ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Ulu Hakan'ı anlamak, bugünü anlamaktır

A.Hakan KARA

27 Mayıs 2013 Pazartesi 01:42
  • A
  • A

Ulu Hakan'ı anlamak,bugünü anlamaktır.

Tarih her zaman menfi anlamda tekerrür etmez,zaman zaman müspet olarak da tekerrür eder. Farklı bir pencereden bugünkü resme bakalım.

Ulu Hakan II. Abdülhamit Han Hem Midhat Efendi 'yi tasfiyesi, hem de Masonik güçlerin ellerini kollarını baglaması, kendi usulünce yasaklatması ve üyelerini takip ettirmesi,hatta zaman zaman hücre evlerine baskınlar düzenletmesi sayesinde Osmanlı ekonomisinin ve kültürünün ana damarına hakim olacak bir İngiliz - Yahudi palazlanmasına iktidarı süresince izin vermez. Nitekim bu yüzden de adı, "Kızıl Sultan"a çıkar. Bunun intikamı, 30 yıllık bir aradan sonra 1908'de bizim içerimizden devşirdikleri ittihatçılar eliyle alınacaktır.

Hürriyet vaadleriyle iktidara gelen İttihadcıların giderek Türkçülüge yönelmelerini, arastırmacı Joseph
Brewda, arkalarındaki ingilizlerin oyununa baglıyor. Yani Türkçülük, Turancılıga dönerken Rusya'yla
Osmanlı'yı karsı karsıya getiriyordu. Öte yandan ingiliz gizli servisi, casus Lawrence eliyle Arapçılıgı,
casus Seton-Watson eliyle Sırpçılıgı, Lady Dunham eliyle Arnavutçulugu, Noel Baxton eliyle de Bulgar milliyetçiligini körüklüyor ve Osmanlı Devleti'nin parçalanması
için gereken bütün sartları hazırlıyordu..

Diğer yandan ;

İngiliz Başbakanı William Ewart Gladstone, ingiliz meclisinde elinde Kuran'ı tutmuş ve şöyle demiştir:

(Osmanlı Devletini kast ederek) '' Bu kitap Müslümanların elinde oldukça, biz onlara hakiki hakim olamayız. Ya bu kitabı Müslümanların elinden almalıyız. Yada Müslümanları ondan soğutmalıyız."

Bunun içinde Milletimizi dini ve ırkı arasında bir tercih yapması noktasına getirecek bir çizgi yaratmak her halde en iyi yöntem olacaktı.

Uzun yıllar Sultan Abdülaziz ve Abdülhamid'le mücadele eden, Osmanlı Devleti'ni yıkma planları yapan İngiliz siyasetçi
19 YY. emperyalizmin doruk noktasında uygulandığı bir yüzyıldı.Batılı devletlerin aralarında yaptıkları bu emperyal mücadele yine Avrupalı tarihçiler tarafından “BÜYÜK OYUN” olarak tanımlandı Hiç şüphesiz emperyal politikalarının odağında hasta adam Osmanlı Devleti bulunuyordu İngiltere'nin dış politikasını değiştirerek Osmanlı Devleti'ni yıkıma sürükleyen en önemli isim ise William Ewart Gladstone oldu...

Ulu Hakan’a beslenen kinin sebeplerinden bir tanesini biraz detayı ile ele alacak olursak;

Ulu Hakan Sultan II. Abdülhamid Han,Hücre yapılanmasına sahip dünyadaki ilk İstihbarat teşkilatını kurumsal düzeyde kurar.Ardından Osmanlı Devleti topraklarına musallat olmuş İngiltere Devletinin bağrına bir hançer etkisi yapacakdır
[IRA] İrlanda Kurtuluş Örgütünün tohumlarını atar. İngilizler halen Iradan kurtulamadı desek yeridir !!

Büyük İngiltere'ye ne oldu da güçsüzleşti ve yerini ABD'ye bıraktı? İngiltere'nin İrlandalılar sorunu vardır. Abdülhamid Han İngiltere'nin Osmanlı imparatorluğu üzerindeki oyunlarını görünce yardımlar göndererek İrlanda'lıları kendine çeker. Bilindiği gibi Abdulhamit han müthiş bir istihbarat ve teşkilatçılık kabiliyetine sahiptir. İşte Abdulhamit Han bu kabiliyetini kullanarak,İRLANDA KURTULUŞ ÖRGÜTÜ(İRA) yı kurar. Bizzat kendisinin önerdiği adamları ira'nın önemli yerlerine getirir..

Teşkilatçılık ve istihbarat hakkında yardım eder. İngiltere Kralının sabah kahvaltısında janbon ve şarap içtiği, hangi kitapları okuduğunu, kraliyet ailesinden bile saklanan bilgilere ulaştığı hesaplanırsa Abdülhamit Han'ın kurucusu olduğu IRA ya müthiş desteği olmuştur...İRA ingilizlerin içine sokulmuş bir nifaktır.2.Dünya Savaşına gelindiginde İngiltere ,İRA yüzünden hareket edemez hale gelmiş ve onun Dünya hakimiyetinin sebebi olan Büyük ve Hint okyanusundaki sömürgeleri birbir Japonların eline geçmiştir.Büyük Britanya ,İngiltere olmuştur.İngilizlerde Osmanlının son dönemlerinde içimize nifaklar sokmuştur,bugün bu nifakları bertaraf etme noktasında önemli mesafeler kat etmişizdir,ama Abdülhamid'in oyunu bugün bile kurulu saat gibi çalışmaktadır.İngiltere halen İRA ile ugraşmaktadır.

Teşkilatı Mahsusa'nın kurucularından Kuşcubaşı Eşref Bey, Osmanlı Devletinin Arap yarımadasından çekilmesine zemin hazırlayan ünlü ingiliz ajanı Lawrence 'e hitaben Yakalandıktan sonra şöyle söyleyecektir;

- "Lawrence, kazandığını sanıyorsun. Fakat henüz hiçbir şey bitmedi. İngiltere'nin başına öyle musibetler salacağım ki, 2 asır uğraşsanız bitiremeyeceksiniz."

Kuşçubaşı'nın bu sözünün arkasında Teşkilat-ı Mahsusa'nın IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) yapılanmasını örgütlemiş ve desteklemiştir.Yani bilindiği gibi Ulu Hakan Abdülhamid han ile Eşref bey'in arasıda açık değildir,o gün öyle bir fotoğraf gereklidir ve öyle gösterilmiştir.
Sadece İngiliz’lere değil aslında tüm Avrupa’nın böğrüne farklı hançerler girecektir.Ulu Hakan İttihatçılar tarafından Selanik’e sürgüne gönderilir ve o günlerde Batının birbirine düşeceği iyice aşikar olur.Ulu Hakan der ki ; 30 küsür yıl bu yılanların birbirine düşmelerini bekledim lakin bugün ben Sürgündeyim.


İşte çöktüğü söylenen Osmanlı imparatorluğunun son yıllarında dahi nelere kadir olduğunun resmidir. Bugün 2013 yılı teknolojisi ile ardı ötesi 780 bin km.kare kalan memlekette bölünme paranoyaları yaşıyor ve hala Sivil unsurlara karşı bombalı saldırılar gerçekleşmesini engelleyemiyoruz. Bu noktada sormadan edemiyor insan ! nerede İstihbarat örgütleri ? Onlar, hangi subay namaz kılıyor hangi subayın eşi baş örtülü bunu araştırırıken Lawrence'ler taa can evimize kadar girmiş ne yazık !

Bugün Vatanını en çok sevenin en çok slogan atması gerektiği bir sosyoloji hakim kılınmaya çalışılıyor. Hemde ölümden ,vahşetten ,bir soy kırımdan kaçıp canlarını ,namuslarını bize emanet ederek iltica etmiş mazlum Suriye ’li kardeşlerimize karşı..Ne olur bu oyunlara gelmeyelim.Türkiye bölge halkı için deyim yerindeyse baba evidir.Baba evi demek güvenli yer demektir.Baba evi sığınılacak,kapısı çalınacak ilk yerdir.

Bu yüzden kumaşı farklı olan zihniyetlerin Ulu Hakan II. Abdülhamit Han'a neden bu kadar pervasızca düşmanlık ettiklerini anlarsak, bugün neden gençlerin korunmasına yönelik yapılan alkol düzenlemesine feryat ettiklerini, Milli Eğitim müfredatına seçmeli olarak eklenen Siyer-i Nebi ve Kur-anı Kerim dersleri ile Türk gencinin kendi özüne dönmesinin sağlanmasına bu kadar isyan ettiklerini, neden bize, canlarını ve namuslarını emanet ederek iltica eden Suriyeli mültecileri geri ülkelerine gönderip Kanlı Esad rejiminin soy kırımına ses çıkartmamamız gerektiğini söyleyenlerin gerçek kumaşını daha iyi anlar büyük resmi görebiliriz. Bu yüzden Ulu Hakan'ı anlamak,bugünü anlamaktır.

Saygıyla

YORUM YAZ
TOPLAM 2 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - Evren Demir:28 Mayıs 2013, Salı 22:50

    Onemli olan parcalari bir araya getirip tabloya bir butun halinde bakmak degilmi?

  • - Esad ŞAHİN:28 Mayıs 2013, Salı 22:20

    Kurtlar vadisi agırlıklı olmuş bu yazı.Sadece parçalar birleştirilmiş o kadar