ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Anne babalar çocuğunuza onun iyiliği adına davranmayın - 2

Fatma ÇAKIR ÇALIŞKAN

18 Nisan 2013 Perşembe 15:13
  • A
  • A

Yedincisi ifadelerinizde açıksözlü ve şeffaf olun.Ona söylemek isteyip de söyleyemediklerinizi uygun bir dille açık ve net ifade edin.Saklamadan ya da farklı söylemlerle kamufle etmeden.Hele ise konuşma esnasında laf sokuşturayım,söylemek istediğimi ima edeyim sakın demeyin,işte o zaman karşı tarafı cephenize almış,savaşa hazır hale getirmiş olursunuz.İletişimdeki en büyük eksikliklerimizdendir açık sözlü olamamak,genellikle bazen kırmamak adına bazen de yanlış anlaşılmamak adına söylemek istediklerimizi direkt değil dolaylı olarak ya da tavırlarla ifade etmeye çalışırız ama bu tutum bizim daha da yanlış anlaşılmamıza sebep olur.

(Burada karıştırılmaması gereken şöyle bir durum vardır ki,daha önceki ifademde davranışlara direkt müdahale etmek ile bu şekilde olayları ya da durumu çarpıtarak yansıtmak tezatlık gibi algılanmasın.İlkindeki açıksözlülük, zamanlama(hemen) ve uslüb probleminden(sert) dolayı patavatsızlığa dönüşebileceği için, ikinci olarak bahsettiğim durum ise bizi ikiyüzlülüğe ve dürüst olmamaya itecek, olumsuz sonuçlar doğuracaktır.Bu tutumlar ebeveynin karakter yapısına göre şekillenen yanlış iletişim tarzlarıdır.Bazı ebeveynler çok hassas yapıya sahip olup çocuğu kırmamak adına direkt ifade edemezler söylemek istediklerini bu durum da onların öfkesini dolaylı yönlerden yansıtmasına sebeb olur.Durum böyle olunca ebeveynin pasif bir şekilde yansıttığı öfkeyi ya da olumsuz durumu ergen çok daha ağır ve direkt bir şekilde karşılayacak çatışmalar fitillenmiş olacaktır. )
Açıksözlülük, dobralık ile ikiyüzlülük arasında bir yerdedir,daha net bir ifadeyle dürüstlük demektir.Biz genellikle dürüstlükten dobralığı anlar kırıcı tepkiler verir,anlayışlı ve hoşgörülü davranmaktan da ikiyüzlülüğü anlar dolaylı ve çarpıtılmış tepkiler veririz.Bu ikisi de yanlış tutumlardır.Açıksözlü ve şeffaf olmak ise uygun ve güzel bir uslüb ile doğru zamanlamaya dikkat ederek söyleyeceklerimizi net olarak ifade edebilmektir.

Sekizincisi olumlu geribildirim verin.Çocuğunuzda gördüğünüz olumlu davranışların hoşnutluğunu beden dilinizle ve zaman zaman da sözel ifadelerle mutlaka ona yansıtın.
İnsan kendisini çocukluğundan itibaren toplumdan aldığı geribildirimlerle şekillendirir.Bu algı insanda sosyal benliğini oluşturur.Ve yeryüzünde her insan ilk olarak edindiği bu sosyal benliği ile hayatı algılar,olayları yorumlar ve kişiliğini şekillendirir.Tabii insan olgunlaştıkça bu dış benliğin ötesinde asıl/iç benliğe doğru keşifler başlar ancak bu durum zamanla ve zorluklarla mücadeleyle açığa çıkar,ve tabii ki insanın içgörü kazanabilmesi için kendini geliştirip yetiştirmesiyle birebir alakalıdır.Olumlu geribildirimin çocuk için en önemli olduğu kritik dönem 5-10 yaş arası dönemdir.Hangi yönde eksik olduğunu ya da geliştirilmesi gereken bir yönü olduğunu düşünüyorsanız (örneğin:özgüven eksikliği varsa ona özgüvenini sağlayabileceği geribildirimler vererek) o yönde ifadeler kullanın.Sakın şımarır diye endişelenmeyin,dozunu ayarladığınız hiçbir şey size olumsuz sonuç doğurmayacaktır.

Bununla birlikte ebeveyn olarak bu kadar hassas yaklaşmanızın yanı sıra ergenlik durumunu kazanç haline getirip size karşı kullanan ergenler de elbette olacaktır.:))

’Ben ergenim,bana katlanmak zorundasınız’ diyenler oldukça fazladır.İşte bu tür durumlarda da ebeveyn olarak belirleyici olmak çok önemlidir.Unutulmaması gereken en öncelikli unsur çocuğun üzerinde aile otoritesinin varlığıdır.Otoriteden baskı ya da şiddet anlaşılmamalıdır.Kastedilen şey çocuğun sınırları,değerleri ve inançları olan bir kurum içerisinde bulunduğun idrakine varabilmesidir.Yani çocuğa bir yerde ‘İşte burada durmalısın!’ diyebilmektir.Onun her istediğini yapabileceği şekilde hareket etmesini sağlayarak ona haksızlık etmiş oluruz çünkü o zaman sağlıklı bir kişilik şekillenmeyecek ve üstelik hayatta karşılaşacağı zorluklarda sorumluluk almaya cesaret edemeyecek ve sorunlarla baş etme kapasitesi gelişmeyecektir.Her ne olursa olsun tanıması gereken bir otorite olmalıdır ki çocuk kendisini bir yerde frenlemesi gerektiğini bilsin.Aksi takdirde hiçbir şekilde zaten memnun edemeyeceğiniz gibi önüne geçemeyeceğiniz sonuçlar da doğabilir.Bunun için tabii ki ebeveyn olarak saygınlığımızın olması, çocuğun bizi tanıması gerekir.Saymadığı ve önemsemediği bir ebeveyni çocuk elbette dinlemeyecek,sınırlarını tanımayacaktır.Saygınlık sahibi olabilmemiz için ise bizim davranış ve karakter özelliklerimize dikkat etmemiz ,tutarlı ve ölçülü davranmaya özen göstermemiz gerecektir. Ölçü,tutarlılık ve kararlılık eğitim sisteminde en önemli unsurlardandır. Ölçüsüz olur da aşırı sevgi,merhametle yaklaşırsak insanı boğarız ve kaçırırız kendimizden. Tutarsız olursak sözlerimizin etkinliği kalmaz çünkü güven duyulmaz.Kararlı olmazsak da uygulayacağımız her olumlu davranış ve strateji çabuk söner ve pes etmek durumunda kalırız,çünkü sonuç alamamış oluruz.

Sonuç olarak her şeye rağmen elbette sorunlar yaşanacaktır.Hayatın ve insanın varlık sebebi ‘İmtihan’ olduğu için sorunlar hayatımızda hep var olacaktır.Ancak unutulmamalıdır ki sorun olarak adlandırdığımız her şey bizim zaaflarımızın yansımasıdır..Aslında sorun dışarıda değildir bizzat bizim eksiklik ya da aşırılıklarımızın dış dünyada şekillenmiş halidir. Kimse ya da hiçbir şey bizim zaafımız olmaksızın bize zulmedemez (Allahın izniyle) Nerede ve neden acziyet gösterdiğimizi bilmeli kendi nefsimizi tanımaya yönelmeliyiz.

Bu durumu makro düzeyde değerlendirdiğimizde de dünyada,insanın zaafları üzerine çalışılıp tahribat yürütülmektedir.Örneğin insanın en büyük zaafları cinsellik(haz), öfke, şiddet, korku, para, şöhret, statü, fiziksel güzellik, ırk ve milliyet üstünlüğü gibi şeyler olduğu bilinip bunlar üzerinden insanlık sömürülmeye,yok edilmeye çalışılmaktadır.

Bunun bilincinde olabilirsek eğer, yaşadığımız bütün sorunlar bizi içsel olarak büyüten etkenlere dönüşecek ve daha da sağlamlaşmamıza sebep olacaktır.Çünkü o zaman almamız gereken mesajı almış,okuyup değerlendirmiş olacak hatta fırsata çevirme şansını elde etmiş olacağız.Sorunlarımız bizim kendimizi tanımamızdaki en anlamlı mesajlardır bize yaratıcı tarafından sunulmuş olan.Onları bu şekilde algılamayı ve yaşamayı öğrenene mutluluklar dilerim.Çünkü o zaten mutlu olmayı öğrenmiş olacaktır…

Psikolog/Psikoterapist:Fatma Çakır Çalışkan

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.