ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Ağlama Seansları, Demagoji ve Camia

Hakan Uzandı

19 Kasım 2013 Salı 21:44
  • A
  • A

Kur’an-ı Kerim’de Yusuf (as)’ı kuyuya atan kardeşleri hakkında şu beyan edilmektedir: “Ve yatsı vakti, ağlayarak babalarına geldiler.” (Yusuf Suresi: 16) Âlimlerimiz, yalanı huy edinen kimselerin ağlamayı huy edinebileceklerini hatta yalanda ustalaşmış kimselerin istedikleri zaman ağlayabileceklerini söylemişlerdir. Evet, yalancılıkta profesyonel kimseler istedikleri zaman ağlayabilirler. Hak ile Batılı karıştıran ve İsrail’e meşru devlet deyip Mavi Marmara şehitlerini eleştiren âlimler, ağlama konusunda da profesyoneldir. Ama bu demagoglar sadece dünyamızı harap etmez ahretimizi de elimizden alır.

Hz. Ali (ra) Efendimizin; “Önce hakkı bil sonra hak ehlini bilirsin” şeklinde hikmet dolu bir söz söylediği rivayet edilir. Zaten ilim; malumu olduğu hal üzere bilmek olarak tarif edilir. Bu sebeple ilim süslenmeye ihtiyacı olmayan bir kavramdır. Tarih boyunca hakkı batıla karıştıran ve kendi camiası için yalanlar üreten kimseler daima süslü kelimelere ve demagojilere ihtiyaç duyarlar.

Bilindiği gibi demagoji kelimesi; halkın isteklerine, ön yargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan siyaset ve destek arayışıdır. Çok zaman dindarlık, milliyetçilik gibi popüler kavramlar kullanılarak yapılır. Rasim Özdenören Demagoji kelimesi hakkında şunu söylemektedir:

“Demagoji kelimesi, günlük konuşma dilinde karşısında kil eri yanıltacak şekilde söz söyleme anlamını taşır. Görünüşte doğru, mantıki bakımdan eksiksiz, aslındaysa başkalarını aldatmak için söylenen sözdür. Eski dilde bu kavram için "mugalata" kelimesi kullanılırdı. Demagog'un mantık kurgusu öyle ustacadır ki, ilk anda derhal inanılır, hiç olmazsa kitleler üzerinde bu tür sözlerin yanlış yönlendirme bakımından etkisi vardır. Esasında demagojinin özünde bir kimsenin veya bir grubun duygularını kamçılayarak, gerçek dışı fakat mantıklı sözler söyleyerek onları kazanma Özelliği vardır. Ne var ki, kullanılan mantık örgüsü ne kadar güçlü olursa olsun muhteva bakımından boşluğu ve yanıltıcılığı çok geçmeden anlaşılır.

Yunanca demos (halk) ve ago (kendine çekmek) kelimelerinden meydana gelen demagoji terimini "Politika" adlı eserinde kullanan Aristo, demokrasinin, yani halk yönetiminin bozulmuş, soysuzlaşmış biçimine bu adı vermiş ve bir toplumun duygularını yanıltarak kendi çıkarını yürütme yolu olarak tanımlamıştır.

Hakikatin ekseninden saptırılması yolunun kesilmesi anlamında, günlük konuşma dilindeki demagoji İle Aristo'nun kullandığı anlamdaki demagoji arasında yakın bir ilişki vardır.

Demagoglar, hiç bir zaman yeni gerçekler söylemezler, sadece bilinen gerçeklerden yararlanarak hakikati saptırırlar. Fakat kullanılan mantık örgüsü kimi zaman çok girift olabildiğinden, demagoji yapıldığı uzunca bir süre anlaşılmayabilir. Özellikle kavram kargaşasının mevcut olduğu kültürel ortamda demagoji yoğunlaşabileceği gibi, bizzat demagojinin de kavram kargaşasına yol açacağı unutulmamalıdır.”

Dinlerarası Diyalogtan tutun, Kenan Evren’in cennetlik ilan edilmesine, İsrail’in meşru devlet olduğunun haykırılmasına bütün bu haysiyet kırıcı işler hep demagoji sayesinde kamuoyunda yankı uyandırabilmiştir. Yahudi veya Hıristiyan’ın Hz. Muhammed (sav)’e inanmadan da cennete girebileceğini söylemek bırakın âlim olmayı müslüman olmayı bile nakzeden bir duruştur.

Demagogların bir huyu da son derece Narsist olmalarıdır. Bütün herkesin kendisine yönelmesini isterler. Dershane tartışmalarında konuşma ihtiyacı olan bir demagog; “yanı başınızdaki alnı secdeli kardeşleriniz size vursa da cennete tek başına gitmemek için onların ellerini tutun” gibi ilk bakışta merhamet kokan ama deştikçe Narsist bir kişiliği öven sözler söylemiştir. Şeytandan nasıl sığınıyorsak demagoglardan da öyle sığınmalıyız.

Biraz araştırılırsa 1980 sonrası sırf Kürt olduğunu veya İslami Dava için mücadele ettiğini söyleyen kimselere Emniyetin merdiven altlarında her türlü işkence yapanlarında bu demagoglar olduğu görülür. Bunlarda merhamet olmaz. Şimdi yaşlı darbecilerin durumundan üzülme numarası yapıyorlarsa vardır bir numara. 2006’dan bu yana on binlerce terör (?) mahkûmunun sorumluları da araştırılmalıdır.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.