ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

KÜRTLER; ENERJİ, KÜRESEL GÜÇLER, SAVAŞ...

A. HASAN TEKELİOĞULLARI

27 Temmuz 2013 Cumartesi 06:45
  • A
  • A

Fransız İhtilali’nin getirmiş olduğu ulusculuk akımıyla başlayan süreç kendini yenileyemeyen ve çağa ayak uyduramayan başta satvetli Devlet-i Aliyye’yi ve diğer imparatorlukları parçalayarak ortaya birçok küçüklü büyüklü ulus devletçikler hasıl olmuştur. Ortadoğuda dahil birçok yerde hemen hemen her halk ulus devlete sahip olmuştur; Lakin burada istisna teşkil eden sadece Kürtler vardır. Kürtler, başta Müslüman olmanın getirmiş olduğu birtakım unsurlarla birlikte gerek Araplarla gerek Türklerle gerekse de Farslarla iç içe geçtiği için, ki bu Milletlerin yoğun kültürel ve siyasi etkisi altında kalmıştır; Buna mukabil tarihten itibaren Kürtlerin dağıldığı, yaşadığı coğrafyanın Türk, Arap ve Fars ülkelerinin kesiştiği alanda kalması suretiyle ve bu milletlerin ağır siyasi ve askeri tazyiki sonucunda bir birlik oluşturulamamış ve Fransız İhtilali’nin getirmiş olduğu ulusculuk akımının diğer halkları etkilediği etkilememiş yada diğer imparatorluk halklarının geçtiği ulus devlet statüsüne geçememiştir. Burada ise üç önemli unsur rol oynamaktadır. 1. Kürt Halkının bir devlet ve idari geleneğinin olmaması, 2. gerekli silahlı ve siyasi gücün teşkil edilememesi, 3. olarak bir siyasi ve eylem birliği içinde yani tek bir merkezden idare edilememeleridir.

Ancak bu anlayış 1. Dünya Savaşında Kürtlerin yaşadığı bazı bölgelerin işgal edilmesi, işgal edilemeyen bölgelerde ise işgacilerin fikri ve siyasi olarak nüfuz etmesinin akabinde yeni nesillerde ulusculuk akımları filizlenmeye başlamıştır; özellikle Lenin’in Sovyet coğrafyasında egemenliği ele geçirmesinin ardından vede 2. Dünya Savaşı’nda Doğru Avrupa örneğinde olduğu gibi refahtan ve imkanlardan yoksun olan ve virane halde olan bu bölgede o dönem Kurtarıcı İsa Mesih gibi görülen Komünizm-Sosyalizm de bölgedeki genç nesillerde filizlenmeye başlamıştır; Bazen Sosyalist-Komünist bazen ulusalcı bazende ikisinin karışımı bir ideoloji benimsenmiştir: Hatta O dönemlerde Lenin’e Mahmut Berzenci “Sovyetler Birliği’nin desteğini arkamızda görmek istiyoruz” gibi birtakım isteklerde bulunduğu bir mektup yazmıştır. Yine ilerleyen zamanlarda Barzanilerde Gerek Stalin ve halefleri gereksede ABD ve İngiltere ile dirsek temasında olup destek almışlardır. Lakin bu destekler tüm Kürtlerin yaşadığı bir coğrafyayı kapsamıyor, kısmi bir destek idi; Kürtlerin bugünkü deyimiyle Doğu Kürdistan, Güney Kürdistan ve Kuzey Kürdistan’ı değişik zamanlarda kapsıyordu. Kürtlerin ulusculuk ve sosyalizm-komünizm ideolojileri ve dolayısyla bağımsızlık istekleri 2. Dünya Savaşı ile birlikte ve sonrasında bir ivme kazanmış buna mukabil dış desteklerde de bir ivme görülmektedir.

Arap Halk Hareketi’nin Suriye Kürtlerine Etkisi

İlginçtir ki bugünkü Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgesinde diğer Kürt bölgelerinde olduğu gibi bir isyan yada dış desteğe en azından diğerlerine nazaran Hafız Esad dönemine kadar hareketlilik olmamıştır. Kürtlerin ilk Irak’ta kurduğu Kürt Kırallığı, İngiltere tarafından bombalanarak nihayete erdirilmiş ve önderleri asılmış; İran hududları içinde kalan bölgede ise kurulan Mahabad Cumhuriyeti’de Sovyetlerin çekilmesinden sonra İran Ordusu tarafından nihayete erdirilmiş ve önderleri idam edilmiştir. Suriye’nin kuzeyindeki yada Kürtlerin Batı Kürdistan diye adlandırdığı bölgede ise Hafız Esad tarafından kimliksizleştirme, Arap Kordonu-Hattı, Kürtlerin ülkenin diğer bölgelerine dağıtılması ve yerine Arap Nüfusunun yerleştirilmesi gibi Irak’taki benzer uygulamalara gidilmiştir.

Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan bir takım unsurlar özellikle özgürlük, küreselleşme, iletişimin ve haberleşmenin kolaylaşması ve sınır tanımaması ve özellikle iki kutbun ağır tazyikinden kurtulan Arap Halkları değişen dünya şartlarını kendi bastırılmış inanç ve değerlerini dışa vurabilmek, temel hak ve özgürlükleri için başlattığı hareketler sonucunda başlayan Arap Halk Hareketleri, Kürtlere de bir umut ışığı olmuştur. Bilhassa Irak Savaşı’ndan sonra Batı tarafından desteklenen Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Siyasi, Askeri ve Ekonomik bir güç haline gelmesi, ki adeta bağımsız bir devlet gibi yabancı ülkelerle anlaşmalar ve ticaret yapması, bölgedeki diğer Kürtlerin adeta beyni ve siyasi idare merkezi gibi bir konuma yükselmiş en azından bu yönde bir gidişat mevcuttur. Çünkü diğer Kürt bölgeleri içinde bağımsızlığa bir ilan kadar en yakın vede güçlü stratejik unsurlara ve desteğe sahip tek yönetim Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’dir. Dolayısıyla bu oluşum ve Arap Halk Hareketi’nin getirmiş olduğu yada en azından amaçladığı özgürlük, temel hak ve yetkilerine sahip olma ideali Suriye Kürtlerine bir umut olmaktadır. Buna IKBY’nin irredendist siyaset izlemesi ve verdiği her türlü destekde etkili bir unsur teşkil etmektedir.

Lakin Suriye’deki her an değişe(bile)n durum ve Kürtler içerisindeki anlaşmazlık bölgedeki yangını daha da körükler bir hal almaktadır. Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren pyd’nin fevri ve tahrik edici vede bölgedeki tansiyonu yükselten adımları birtakım olumsuz gelişmelerin yanında gerek Türkiye’den ve gerek Suriyeli Muhaliflerden baskı gelmektedir, ki Esad Güçleri ile yoğun bir çatışma içerisinde olan Muhalifleri zora sokmakta ve adeta arkadan kuşatılmış hissi uyandırmaktadır. Pyd’nin sınıra bayrak asması ve özerklik ilan etmesi Esad’ın bir taktiği olabilir ve gayet normaldir, ki pyd önderlerinin Hafız Esad döneminden beri Suriye’de rahat bir şekilde hareket ettiği ve Baas Rejimi ile parelel bir siyaset ve eylem içerisinde olduğu bilinmektedir. Özellikle şu sıralar Muhaliflerin, Esad güçleri ile mücadeleye ağırlık vermesi ve çatışmanın yoğunluğu nedeniyle güçlerini bu bölgeden çekmesi ile bir otorite boşluğu oluşmuş ki bu olağan bir gelişmedir. Zaten daha önce pyd böyle bir girişimde bulunmaya çalışmış lakin Suriyeli Muhaliflerin ağır tazyiki sonucunda geri adım atmak zorunda kalmıştır.

Diğer taraftan Türkiye ve Suriyeli Muhaliflerden gelen baskı sonucu pyd taktiksel bir hamle diğer bir ifadeyle hile-i şer’iye ile nameşru olan bir durumu meşru bir duruma getirmiştir; daha önce “terör” örgütü sembolü ve girişimi ile tenkit edilen bu sembolün yerine SMDK’nın bir kanadı olan yada en azından Esad muhalifi olan ve tüm Kürtleri temsil ettiği söylenen Ulusal Kürt Konseyi’nin bayrağını asarak bu adımını meşru bir zemine oturtmuştur. Lakin gerek pyd gerek Ulusal Kürt Konseyi her ne kadar Suriye’nin kuzeyine bayrağını asarsa assın veya özekliğini ilan ederse etsin bir oldu bitti ile bölgede hele ki İç Savaş yaşayan Suriye’nin ve iç savaş geçirme tehlikesi bulunan Irak’ın yanında böyle bir yapının yaşaması mümkün değildir, ki bölgedeki güçlerle mücadele edecek bir silahlı ve siyasi bir güce sahip değildir. Suriyeli Kürtlerin özerklik yada şuan itibari ve içerisinde bulunduğu koşullar itibariyle bağımsız bir Kürt devleti kurması imkansızdır, ki böyle bir girişimi olabilir bu da bölgeyi karıştırmaktan ve bölgedeki güçleri tahrikten başka bir işe yramaz. Değişen şartlar dahilinde Kuzey Irak Kürtlerinin bile bulamadığı bir fırsatı bulabilir belkide Hafız Esad döneminden daha kötü bir duruma düşebilir. Her iki ihtimalde olasılıklar içerisindedir.

Dolayısıyla Suriyeli Kürtlerin özerk yada bağımsız olması büyük oranda Suriyeli Muhaliflerin kazanması yada kaybetmesine bağlıdır. Suriyeli Muhalifler kazanırsa, Kürtler özerkliği büyük bir ölçüde elde etmiş sayılırlar, ki Suriyeli Kürtlerin yönetici kesiminin özellikle pyd’nin İsrail ile ilişkileri göz önünde bulundurulur vede Suriyeli Kürtler, iç ve dış gelişmeleri etkili bir şekilde kullanabilir ve konjonktür buna müsait olursa bağımsızlık dahi kazanabilirler. Lakin Esad’ın kazanması dahilinde Suriyeli Kürtleri diğer Arap Muhalifler gibi bir bedel beklemektedir, ki düşünülmesi dahi kötüdür ama Halepçe Katliamı dahi bir hikaye olarak hatıralarda kalabilir; Esad’ın bugüne kadar yaptığı katliamlar yapacağı katliamların garantisidir...

Lakin Suriyeli Kürtlerin yaşadığı bölge IKBY’den başlayıp İdlip’e kadar gelmektedir, ki İdlip ile deniz arasında sadece bir Lazkiye kalmaktadır. Kürtler, eğer bağımsızlık kazanabilirlerse, ki gerek Suriyeli Kürtlerin gerek Iraklı Kürtlerin temennisi şiddetli olarak bu yöndedir, “Denize” ulaşamayan bir Kürt devleti hiçbir anlam ve değer ifade etmez: Suriyeli Kürtler, Irak Kürtleri sınırından İdlip’e kadar ki İdlip’in bazı ilçeleri-kısımlarıda dahildir, ulaştıktan sonra mutlaka ama mutlaka denize ulaşmak isteyecektir ve diğer bölgelerde hakimiyeti ele geçirdikten sonra bu çok zor birşey değildir ve gerek Suriyeli Kürtler gerek Iraklı Kürtler hatta Türkiye ve İran’daki Kürtlerde var olan tüm güçleri ile denize ulaşmaya çalışacaklardır, ki zaten boşalan bu bölgelerde demografik yapı bozulmaktadır; Unutmayalım ki Kerkük ve Musul’da demografik yapı ile oynanmıştır. Suriyeli Kürtlerin, Akdenizde bir liman ve iç bölgeler ile iletişimi sağlayacak birkaç kilometre genişliğinde bir koridora sahip olması dahi haddinden fazla kafidir. Böylece Kerkük-Musul enerji kaynakları ve ilerleyen zamanlarda, ki mümkündür, Orta Asya enerji kaynakları bu hat üzerinden Akdenize hatta İsrail’in Eilat Limanı ve Akabe (Eilat) Körfezi üzerinden Kızıldenize açılma imkanı dahi doğabilir. Bunun ABD, Batı ve özellikle İsrail için önemini söylemeye gerek yoktur, ki İsrail’in bu yönde ciddi çalışmaları mevcuttur...

Dolayısıyla Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerin bağımsız olması ve denize ulaşmaları belki kendi kaderlerini pek etkilemez ama bölgedeki ve dünyadaki enerji güzergahları ve enerji hakimiyeti bakımından vede jeostratejik ve jeopolitik açıdan büyük değişimlere yol açmaya potansiyeli vardır. Dolayısıyla Suriye’deki Kürtlerin attığı adımları ve bu adımların sonuçlarını sadece dar bir çerçevede yani Kürt bağımsızlığına yada temel haklarına sahip olmaya bağlamak hakikate fransız kalmaya benzer. Aksine enerji ve enerji güzergahları ile enerji güvenliği ne kadar önemli ve ne anlam ifade ediyorsa ve bunlar nereleri ne kadar ilgilendiriyorsa; Suriye Kürtlerinin denize ulaşmasıda aynı anlamı ifade ediyor ve…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.