Günler akıp geçtiği bir dönemdeyiz şu anda. Daha dün 2012’iydi,şimdi ise 2013.Sanki gözümüzü kapayıp açtık ve bu kadar zaman anında geçiverdi.Bu geçen sürede mevsimleri,mevsim olarak yaşayamamanın hüznü var içimde.

Kasım ve Aralık, kışın en tatlı günleriydi bir zamanlar ama şimdi başta ben olmak üzere sahil kısımlarında bulunan milletimiz o aylarda bile denize girer oldu. Halbuki bir yağmur kokusu o aylarda,tatlı bir duygu uyandırıyor insanın içinde. Meyvelerin mevsiminde tatlı olduğu gibi…

Biz yağmurun, yağmasını sağlayabilecek bir gücümüz yoktur. Elimizden gelen herhangi bir şey de olamazda. Kainatın kurucusu Allah(c.c.) sistemini değiştirecek bir gücümüzde yoktur.O her şeyi kusuruz yapandır.

Ama bu mevsim düzensizliği, doğaya karşı düşman olmamızdan kaynaklanıyor olabilir.Çünkü bir gün içerisin de havaya bırakılan gaz oranının haddi hesabı yok.Bu gazlarda dünyamızın dış yüzeyinde sera sistemi oluşturup,Dünya’nın sıcak olmasına sebep oluyor.

Bu günlerde ise Mayıs ayının günlerini yaşıyoruz. Hava normalinden kat ve kat sıcak bir durumda olması sebebiyle Dünya’mızın sera sistemine mahrum kaldığının tespiti, açıkça görülüyor zaten. Doğruyu söylemek gerekiyorsa:”Baharın serin günlerini beklerken,yaz günlerini yaşıyoruz,şu günlerde…”