ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

El-Esma’ül Hüsna

Hakan Uzandı

19 Eylül 2013 Perşembe 05:48
  • A
  • A

Bu terkip güzel isimler manasındadır. Baştaki “el” takısı belirlilik takısıdır ve Allah’ın güzel isimleri manasını ifade etmemize yarar. Terkibin kendisi Kur’an-ı Kerim’de zikredilmiştir. Ayet-i kerime’de şöyle buyrulmuştur:

“Oysa en güzel isimler Allah’ındır. Bundan dolayı Allah’a onlarla dua edin. O’nun isimlerinde sapıklığa giden mülhidleri terk edin. Onlar yakında cezalarını çekecekler.” (Araf Suresi: 180)

Birisini çağırdığınız zaman ismi ile çağırırsınız. Bir mekânda birisinden bahsedecekseniz ismi ile bahsedersiniz ve konuştuklarınız zikrettiğiniz isimle bahsettiğiniz kişiyi zihinlerinde hayalen çağrıştırırlar. Ayet-i kerime’de zikredilen “dua” kelimesi aynı zamanda çağırmak manasını ifade eder. Aynı ayet, Allah’ı tanımak için isimlerine müracaat etmemiz gerektiğini bize ihbar etmektedir.

Ayet-i kerime’de Allah’ın isimlerinde sapıklığa giden mülhidleri terk etmemiz gerektiği de beyan edilmiştir. Mesela Allah, Rabb’tir. Rab kelimesi terbiye edici ve malik manasına gelmektedir. Eğitim sistemlerinde Allah’ın hükümleri yerine kendi yanlarından bir eğitim sistemi icat eden laikperestler ya Allah’ı inkâr etmekteler ya da Allah’ı Rabb olarak tanımamaktadırlar. Elbette Allah’ı Rabb olarak tanımayanlar yakında cezalarını çekeceklerdir.

İnsanlar kavramlarla ve isimlerle birilerini tanırlar ve meramlarını anlatabilirler. İnsanın diğer varlıklardan ayıran yetenek kavramlarla düşünmek, öğrenmek ve kavramlarla soyutlama yeteneğidir. Nitekim Rabbimiz insanın diğer varlıklara üstünlüğü konusunda başka bir şeyi değil bu yönünü meleklere delil getirmektedir. Şöyle buyrulmaktadır:

“Ve Âdem’e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip: “Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin” buyurdu.” (Bakara Suresi: 31)

İsim (Esma) kelimesi Arapça bir terimdir. Türkçe’de varlıklara ad olan kelimelere isim denilir. Böyle bir tarif ad için doğru hatta isim için bile doğru olsa bile eksik bir mahiyet arz etmektedir. Zira isim; bir şeyin zihinde doğmasını sağlayan işaret ve alamet manasına gelmektedir. Hatta isim, konu olan varlığı -en azından teoride- öz olarak niteler. Elbette anlamsız isimler de isimdir ama ismin niteliği icabı anlamsız isimlerin kullanılması ismin tarifine uymamaktadır. Ayrıca her işini hikmetle yapması gereken insana da yakışmayan bir tutumdur. Kaldı ki isim kelimesinin kökeni “sümüv” veya “vesm” kökünden gelmektedir. Sümüv, yücelik manasındadır. Vesm ise damgalamak. Bir varlığa verdiğiniz isimle, o varlığı diğer varlıklardan ayırırsınız (sümüv) ve o varlığı damgalarsınız. Kelimenin kökü bile ismin mahiyeti konusunda bize ipuçları vermektedir. Anlamsız isimlerde ise vesm’den bahsetsek bile sümüvden bahsetmemiz mümkün görülmemektedir. Ayrıca anlamsız isimlerde kelimenin kökenine inerek varlığın mahiyetini kavrama imkânımız elimizde değildir.

Allah’ın isimlerindeki bütün isimler; mahiyetini tam olarak kavranamasa da belli bir manası olan isimlerdir. Bir tek Allah’ın isimlerinden “Allah” isminin kökeni tartışılmış ve Kelamcılar ve müfessirler genel olarak bu ismin özel bir isim olduğu ve Cenab-ı Hakkın diğer isimlerinin de üstünde özel ve mahiyetinin kavranmasının imkânsız olan isimleri arasında olduğunu beyan etmişlerdir. (Ki Allah isminin anlamı konusuna ilerideki yazılarımızda girebiliriz)

Yaratılan varlıkların isimleri olduğu gibi Rabbimizin de isimleri mevcuttur. Yalnız bu isimleri biz aklımızla koymuyoruz. Kaldı ki böyle bir durum hem doğru değildir hem de caiz değildir. Allah’ın isimlerinin başka bir dile mealen tercümesi ayrı bir husustur bizim kendi yanımızdan Allah’a isimler koymamız ayrı bir meseledir. İmam Maturidi (rh.a); “varlıklara bakarak Allah’ı tarif edemeyiz” demektedir. Biz aklımızla âleme bakıp bir yaratıcı olduğuna iman ederiz sonra O’nun Resülü bize tebliği ederek yaratıcımızın isimlerini bize öğretir. Resülünden aldığımız bilgilerle âlemi tefekkür ederek yaratıcımızın isimlerini önce anlamaya sonra zikretmeye ve nihayette kalbimize egemen kılmaya çalışırız.

Allahü Teâlâ (cc)’nın isimlerini bizzat Allah, Peygamberleri aracılığı ile bizlere bildirmiştir. Dolaysıyla hiç kimsenin Allahü Teâlâ (cc)’nın isimleri konusunda ekleme ve çıkartma yapması mümkün değildir. Akaid kitaplarımızda Allah’ın isim ve sıfatları konusunda son derece doyurucu bilgiler söz konusu edilmektedir. Elbette Allahü Teâlâ (cc)’yı hakkı ile tanımak hiçbir kul için mümkün değildir. Hatta isimlerinin hakiki ve mutlak manasına da nüfuz etmek mümkün değildir. Yalnız bu isimler Allahü Teâlâ (cc)’yı tanımak için birer ayet hükmündedir.

Allahü Teâlâ (cc)’nın isimlerinin tamamı özel isimlerdir. Hiçbir ismi, yaratıklarla kıyaslanamaz. Çünkü Allahü Teâlâ (cc) şöyle buyurmaktadır:

“O göklerin ve yerin yaratıcısıdır. O sizin için kendi nefsinizden eşler ve hayvanlardan da çiftler yaratmıştır. O, sizi bu düzen içerisinde üretip çoğaltıyor. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O her şeyi işitir ve görür.” (Şura Suresi: 11) O’nun benzeri hiçbir şey yoktur denildiğinde bütün isimlerinin benzersiz ve sadece O’na has olduğunu anlarız. O’na isimleri konusunda ortak koşmak şirktir ve şirk ehli cehenneme girecektir. Mesela Allah; hüküm koyucudur. Her kim Allah’a rağmen ben de hüküm koyarım, insanları kendi ideolojime göre yönetirim derse ilahlık taslamış olur. İnsanlardan her kim de bu zorbanın hükmünü kabul ederse müşrik olur. Devam edelim.
Söz gelimi “semi”, işiten manasında yaratıklarda (insan gibi) ortak görünse bile bu ortaklık sadece kelime müşterekliğidir. İnsan ile Allah arasında işitme konusunda mahiyet ortaklığı yoktur. Allahü Teâlâ (cc) sınırsız, kelimelere muhtaç olmadan ve ses dalgaları olmaksızın geçmişi, geleceği ve şimdiki anı işitir. Elbette insan gibi işitmek için (kulak gibi) bir alete ihtiyacı yoktur. Kaldı ki Allah, geçmişi, şimdiki hali ve geleceği işitir deyip kavramı sınırlamak da doğru değildir. En doğrusu Allah semii’dir demektir. Zira biz O’nun semii’liğini de kavrayamayız. Ama ağzımızdan çıkan her söze dikkat edip Allah’ın işittiğini bilerek konuşmalıyız.

Sonuç olarak el-Esma’ül Hüsna’daki bütün isimler özel isimlerdir ve mahiyeti kullar tarafından sınırlandırılamaz. Ama Rabbimize giden yolda O’nu tanımak ve sevmek elzemdir. Bu sebeple hepimiz O’nun isimlerini öğrenmeli ve zikirle kalbimize isimlerinin egemen olmasını sağlamalıyız.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.