ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Asıl Fitne, Camiayı Eleştirmemektir

Erol Denizler

21 Kasım 2013 Perşembe 21:34
  • A
  • A

Fitne kelimesi genellikle altının kalite veya kalitesizliğini anlamak için ateşe sokmak olarak tarif edilir. “Fitnenizi tadınız. İşte acele istediğiniz azap buydu” (Zariyat Suresi: 14) ayetinde fitne ateş anlamındadır. Ayrıca yine Kur’an-ı Kerim’de fitne; bela, musibet, şiddet, şirk, İslam dışı ideoloji ve dinler ve imtihan manasında da kullanılmaktadır. Resulullah (sav)’in; “Fitne uykudadır, onu uyandırmayın” hadis-i şerifinde fitne, İslam ile hükmeden adil bir düzene isyan etmek anlamındadır. Dikkat edilirse burada İslami bir yönetim kelimesini kullandık. Zira bizzat Resul-i Ekrem (sav), Mekke’de atalarına tapan ve atalarının görüşlerini resmi ideoloji haline getiren sisteme isyan etmiş ve isyan edilmesini emretmiştir. Ayrıca günümüzde Filistin’i işgal eden ve Gazze’de müslümanları perişan eden İsrail’i meşru otorite olarak görmemiz mümkün değildir.

Müslümanlar için hakkın hatırı her şeyin üstündedir. Onların asabiyet duygusu Allah’a ve Resülüne mutlak alimlere ise köpekleşmedikleri sürecedir. Bir ayet-i kerime’de şöyle buyrulmaktadır: “Şüphesiz, Allah’ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik. (SAKIN) HAİNLERİN SACUNUCUSU OLMA. Ve Allah’tan bağışlanma dile. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. Kendi nefislerine ihanet edenlerden yana mücadeleye girişme. Hiç şüphesiz Allah, ihanette ilerlemiş günahkarları sevmez.” (Nisa Suresi: 105-107) Bu ayet-i kerime’nin nüzul sebebi şudur:

Ensar'ın Beni Zafer kabilesinden Te'ame veya Beşir bin Ubeyrik denilen bir adam vardı. Te'ame başka bir Ensar’ın zırhını çalmış ve bir Yahudi’nin evine gizlenmişti. Bir hırsızlıkla ilgili soruşturma başladığında zırhın sahibi meseleyi Hz. Peygamber'e (s.a) götürdü ve O'na Te'ame'den şüphelendiğini söyledi. Fakat suçlu olan Te'ame, akrabaları ve Beni Zafer kabilesinden birçok kişi işbirliği yapıp suçu, suçsuz olduğunu savunan Yahudi’nin üzerine yıktılar. Te'ame'nin akrabaları Yahudiye suçlamayı sürdürerek şöyle söylediler: "Hakkın düşmanı olan, Allah ve Rasûlü'ne inanmayan bir Yahudi’nin sözüne güvenilmez. Oysa biz müslümanız ve güvenilir kişileriz, o halde bizim sözümüze inanılmalı." Hz. Peygamber (sav) tabiî olarak, doğru gibi görünün bu iddiadan etkilendi; neredeyse Te'ame'yi beraat ettirip Yahudi aleyhine hüküm verecekti ki bu meseleyi açıklığa kavuşturan bir vahiy aldı. Eğer Hz. Peygamber (sav) -haşa- bilerek, müslüman gibi görünen suçluyu beraat ettirseydi, bundan böyle müslümanların adaletine hiçbir zaman güvenilemezdi.

Müslümanların bir araya gelmesi adaleti egemen kılmak ve iyilikte yardımlaşmak içindir. Yoksa 2010 KPSS’de olduğu gibi sınav sahtekarlığı yapmak için değildir. Sehven delil üreten kimseler, birçok vicdanı yaralamıştır. 28 Şubat öncesi bazı kimselerin Türkçülük İdeolojisini savunmaları ve devletçi olmalarını göz ardı edemeyiz. Bu kimseler birçok kimseye işkence yapmışlardır. Hatta işkence gören pek çok kimse “namaz kılan” kimselerden bahsetmektedir. Mavi Marmara sonrası şehit düşenlerin ardından İsrail’i otorite görüp şehitlerimizi eleştirenler karşısında çok kimse “aman müslümanlar arasında fitne çıkmasın” diyerek İsrail’i otorite olarak gören kimseleri eleştirmemiştir. İsrail aşığı müslümanlar (!) bugün, dershane tartışmaları sonrası, Başbakan’ın Danışmanını “Yahudi Düşmanı” diye dünyaya ihbar etmiştir. Aynı kimseler, Suriye’de AK Parti’nin teröristlere yardım ettiği yaygarasını ilk yayan kimselerdir. Halbuki camianın terörist dediği kimseler ancak mazlum kimseler ve dinlerini ve namuslarını korumak isteyen kimseler.

MİT’in başındaki insandan İsrail rahatsız diye Hakan Fidan’a ve Erdoğan’a operasyon düzenleyen kimseleri unutmak mümkün mü? 12 Eylül’den bu yana hiçbir hak mücadelesinde yer almayan ve başörtüsünü savunan kimseleri “bunlar kadın kıyafeti giymiş erkekler” diye laikperestlere taş çıkartacak derecede alçakça ve iğrenç iftiralar atanları savunmak onurlu kimselere yakışmaz.

Meselenin sadece bize bakan yönü de yoktur. On binlerce insan, KCK Tutuklamalarında haksız yere gözaltına alınmış ve bazısı 5 yıldan bu yana hapistedir. Kürtler ile Türkiye arasında bariyer oluşturan KCK tutuklamaları Kürtler de derin yaralar açmıştır. Binlerce çocuk babalarını beklemektedir. Kadınlar kocalarına hasrettir. Binlerce insan PKK’ya yaklaşmıştır. Ve bu durumda kimse “bu kimselerin suçu nedir?” diye sormamıştır. Baş bir kere dönmüştü.

Son Balyoz Davası’nda değiştirilmesi muhtemel dijital delillerle 200 kişiyi aşkın kişi mahkum olmuştur. Elbette ben de Generallerin darbe planladıklarına inanıyorum ama dijital deliller ceza davasına konu olamaz. Böyle deliller ancak disiplin davalarının delili olabilir.

Gezi Parkı olaylarıyla 2010 KPSS arasında bir irtibat var mıdır? İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Terörü Hadiselerinin bazı yönlerini anlamadık itirafında bulunmuştur. 2010 KPSS sonrası Bülent Arınç, sınavda hiçbir haksızlık yapılmadığını söylemiş ama kopya olayından sonra sınavın bir kısmı iptal edilmiştir. Halbuki o, sınavın tamamı sorgulanmalıydı. Sırf o zamanlar size yakın diye bazılarının sahtekarlığını görmemeniz gençlerde müthiş bir haksızlık duygusuna vesile olmuştur. Haksızlık yapıyorsunuz diyenler taş duvarlarla karşılaşmıştır. Kamuoyunda camia ve sınav arasında irtibat hala sıcaklığını korumaktadır. Geçmişte koruduğunuz sahtekarlar çetesi, ilk bulduğu fırsatta size ihanet etmiştir. Çünkü bunlar sürekli güce taparlar ve güçlü kimse ona secde ederler. MİT Operasyonu döneminde İsrail’in alması gereken bir intikamı vardı.

Şimdi birileri çıkmış “aman fitne çıkmasın” demektedir. Halbuki asıl fitne, bu haksızlıkları deşifre etmemektedir. Bunlar Başbakan’a bile Firavun derken hala sessizliğini koruyan kimseler mevcuttur. Bülent Arınç bunların başına hala “fedakarlık örneği” gösterdiğinden bahsetmektedir. Başbakan Erdoğan’ın seçim kaygısı ve bu İsrail’e çalışanlara tabanı yem etmemek için sakin ve serinkanlı konuşmasını anlayabiliriz. Ama siyasetçi olmayanlar adeta bir fırıldak gibi “iki taraftan hangisinin haklı olduğunu bilmiyorum. Ama iki taraf arası ateş taşıyanlar melundur” sözlerini anlamak mümkün değildir.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.