Sevgili Yazete.com un Genç Kalemler Projesinin altında imzası olan çalışanlarına, gençlerin sesine kulak verip önemsedikleri, onlara seslerini Türkiye’ye duyurma fırsatı verdikleri için can-ı gönülden tebrik ve teşekkürü borç bilirim…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kâğıt üzerinde 3 ana güçle yönetilen ve devletin bu organlarının tamamen birbirinden ayrıldığı demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Madalyonun görünen ve görülmesi istenen yüzü budur; fakat biz bu yazıda madalyonun görünmeyen yüzüne dikkat çekip devleti yöneten 4. gücün devleti yönetmekte ne kadar kavi ve etkin olduğunu dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışacağız…
Teknolojinin hayatımıza girmesi ve aniden hızlı bir şekilde vazgeçilmezimiz olması, insanlar arasındaki iletişimin hızlı ve kolay bir şekilde sağlanması, medyanın süratle güçlenmesine yol açtı.

Peki, Nedir Bu Medya?

Sözlük medya için; “Yazılı, sesli ya da görsel tüm kitle iletişim araçlarına medya denir.” tanımını yapar. Tanım tatmin etmediyse bir de görevlerini ele alalım.

Ne Yapar Bu Medya, Temel Görevleri Nelerdir?

Medyanın temel görevleri şu 7 madde ile ifade edilebilir;

• Bilgilendirme,
• Yönlendirme,
• Eğitme,
• Duyguları dile getirme,
• Toplumsal ilişki kurma,
• Eğlendirme,
• Uyarma.

Kısaca medyayı tanıdıktan sonra Türkiye’de aslında medyanın neler yaptığına değinebiliriz… Bence medya denen, sürekli güçlenen ve teknoloji ilerledikçe de güçlenmeye devam edecek olan bu güç, Türkiye’de ülkeyi yöneten devletin yasama, yürütme ve yargı organlarından sonra gelen en büyük ve en etkin 4. güçtür. Hatta bazen bu güç yasama, yürütme, yargının bile önüne geçerek devletin bu organlarının aldığı kararlara dahi müdahil olarak, değiştirilmelerinde etkili olabilmektedir. Tabi ki medyanın, halkın egemenliği dahilinde olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yaptığı işlere, işine geldiği gibi karışması demokratik ve halkın iradesiyle yönetildiği söylenen bir ülkede ne kadar doğrudur bu da sizin takdirinize kalmış… Medya patronlarının ağababalarının kim olduklarına değinmiyorum bile…
Güzel ülkemde her fikrin yüksek demokrasi ortamında özgürce ifade edilip, düşüncenin bir suç unsuru sayılmadığı günlere kavuşmak özlemi ve dileğiyle…