısır’daki darbeye İran’ın destek çıkıp İhvan karşıtı bir siyaset izlemesinin nedeni,Suudi Arabistan ve İsrail vede Batı’nın karşı çıkma sebepleri ile hemen hemen aynıdır... Sadece nüans farklılığından doğan bazı farklar vardır...

ÇİN VE RUSYA’NIN SURİYE VE MISIR TERCİHİ

Diğer taraftan aynı şekilde Çin ve Rusya’nın Suriye’de Esad’a destek çıkıp, Mısırda Darbeyi destekleyip vede İhvan’a karşı çıkmalarının altında yatan nedenler Batı’nın, İsrail’in, İran’ın ve Suudi Arabistan İhvan’a karşı çıkma nedenleri ile aynıdır... Sadece Suudi Arabistan yada Batı çıkarları yerine Çin ve Rusya çıkarları vardır... Ancak buradaki Asıl ve Ana Mesele tüm herkes için “Hayati” ve “Varlık” Tehdidinin Tek ve Ortak olmasıdır: İhvan... İhvan’ın tamamlayıcısı olan Türkiye’yi de eklemek gerekmektedir... Çünkü aralarında bir fark yoktur... İkisininde temel güç dayanakları ve kaynakları aynıdır... Biz buna herkesin anlayabileceği şekilde Devlet-i Aliyye’nin Ortadoğuda miras bıraktığı ve uzantısı olan İhvan ve halefi olan Türkiye diyebiliriz... Biraz daha açarsak İslam Dünyasının tekrar bir bütün olup, küresel güç dağılımında liderlik tahtını ele geçirmek ve uluslararası sistemde Aslan Payını almaya niyetlenmesidir... Siz buna İslam dünyası demezsiniz de Büyük Türkiye, Büyük Ortadoğu Birliği yada Türk-İslam Devleti-Birliği... gibi isimlerle yada kendi meşrebinize ve dünya görüşünüze göre de adlandırabilirsiniz ancak Tehlike aynı Tehlike, Mesele aynı Mesele’dir...

Bunlara ara ve tali sebeplerde ekleyebiliriz... Rusya’nın tarihten gelen siyasi hedefleri, bugünkü ve gelecekteki çıkarları, Esad ile organik bağları... Aynı şekilde Çin içinde ekonomik çıkarları, Siyasi çıkarları gibi birçok tali nedenler eklenebilir... Tüm bunlar ana ve asıl hedeflere gitmektedir...

İHVAN DÜŞÜRÜLÜRKEN, EL KAİDE NEREDEYDİ

İslam Dünyasının her yerinde ABD’ye karşı saldırı yapan, Suriye’de Esad’a !!! karşı savaşan, Libya’da büyükelçiyi öldüren, Kaddafi’ye karşı savaşan El-Kaide !!! nedense İhvan Düşürülürken Mısır’da yok... Lakİn Süveyş’in Batı’sında Darbecilere karşı ortaya çıkmayan El-Kaide !!! nasıl oluyorsa Süveyş’in doğusunda yani Sina’da Gazze sınırı taraflarında ortaya çıkıyor !!! İsrail’in izniyle yada İsrail ile ortak şekilde Darbeci orducu El-Kaide’ye karşı askeri harekat düzenliyor... İşin ilginç yanı El-Kaide neden Süveyş’in Doğusunda ortaya çıkıyorda Batısında Darbecilere karşı ortaya çıkmıyor? Acaba Kanal’ı yüzme bilmedikleri için mi yüzerek geçememişler? İşin ikinci ilginç tarafıysa El-Kaide olarak ifade edilen bu insanlar Darbecilere karşı savaşmak isteyen bir grup “vefakar” Arap olabilir mi? Adam ölmüş, Sonuç: El-Kaide Militanıydı, bitti... Ya gerçek öyle değilse, kim araştırabiliyor?... Ardından internete !!! yada El-Cezire’de !!! bir kaset-görüntü gönderiliyor; adı duyulmayan bir El-Kaide yapılanması... Şu aralar Sinema sektörünün ne derece geliştiği hatta eline bir dizüstü alan kişinin istediği gibi senaryo yazıp film yaptığı göz önüne alınca insan Acaba ??? diyor !!!

Sonuç olarak İhvan üyelerinin El-Kaide ile işbirliği yaptığı ve radikalleşerek terörist bir örgüt haline geldiği ve ardından İhvan’ın ülke ve bölge güvenliğini tehdit ettiği ve işbirlikçiliği yaptığı için yasaklanması ve terörist listeye alınmakla karşı karşıya bırakılıyor... Esad’ın ve İran’ın da terörist olarak nitelendirmesi ise hayli bir ilginçtir...

SONUÇ

Sonuç olarak Sovyetlerin yıkılmasının ardından ortaya çıkması muhtemel ve potansiyeli var olan halk hareketlerinin özellikle Mısır’da Darbe ile tekrar Soğuk Savaş dönemindeki gibi Batı Bloğuna sadık haLe getirilmiştir... Suriye’de ise Soğuk Savaş Dönemindeki hesaplaşmadan ve durumdan daha ileri gidilerek Şam’ın düşürülmesine kadar gidilmiştir... Lakin Suriye’de Mısır’da olduğu gibi Darbe yapacak alternatif bir yapı olmadığı için olaylar Libya, Tunus ve özellikle Mısır’da olduğu gibi gelişemiyor ve geliştirilemiyor... Bunun yerine özellikle El-Kaide ve Kürt Gruplar üzerinden alternatif yapılar oluşturulmaya çalışılmaktadır... Bunda Kahire’nin “Hayati” değer ve önemde olması nedeniyle Şamda Kimyasal Saldırı ile ele geçmiş olan bir fırsat ister istemez şuanlık Kahire’ye Feda edilmek zorunda kalınmıştır... Bugün Mısır ne halde? Darbeciler yerini sağlamlaştırıyor, İhvan Hareketi yasaklandı ve bitirilme noktasında, dünyanın dikkatini Suriye'ye çekerek Msır'ı tekrar çok uluslu müşterek bir operasyonla kontrol altına aldılar... Bu operasyonu yapan ve kazanan taraflar ise Rusya, İsrail, ABD, İngiltere, Suudi Arabistan, Fransa, Almanya ve İran vd dahildir...

Ancak Amerika ve İsrail’in Kahire’yi sağlam bir temele dayanırdıktan ve yerini sabitledikten sonra Suriye’de Mısır’da olduğu gibi çıkarlarını güvenceye alabilecekleri yapıların oluşturulması ve olgunlaşması hazır hale geldikten sonra Esad konusunda kesİn bir hükme varılmış olacaktır... Çiceği burnunda İran Cumhurbaşkanı ile Batı’lı devlet adamları görüştükten sonra anlaşabilirlerse, ki her iki tarafta uzun bir ayrılık sonrası buluşma anı için büyük bir heyecan ve umut içerisinde, Esad’ın gönderilip her iki tarafın çıkarını koruyabilecek bir statüko üzerine anlaşarak Türkiye’yi ve Türkiye’nin desteklediği ÖSO’yu tasfiye edebilirler... İsrail-ABD ve Suudi Arabistan ÖSO'yu baypas ederek El-kaide ve diğer aşırı gruplar üzerinden buna Kürtlerde dahil bir yapılanma üzerine gitmesi muhtemeldir... ÖSO, hem İhvan ile hemde Türkiye ile yakındır... Zaten şuan Suriyede en hızlı büyüyen taraf, ÖSO değil ayrılıkçı ve aşırıcı gruplar ile El-kaide'dir... Çünkü El-Kaide her zaman “Joker” niteliğindedir, “Maymuncuk Anahtarı” gibidir, açılmayan kapıları açar... Şuan itibariyle İran bir süredir bölgede Türkiye’nin izlemiş olduğu siyasetten Batılı ülkeler ve bölgedeki Batının Garnizon İktidarları gibi rahatsız ki yukarıda bunun nedeni ve kaynağını ifade etmiştik...

Dolayısyla Kahire ve Şam’daki gelişmeler birbirinden ayrı ele alınamaz... Tarihte olduğu gibi ve son olarak Suriye ve Mısır’ın birleşip ayrılmasından sonra günümüze değin bu kadar birbirini etkilemekte ve bağlantılı bir şekilde gelişim göstermektedir. Tabi burada her iki tarafın AnahtaRı ve Kilidi konumunda olan Tel Aviv asla unutulmamalıdır...