Üstad Necip Fazıl'ın da dediği gibi, Abdülhamid'i anlamak herşeyi anlamak olacaktır...

Sultan Abdülhamid,ekseriyette son seksen yılın -cumhuriyet dönemini kapsar- sosyal devlet geleneğini günümüze kadar devam ettiren tek tarihi şahsiyettir.

Abdülhamid,dediğimizde her anlamda örnek bir şahsiyet olmasından yanı sıra sosyal devlet geleneğini her sahada devam ettirmesinden dolayı takdir edilmesi gereklidir.

Peki,Sultan Abdülhamid'in sosyal devlet geleneği nedir?

İşte sosyal devlet geleneği,Karahanlılar'dan Selçuklular'a Selçuklular'dan da Osmanlılar'a kadar devam eden ve devam edecek olan imar ve iskan geleneğidir.

Bu geleneğin anahtar kelimesi de şudur;insanı yaşat ki devlet yaşasın.

İşte,Şeyh Edebali'nin Osman Gazi'ye nasihatindeki yegane cümle yahud kelime olan bu söz,Selçuklular'dan itibaren uygulanarak günümüze gelmiş olan sosyal devlet geleneğinin özünü oluşturur.

Özü,insanı yaşatmak ve insanı yaşatarak insan-ı kamil mertebesine ulaşmak olan bir söz,nasıl oldu da Osmanlı'da Lale Devri'nden,cumhuriyet tarihinde ise İnönü Dönemi'nden itibaren unutuldu?

Şayet,Osmanlı'da unutulduğunda Sultan Abdülhamid gibi her anlamda örnek bir şahsiyetin gelip milleti üç yüz yıllık bir uykudan uyandırma düşüncesi vardı da,peki bugün cumhuriyet tarihinde unutulduğunda veya unutturulduğunda şu milleti bu uykudan uyandırma düşüncesinde olan kim vardır?

İşte,bugün yeni Abdülmecidler ve yeni Abdülhamidler yetiştirmeliyiz ki,milletimizi seksen yıllık şu gaflet uykusundan uyandırabilsin.

Peki,yeni Abdülmecidler ve yeni Abdülhamidler nasıl yetişecektir?

Hal böyle olunca,çocuk yetiştirmek kaygısı çağın hastalığı ve çocuklarda çağın hastaları olmuş oluyor.

Peki,ebeveynler her anlamda mükemmel bir çocuk yetiştirmeye çalışırken,hayallerinde yeni Abdülmecidler ve yeni Abdülhamidler yetiştirmek mi var?

Gel gelelim,Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülhamid sandığımızdan kolay mı yetiştiler?

Şöyleki,şehzade eğitimi dünyanın en zor zanaatıdır ve şehzade eğitmek de değerli bir madeni işlemeye benzer.

İşte,lalaların -şehzade öğretmeni- bu yüzden takdir edilmeleri gerekir.

Aynı zamanda,şehzade eğitiminde baba ve anaların rolü de büyüktür.

Velhasıl,Sultan Abdülmecid'in eğitimi sarayda geçmiştir ve halası tarafından yetiştirilmiştir.

Sultan Abdülhamid'in eğitimi,ise aksine saray dışında -Avrupa Seyahatleri'nde- geçmiştir ve annesi genç yaşta öldüğü için üvey annesi tarafından yetiştirilmiştir.

Peki,yeni Abdülmecidler ve yeni Abdülhamidler yetiştirmek için nasıl bir ortam gereklidir ve nasıl bir yol izlenmelidir?

Sultan Abdülhamid,babası Sultan Abdülmecid gibi şefkatli ve merhametli bir padişahtı.Annesi öldüğü için üvey annesinin şefkatli ve merhametli ortamında -her çocuğun olduğu gibi Abdülhamid'in de şefkat ve merhamete o yaşta çok ihtiyacı vardı- büyümüştür.

1-Çocuklarınıza karşı şefkatli ve merhametli davranın.

Aynı zamanda,Sultan Abdülhamid okumayı ve yazmayı çok severdi.

2-Çocuklarınıza okumayı sevdirin ve kitap okumalarına imkan tanıyın.

Sultan Abdülhamid,cevap vermek yerine soru sormayı boş durmak yerine resim yapmayı severdi.

3-Çocuklarınızın soru sormasına müsaade edin ve soru sorduklarında kısa cevaplar vererek onları önemsediğinizi belli edin.Bununla birlikte çocuklarınızın hobiler edinmesine imkan tanıyın.

Şöyleki,Sultan Abdülhamid,kararlı ve kararlara saygı duyan bir padişahtı.

4-Çocuklarınızın önüne hedefler koyun.

Aynı zamanda,Sultan Abdülhamid nükteli konuşmalardan hoşlanırdı.Seyahat etmeyi de çok severdi.

5-Çocuklarınızı çocuk olarak görmeyin ve onları yedi yaşına geldiklerinde sohbet meclislerine dahil edin.On dört yaşına geldiklerinde ise meclislerde söz almalarına imkan tanıyın.

Devam edecek...
Soru ve görüşleriniz için;
facebook.com/fetihruhuhareketi
www.fetihruhuhareketi.tr.gg