ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Soytarılığın sınırı yok mu ulan?

Çetin Alkan

22 Kasım 2013 Cuma 00:36
  • A
  • A

Argo bir kültürdür. Kendiliğinden gelişir, öyle bilimsel çalışmalara gerek yoktur.
.... Ali'ye, Ali Ahmet'e, Ahmet Fikret'e, Fikret İsmet'e...
Bir sırası da yoktur yayılırken. Başlatan da bilinmez çoğu zaman.
Ama seviyoruz, sahipleniyoruz. Çünkü bizden bir şey. Bizden, mahallemizden, sokağımızdan, evimizden...

"Oğlum bak git"i düşünün mesela.
Adına film yapıldı, dizilerde, karikatürlerde, evde, işte, tişörtlerde hemen hemen her sektöre girdi. Tonla para döksek, o kadar yayamazdık bir sözü.
Sosyal medyada Baattin'i görüyoruz son zamanlarda, tepesini attırana takıyor ya pıçağı...
Sahipleniyoruz, çünkü bizden bir şey.

A- En efendimiz, en az bir "LAN" demiştir. Evde ya da işte ya da arkadaş ortamında...
B- Yok yok demedim ben hiç?

A- Demişsindir illaki
B- Hayır demedim

A- Demişsindir yahu
B- Hayır demedim

A- Demişsindir, demişsindir
B- Hayır demedim
.....

A- Demişsindir, demişsindir
B- Demedim lan demedim!

A- Dedin işte
C- Hayır, hayır B aslında, "Demedim, lan demedim" "Yani ben hiç lan demedim" demek istedi.

(ve bir soytarı takla atarak sahneye girer)

Her şeyin bir sınırı var, sabrımızın da...
Keşke soytarılığın da bir sınırı olsa...

Başbakan, herkesin bildiği gibi konuşmalarında son söylediği "Siz de oradaydınız ulan"daki "ulan"a benzer kelimeler kullanır. Hatırladıklarım, "ırgalamaz", "kesmez", "hastasıyım", "ananı al da git", "şerefsiz", "çapulcu" ...
Ama hiç birinde sonradan çıkıp da dediği kelimeyi, cümleyi inkâr etmemiştir. Aslında şunu demek istedim diyerek kıvırmamıştır. Kendini eleştirenlere "Halkın dilini konuşuyorum" demiştir.
Dedikleri genele mal edilmek istense de o laf muhatabınadır, bireyseldir. Bir onun ya da onların gocunacağı beklenir.
Ama her nedense ardından, kimileri büyük bir çabanın içine girerek; kimi büyütmenin kimi yumuşatmanın peşinde. Böyleydi, şöyleydi, öyleydi...
En son biri çıktı "Ulan", oğlan demek, delikanlı demek dedi.
...

Yav--k'ın da bit yavrusu olduğunu da 90'larda öğrenmiştik, Mesut Yılmaz'a söylenince.
Rahmetli Özal, "Sen onu git küçük Turgut'a anlat" dediğinde, torununu kastettiğini anlamamıştık önce.
"Hükümetin başı" dediğinde Demirel, aslında Özal'ı kastetmişti.
Çiller, "Hepiniz iktidarsızsınız" dememiş miydi, istikrarsız Mesut Yılmaz'a?
Bir keresinde de Kılıçdaroğlu "Bir daha benim adımı yolsuzlukla anarsan, ana... gerisini söylemeyeyim" demişti.
Son olarak sinirlenip, "Hepiniz Has...rin" dedi Osman Baydemir.
...

Her insanın bir kırılma noktası vardır ya da boşluğuna geldiği, basireti bağlandığı, dili sürçtüğü an veya bilerek der diyeceğini diyen...
Doğal, olağan bir şeydir. Her ihtimalde de muhatap, o lafın çıktığı ağızdır.
Takla atmanın, soytarılık yapmanın lüzumu yoktur.

Soytarılığın sınırı yok mu ulan?
Soytarılığın sınırı yok mu oğlan?
Soytarılığın sınırı yok mu delikanlı?

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.