ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

ABD'nin nefsi müdafaa oyunu

Çetin Alkan

29 Nisan 2013 Pazartesi 23:19
  • A
  • A

ABD, sizin için çok şey ifade edebilir belki. Özgürlükler ülkesi, barışın evrensel elçisi, bilimin beşiği, savaşın eşiği...
Elbette kimsenin şahsi fikrine diyecek lafımız yok.

ABD deyince, nedense bir Kemal Sunal filminin, bir sahnesi gelir benim aklıma sadece.
Ne alaka şimdi? diyebilirsiniz.

O filmde; Kemal Sunal gurbette çalışıp para kazanmak için, klasik olarak başlık parası için arayıştadır. Mahalleden çocuğun birini çevirir, top atıp bir evin camını kırdırır. Evin sahibi çıkıp çocuğa bağırmakta ve Kemal Sunal sahnede:

- Camcıııı..

Günümüzde yaşanan bir hadiseyi analiz ederken en doğru sonuca, geçmişten yola çıkarak ulaşabiliriz. ABD’nin ayağının değdiği her yerde, öncesinde mutlaka bir hazırlık olmuştur. Irak, Afganistan, yakın zamanda da Arap Baharı ile yeniden dizayn edilen Orta Doğu’da bunu gördük ve görmeye devam etmekteyiz.

Olan, Usame Bin Laden’e, Saddam’a, Kaddafi’ye, peşlerinde nice masuma oldu ya neyse…

Geçtiğimiz günlerde, ABD’nin Massachusetts eyaletine bağlı Boston şehrinde, gerçekleşen maraton koşusu esnasında meydana gelen patlamalarda 3 kişi öldü, 125 kişi yaralandı.

Olayın gerçekleşme sırası, öncesi ve sonrasındaki fotoğraflarını ve videolarını hepimiz yayın organlarından ayrıntıları ile takip ettik.

Akıllara takılan sorulardan bir tanesi bu kadar geniş bir katılımın sağlandığı etkinlikte, alınan üst düzey güvenlik önlemlerine rağmen, anbean termal kameralar ve geniş güvenlik birimleri ile takibi yapılırken bu bombalar nasıl oldu da gözden kaçabildi.

Her an terör eylemlerine hazır olan, paranoyak bir güvenlik ordusu, böylesine önemli bir etkinlikte, koskoca iki bomba düzeneğini görmedi mi şimdi?

Nasıl görmezler?

Büyüklüklerine o kadar inandırmasaydılar o halde… Biz görüyorlar diye düşündük her şeyi...
Her eylemde olduğu gibi mutlaka bu saldırının da bir sebebi olmalıydı ve saldırıyı gerçekleştirenler bir an önce bulunup (belirlenip) kamuoyu ile paylaşılmalıydı.

Saldırıyı gerçekleştirenlerin iki Çeçen kardeş olduğu saptandı(!) ve bütün suç Çeçenlerin omuzlarına yüklendi.
Yıllardır işkencelere, baskılara rağmen varlıklarını onurlu mücadeleleri ile koruyan Çeçenlerin, bu saldırı ile günah keçisi ilan edilmeleri bir tesadüf değildir.

Çeçenlerin böyle bir eylemde bulunmaları, zaten doğalarına aykırı bir davranıştır. İşin gerçeği ortadadır. ABD - Rusya yakınlaşmasında bir söz yüzüğü takıldı böylelikle. Suriye konusunda Rusya’da bir geri adım attığı takdirde nişanı hep birlikte yaparız artık.

Ama gelin ata binmiş ya nasip demiş. Tabii ki bu düğün gerçekleşmeyecek gibi görünse de belki düğün olur diyorum, hani kutlarız beraber, biz de yabancı değiliz ya…

Düğün olmasına olur da ertesi gün ayrılırlar, olan yine bizim takılarımıza olur.

YORUM YAZ
TOPLAM 2 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - M. Yıldırım:01 Mayıs 2013, Çarşamba 23:32

    Tespitler doğru ve yerinde, tebrikler.

  • - Yener ÇITAK:30 Nisan 2013, Salı 14:22

    son yaşanan olaylar için benimde aynı yönde oluşan kanaatlerimi tek başlıkta başarılı bir şekilde toplamışsın Çetin ALKAN.Eline sağlık.