ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Ecevit'i iktidara taşıyan Sect

fatih şahintürk

20 Temmuz 2013 Cumartesi 12:03
  • A
  • A

Sözkonusu Türban ve laiklik olunca, kükreyen bir başkandı o...

Bir başbakanımız vardı... Sesi soluğu çıkmayan, adım adım yürüyen, her geçen gün gözümüzün önünde eriyen, belirli belirsiz göz tikleriyle gözlüğünün altından şahsiyetinin ipuçlarının veren bir başbakan... Yıllar önce Robert Kolej'den mezun olup Rockefeller Bursuyla gazeteci olan, 27 Mayıs gece baskınından sonra ismet Paşa kontenjanından siyasete girip, bütün sahteler ve ruhsuzlar gibi kurucu meclis üyesi olan, daha sonra da ona el veren eli tepip genel sekreterlik yaptığı partinin genel başkanını devirip genel başkan olan, sağ kanattaki siyasi rakibi gibi ülkeyi kuru inadı ve gururu yüzünden ülkeyi anarşi ortamına terkeden, bu ülkeye ne getirdiği şüpheli ancak götürdükleriyle kesin olan ve her darbeden sonra adet olduğu üzre darbecilerin sivil yandaşı olup altın tepsi de sunulan iktidardan sonra bedavadan iktidara gelen ve 1973'te İdeal insan Prof.Dr. Erbakan'ın Kıbrıs Harekatı üzerine konup iktidara geldikten sonra gönülden bağlı olduğu abede'nin teröristbaşı nı paketleyip teslim etmesi üzerine ikinci baharını yaşayan bir başkakandı o...

Onu hiç meclis kürsüsünde hiç "kükrerken" görmemiştim, sadece bir kez görmüştüm... O sesiz sakin uysal adam gitmiş yerine, çakmak çakmak parlayan gözleriyle ve haykıran sesiyle başka bir adam gelmişti... Hiç bir siyasi arenada sesini çıkarmayan başvekil, meclis kürsüsünde, şakşakçı arkadaşları da tekmili birden ayakta alkışlayarak ona bağlılığıklarını ve desteklerini açıkça gösteriyorlardı...

Şöyle diyordu kudretli başvekil:

"Burası devlete meydan okunacak yer değildir... Bu hanıma haddini bildiriniz..."

Yuhalamalarla ona destek çıkan ve alkışlarıyla tempo tutan şakşakçıları arasında kimler yoktu ki:

Tayyibe Gülek, Zeki Sezer, Sema Pişkinsüt, Mail Büyükerman, İstemihan Talay, Hüsamettin Özkan, Masum Türker, Şükrü Sina Gürel, Fikret Ünlü, İsmail Cem, Emrehan Halıcı, Hikmet Sami Türk...

Milletin vekilleriydiler ve milletin oyuyla gelenlere meydan okuyorlardı... Ve hadlerini bilmediler... Cevaplarını 3 kasım 2002 günü sandıktan aldılar...

O gün Merve Kavakçı'ya "dışarı, dışarı" diye tempo tutanlar, yaklaşık 10 yıldır dışardalar... Adalet, bir gün mutlaka... Geç olur, güç olur ancak hiç şaşmaz...

Ortanın Solu fikrini benimseyip el öptüğü genel başkan İsmet İnönü'yü deviren Bülent Ecevit'in, en yakın yoldaşı, şüphesiz kendi gibi Robert Koley Mezunu eşi Rahşan (Rachel) Ecevit idi. Rahşan Hanım, ısrarla köklerinin Şebinkarahisar'a dayandığını iddia etmektedir...

40'lı yıllarda, Şebinkarahisarda, çocuklarını Robert Koleje gönderebilecek zenginlikte Anadolulu Müslüman Türk aile hiç ama hiç yoktur...

Bülent Bey ile Rahşan Ecevit'i Robert kolej de tanıştıran isim Altemur Kılıç idi. Şu meşhur İstiklal Mahkemesi hakimlerinden Kılıç Ali'nin oğlu idi.

Babasını meşhur eden en önemli davalardan biri de şüphesiz, 1926 Gazi Paşa'ya Suikast Davası idi, 19 kişiye idam cezası verilmişti...

Mahkemede sırasında Cezaevinde görevli Doktoru ve Hükümet tabibi kim miydi? Tabiki Bülent Ecevit'in babası Fahri Ecevit idi...

Ortanın solu fikrini benimseyip, Misyoner Okulu Robert Kolejden mezun olup, ABD Bursuyla gazetecilik okumak ve 1975'te Bilderberg toplantısına katılıp, ABD emrinden çıkmamak ve Atatürkçü görünmek, şaşırtmamalıdır... Kemalizm maskedir, en çok CHP ve türevleri tarafından kullanılan ve istismar edilen bir maske...

1970'li yıllarda popüler ve fenomen olan "Halkçı" Ecevit'in, o yıllarda ekibinde kimler vardı:

Rahşan Aral Ecevit... Aral ailesinden Mecdi Boysan, Gazi Paşa'nın kız kardeşi Makbule Hanım'ın eşiydi... Her zaman eşinin yanındaki tek isimdi...

Asaf Savaş Akat... Erdal İnönü'nün SODEP'inde ve YDH'de kurucu üyeydi... Ekonomist, köşe yazarı ve Rektördü... İlk eşi Emine Uşaklıgil, Cumhuriyet gazetesi kurucusu Nadir nadi ve romancı Halid Ziya Uşaklıgil'in torunu idi.

Bülent Tanla... Şişli Terakki Lisesi Genel Kurul üyesiydi. 70'lerde İnönü'ye karşı Ecevit ekibindendi... Deniz Baykal'ın danışmanlığını yaptı. PR adlı araştırma şirketinin sahibi... Daha sonra Cem Boyner- Can Paker-İsmail Cem İpekçi'nin YDH kareketinde yer aldı...

Can Paker... Ekibin gizli lideridir... İsrail'li Henkel'in Türkiye müdürü, Soros'un Türkiye ayağı olan Açık Toplum Enstütüsünün Başkanı, Tesevci, Robert Kolej Mezunu, Baykal'ın danışman kadrosundan, 70'li yıllarda Ecevitçi, 80'lerde Özal'cı, 90'larda Baykalcı, bugün ise "Liberal ve Protestan İslam"ın en büyük destekçilerinden Can Paker, Mehmet Barlas'ın kayınçosudur...

Ve ideologları Abdi İpekçi... İsmail Cem İpekçi'nin ve malum modacı Cemil İpekçi'nin kuzeni... Ancak 79'da ekibini yalnız bıraktı...

Son 40 yıldır sol siyaseti dizayn eden bu ekip, Bugünlerde Tayyip'in "out" olmasını bekleyen ve Mustafa Sarıgül'ü "in" olması için apartta tutan ekip, bu ekiptir...

12 eylül sonrası, CHP'ten ayrılıp DSP'yi kuran Bülent Ecevit, yıllarca solu bölen parti olarak anılmıştı... İlk kahramanlığı Kıbrıs Barış Harekatı, Rahmetli Başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan'ın hediyesiydi... İkinci Kahramanlığı ise ABD tarafından sağlanmıştı ve terörist başının imralı'da beslenmesiydi...

Ekonomik krize rağmen ithal edilen Derviş'te onu kurtaramadı... Aynı derviş, Brütüs misali ilk hançeri kendisine sağlayıp, ekiple beraber YDH içinde hareket etmesine rağmen, tornistan'da rakip tanımadı ve CHP'de, Baykal'da karar kılmıştı...

Derviş'in "dışardan ithal" ve "yeni" olduğunu mu sanıyorsunuz?

Kemal Derviş'in kuzeni İnci Bükey'in eşi Celal Göle, Nilüfer Göle'nin kardeşiydi... Nilüfer Göle, Asaf Savaş Akat'ın ikinci eşiydi...

Şüphesiz, ilerleyen yaşı, ağırlaşan hastalığı ve Sezer tarafından anayasa kitapçığının sağ kolu Hüsamettin Özkan'a fırlatılması, artık istenmediğinin kanıtıydı. "Haddi bildirilmeli"ydi...

Yalnızlık, ilk defa yalnız kalmıştı... Bu tasfiyesi anlamına geliyordu... Artık partisi de kendisi de yoktu... Eski yol arkadaşları, yeni Ecevitlerin peşindedir...

Bu ilişkilere bakınca, Acaba "devlete meydan okuyan" ve "haddi bildirilmesi gereken", Merve Kavakçı mıydı yoksa Ecevit'in iktidara taşıyan bu "sect" miydi, Bülent Bey, yaşasaydı da sorsaydık...

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.