ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

PARA-LEL YAPI VE DİNLERARASI DİALOG'UN İFLASI-1

fatih şahintürk

03 Mart 2014 Pazartesi 01:23
  • A
  • A

Bizim lisenin girişinde, kapının üzerinde söyleyenini bilmediğim kocaman bir yazı vardı… Hiç unutmadım:

“Küçük beyinler kişileri, orta beyinler olayları, büyük beyinler fikirleri konuşur…”

Zamanla bunun doğruluğunu müşahede ettim…

Ve o yıllardan itibaren fikirlere, doktrinlere, ideolojilere, hâsılı felsefeye ve dinler tarihine merakım arttı…
Hemen Cağaloğlu’na çıkıp, felsefe tarihi üzerine birkaç kitap alıp okumuştum…

Sokrates, Platon, Sofistler, Skolastik düşünce, Rönesans, reform, pozitivizm… Kısaca hemen tanıştım bunlarla…

Hakikaten de, kişileri konuşup tartışmayı bırakınca, olayları öğrenip incelemeye başlayınca, kişileri konuşmak çok sıradan ve basit gelmişti…

Halen olaylar kısmındayım, daha henüz fikirlere geçemedim, bunu da itiraf edeyim…

Malum, gündemimiz çok yoğun… Önümüzde kısa fasılalarla, bir yerel, bir genel ve bir de Cumhurbaşkanlığı seçimi var…

Hakikaten de Başbakan’ın dediği gibi 2023’e giden yolda son koridor’un eşiğindeyiz…

Uluslararası Sermaye’nin taşeronluğunu yapan Paralel Yapı, var gücüyle, bu süreçte mevcut başbakanın düşmesi, gitmesi için elinden geleni yapıyor. Görünürde Başbakanın Cumhurbaşkanlığının engellenmesi gibi gözükse de asıl amaç, liderinin yüksek cazibesi şahsında kontrolden çıkan bir akp hareketinin, yeniden dizginlenmesi veya 2002’deki çıkış sürecindeki aynı fikri tabana oturtulması…

Yani kısaca, tamamen demokratik, sekülerize edilmiş, kapitalistleşmiş, Ilımlı İslam, Nafiz Can Paker’in terimiyle Protestan İslam anlayışı… Bu haliyle Neo-Con’ların teorisyenliğini ve uygulamasını yapmaya çalıştığı bu yaklaşımdan uzaklaşarak, içki yasağı, One Min çıkışı, Mavi Marmara gibi radikal çıkışlar, başbakanın isminin üzerinin çizilmesine yeter de artar bile…

Evet, son 4 yıldır, akp bu çizgiden hayli uzaklaştı… Üstelik bu çizgiden uzaklaşırken de yaptığı birkaç büyük yatırımla da (Marmaray, kanal İstanbul, 3.havalimanı vs.), birçok büyük devletin tekerine çomak soktu…

Düşünsenize, bir Kanal İstanbul Projesiyle 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, anında fesholuyor. Bir üçüncü havalimanı ile Alman Lufthansa Hava Yollarının tahtı sallanıyor…

Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de tekelist TÜSİAD’ın yanına ve yerine kendi sermaye grubunu (Çalık Grubu, Kalyoncu Grubu, Ağaoğlu, Mehmet Cengiz, Cevahir vs.) koymaya çalışması, büyükler nezdinde bardağı taşıran son damla olmalı…

Kısacası, ABD Derin Devletinin Belkemiğini oluşturan Neo-Con’lar fikri önderliğinde, Tekelist Sermaye grubu TÜSİAD’ın finansörlüğünde, Ukrayna’da olduğu gibi Soros tipi muhalif örgütlenmelerle desteklenmiş, Paralel Yapı Taşeronluğunda bir tiyatro izliyoruz…

Peki bu yazının konusu ne?

Yazının konusu Dinler Arası Dialog iflas sürecine girer mi?

Sanmıyorum, ama bir mim koyup, tarihini yazmak istiyorum… Çünkü tarih, ibret alınarak bakılırsa en güzel aynadır.

Önce şunu belirtelim, dinler arası dialog, Cemaatle falan başlamadı. Çok önceden vardı.

Avrupa’da bin yıldır yaşanan Gnostik Hristiyanlık-Katolik Hristiyanlık savaşının, Gnostik Hristiyanların zaferiyle sonuçlanması, aynı yapının doktrinini yaptığı fikirleri günümüze taşıdı…

Peşin söyleyelim: Gnostik Hristiyanlığın çıkış noktası Kabalizm ve Satanizm’dir.

Bu bağlamda, Tek kutuplu dünya, tek din, devlet, tek ordu, tek merkezli bir dünya düzeni rüyası, en az bin yıllık bir teoridir.

Bu sistemde, üç kast sınıfı vardır: Efendiler, efendilerine hizmet eden yönetici bürokrasi sınıfı ve köle halk…
Ancak Batı dünyasında bu sürece giden en büyük üç engel Kilise, İmparatorluklar ve Burjuva Sınıfı idi…
Mistik Gnostik Hristiyanlık - Katolik Hristiyanlık savaşının son raundu olan 789 Fransız Devrimiyle, bu sorunlar aşıldı…

Laiklik ile Kilise silindi. Protestanlık ile Sekülerize edilmiş bir mezhep kurgulandı. Ulus Devlet kavramıyla İmparatorlukların sonu geldi. Cumhuriyet, Hukuk, eşitlik, demokrasi gibi kavramlarla da Toprak Ağası, şatolarda yaşayan, derebey Burjuva sınıfının hakları elinden alındı…

Geçtiğimiz yüzyılın başlarında biz de bu furyadan nasiplendik, tüm dünyada olduğu gibi…

Bu tiyatronun ikinci perdesi de, ayrıştırılan, ufalanan ulus devletleri, kendi kontrolünde birleştirmek…

Tabi bunu yaparken de, ortak parametreler kullanmak… Mesela ortak bir din gibi…

Şu satırlar Nutuk’tan:

Baylar, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşünüşte yükselip olgunlaşması, Hristiyanlıktan, Müslümanlıktan, Budizm’den vazgeçerek yalınlaştırılmış ve herkes için anlaşılacak bir duruma getirilmiş arı ve lekesiz, evrensel bir dinin kurulması ve insanların, şimdiye dek, kavgalar, pislikler, kaba istek ve eğilimler arasında bir bataklıkta yaşadıklarını kabul ederek, bütün gövdeleri ve usları ağulayan kötülük etkilerini ortadan kaldırmaya karar vermesi gibi koşulların gerçekleşmesini gerektiren “Birleşik Dünya Devleti” kurma düşününün tatlı olduğunu yadsıyacak değiliz. (Nutuk, Mustafa Kemal Atatürk, s.350)

Ne diyor Gazi Paşa: Birleşik Dünya Devleti…

Bu arada şunu da ifade etmek istiyorum: Bugün paranoya haline gelen bir Kürdistan korkusu var. Görüldüğü gibi, tarihin seyri içinde mevcut konjonktür buna uygun değildir. Ulus Devletler, geçtiğimiz yüzyılın içinde geçerli olan bir olaydı. Artık Ulus Devletler süreci yok, birleşen devletler, birleştirilen devletler süreci var…

Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Ortak Para Birimi Euro, Ortak Ordu NATO gibi yapılara bu gözle bakmak lazım…

Bu Global yapıyı destekleyenlerin, Misak-ı Milli, Ulusal Sınırlar, Milli Devlet gibi yaklaşımlara kökünden karşı olduğunu da hatırlatalım.

Adamlar istiyor ki, dünya vatandaşı, sabah kahvaltısını Brüksel’de yapsın, öğlen yemeğini Amsterdam’da yesin, akşam yemeğini de Paris’te yesin… Tabi, bu süreçte, din millet, ulus vs gibi “primitif” kavramları bıraksın ve Global Küresel sermayeye entegre olsun…

Bu planı yapanların, bir de ortak din projesi var…

Sınıfsız, idraksiz, kemiksiz, ruhsuz, küresel güçlere ve sermayeye entegre edilmiş bir din…

Beyazıt Camii imamının Kur’an okurken, öndeki masalarda içki içildiği bir din…

http://www.ahaber.com.tr/webtv/videoizle/desifre--28022013

İbrahimi Dinler Projesi, Dinler Arası Dialog, Dinlerin Barışı ve kardeşliği adı altında, hoşgörü adı altında bir din…

Cemalnur Sargut, Yaşar Nuri Öztürk, Zekeriya Beyaz gibi isimlerin önderliğini yaptıkları bir din…

9 yerden raporlu çakma mehdi şizofren Adnan Oktar’ın istediği gibi, modern İslam anlayışı adı altında bir din…

Özünde, dinsizlik olan bir din…

(Devam edecek)

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.