ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

NEYZEN TEVFİK

CEMALİ DURSUN AVCI

30 Temmuz 2013 Salı 23:26
  • A
  • A

NEYZEN TEVFİK
Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminin büyük dehalarından, ünlü hicivci ,şair ve neyzen ,hazır cevaplığı ile meşhur , haksızlığa ve alkole dayanamayan farklı bir kişilik.Aynı zamanda zamanının entelektüel dediğimiz tabakasındandan. Arapça , Farsça , Fransızca üç dil birden bilen bir edebiyatçı.

Bektaşi ve Mevlevi tekkelerinde yetişmiş, aynı zamanda M.Akif Ersoy’un çok samimi dostu.
O kadar samimi ki M,Akif’in evlendiği ilk gece Akif’e misafirliğe gitmiş , Akif’in misafiri olmuş.

Zaman zaman ileri gelen zenginler, sanatçılar onu çağırırlar, kendileriyle birlikte zaman geçirmelerini isterler, kendisine güzel elbiseler hediye ederler, güzel maaşlı bir iş teklif ederler. Fakat o bunları kabul etmez ,bu tür topluluklardan sıkılır, yine Tahtakale’ye giderek , sarhoşlarla, sokak serserileri ile virane evlerde kalmaktan zevk alırdı. İçkiyi çok sever, içki müptelasıydı.

Hatta bununla ilgili Merhum Mehmet Akif’in Safahat adlı şiir kitabında Neyzen’e ithaf ederek yazdığı “Derviş Ahmet” diye bir şiiri vardır.Şiirin sonunda da: “Neyzen Tevfik’inbir daha içki içmeyeceğine dair üç bin dört yüzüncü tevbesinden rücu etmesinden (dönmesinden) dolayı diye Akif’in bir de dip notu vardır.İnsanlar daha çok O’nun küfürlü şiirlerini ve de içki konusundaki nüktelerini severler.
İşte O’nunla ilgili birkaç örnek anlatarak kendisini yad edelim.

M.Akif bir gün Neyzen’in evine gitmiş ,evde abdest almış, Neyzen de Akif misafiri diye havlu tutmuş,
Akif gülerek:” Sağol Neyzen ,ellerimi yeni yıkadım.” Diyerek espriyi patlatmış,

Dostu Eşref Edip, Akif ve Neyzen'in dostluğunu anlatırken şöyle der:
Mütareke zamanında idi. bir gün Sebilürreşad idarehanesinde üstad M.Akif’le oturuyorduk. Neyzen Tevfik çıkageldi. üst baş perişan, selâm, vererek içeri girdi. şöyle bir tarafa yıkıldı. çok sarhoştu. biraz geçtikten sonra rakı dolu mataradan birkaç yudum aldı. fakat artık işba haline gelmiş, bir yudum bile içecek hali kalmamıştı. biraz sonra mataradaki rakıdan avucuna boşalttı. kolonya gibi yüzüne, gözüne, başına, saçlarına içirmeye başladı.
nihayet neyini alarak Akif’in oturduğu koltuğun önünde, dizinin dibinde yere oturdu, üflemeye başladı. o halde çok güzel harika bir taksim yaptı. baktık, Akif’in gözlerinden sessiz sessiz yaşlar dökülüyordu. Neyzen bunu görünce neyi bıraktı, üstadın boynuna sarıldı. sakalından, yanaklarından öpmeye başladı. öptü, öptü...

Ramazanda hatırı sayılır zenginlerden CEVDET KERİM diye biri iftar daveti veriyormuş.Davete o dönemin kalbur üstü tabakası katılıyormuş.
Davet sahibi meşhur NEYZEN TEVFİĞE'de davetiye göndermiş.Ney çalıp hoş vakit geçirsinler diye.
Neyzen Tevfik gitmek istememiş.Fakat Tahtakale’deki arkadaşları :”Olmaz git demişler adam hatırı sayılır biri gitmelisin” diye zorlamışlar.Bizim Neyzen de gitmiş.Ama saray gibi evin bahçe kapısından içeri girememiş.Kapıdaki hizmetçilere davetli olduğunu söylese de böyle hırpani kılıklı, saçı başı dağınık birinin davetli olacağına inanmamışlar.İftar vakti de gelmiş.Neyzen'e bari şurda oturda bizimle karnını doyur demişler.Neyzen Taaa Tahtakale'den kalkıp geldiğine mi yansın ,böyle muamele gördüğüne mi yansın. İstemeye istemeye hizmetçilerle oturmuş fasülyeli piyaz vs. yemişler.
Giderken İçeriye hizmet götüren bir hizmetçiye bir dörtlük yazıp bunu davet sahibi Cevdet Kerim'e vermesini istemiş.Hizmetçi :” Kim gönderdi diyeyim” demiş.Neyzen:” o okursa göndereni tanır” demiş.Dörtlükte şöyle yazıyormuş;
RIZK İÇİN ALLAH KERİM
FISK İÇİN CEVDET KERİM
FASÜLYE PİYAZ YEDİM
FIS FIS EDİYOR GERİM
HA BENİM GERİM HA CEVDET KERİM

İçkiye tevbe ettiği sıralarmış.Sırtı çok ağrıyormuş. Bir doktor arkadaşına rastlamış.Durumu izah etmiş. O da: “Şişe vur” demiş. Neyzen durur mu daha içki şişelerini teker teker içmeye başlamış.Görenler:”Hani üstad içkiyi bırakmıştın.”demişler.O da.” canım doktor şişe vur dedi.Ben de şişe aldım, içindekiler ziyan olmasın diye içiyorum.”

Bir gün kendisinden ney çalması istenmiş ve bir saray meclisine davet edilmiş. Davete icabet eden Neyzen Tevfik, neyini üflemeye başlamış fakat orada bulunanların kendisini dinlemediğini fark etmiş. Bunun üzerine neyini üflemeyi bırakmış, tam meclisten ayrılacakken kendisine nereye gittiğini soranlara ise cevabı epey sert olmuş:

"Sanma ciddiyet ile sarf eylerim sanatımı
Ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir
Bezm-i meyde süfehanın neye meftun oluşu
Nazarımda su içen eşşeğe ıslık gibidir."

Anlamı: Sanatımı ciddiyetle yaptığımı sanma. Ney, elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir. İçki aleminde sefihlerin (har vurup harman savuran, eğlenceye düşkün) ney'e tutulması, benim gözümde su içen eşşeğe ıslık çalmak gibidir.

Neyzenin daha çok menkıbesi ve şiirleri var da işte anlıyorsunuz.Sizler lütfen okuyunuz.Mezarı İstanbul Kartal Mezarlığındadir.
Allah rahmet eylesin.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.