Bizim bölgesel güç olabilmemiz için mevcut dünya dengesine uyum sağlayarak yani dengenin şartlarında güçlü olarak değil. Yeni denge oluşturup umut ışığı olarak güçlü ve tam bağımsız bir şekilde ortaya çıkmamız lazım. Bugün Orta doğu'ya baktığımızda yeni yetişen neslin başka bir seçeneği yok. Örneğin Lübnan da yetişen bir çocuk ya Hizbullah olacak ya da ajan yani onlara göre hain. Lübnan'da yaşayan Hizbullah'a göre yaşayarak Afganistan'da ki El kaide ya da Taliban'a göre yaşayacak. İşte biz bu durumda oradaki insanlara yeni bir hayat insanca yaşam sunmamız yani yeni bir umut olarak tanınmamız lazım. Kısacası bölgede büyük bir güven ve sempati kazanmamız lazım. Orta doğuda ki herkes Türkiyeyi tek çare tek çıkar yol olarak görmesi lazım. Zaten bizimde orada diktatörlük yada sömürü imparatorluğu kurmamız atalarımıza hakaret olur. Ama bizim bu zor görevi üstlenmemiz için güçlü ve ayakta durmamız lazım. Tam bağımsız ve üretken bir ekonomi örnek bir toplum düzeni ve uluslararası platformda söz sahibi olmamız lazım. Siyasetten tutun en küçük birimlere kadar sistemli bir düzenleme ve başarılı bir sistem oluşturulması lazım. Gerekirse devlet, ajanlarını sokaklara göndererek en küçük gruplara bile hakim olması lazım. Bunun içinde bağımsız bir istihbara servisimiz olması lazım. Sokak kavgası yapan gençlerin bile bilgilendirilmesi ve devlete karşı sempatisi lazım. Tabi burada en küçük işi söyledim. Böyle böyle büyüyerek tüm kurumlara ve topluluğa hakim olması lazım. En önemlisi ileride devlete ve millete fayda sağlayacak bilinçli ve kültürlü gençlerin yetişmesi lazım. Tabi kendi kültürümüz çerçevesinde. Kendi üretken sanayimizde kullanılacak genç beyinler lazım. Kısacası dışa bağımlılığı minimuma indirmemiz lazım. Devlet kadrolarında ve sinir sistemlerinde adaletli seçimler yapılması lazım. Bizim ülkede orduya alınacak adam bile torpilsiz giremez. Güç kimde ise sağ yada sol görüş fark etmez onun seçtiği adamlar girebilir. Bu tür işlerde tam demokrasi lazım. Kayırma, rüşvet, adam satın alma kritik kadrolarda engellenmesi lazım.
Peki biz bunu yaptığımızda dış güçler izin verir mi? izin alacak dengeden izin verecek dengeye geçmemiz lazım. Onlar nasıl terörü besleyerek bizim kalkınmamızı engelliyorsa bizde onların zaafını kullanmamız lazım. BİZDEN OLANI SAHİPSİZ BIRAKMAYACAĞIZ. BİZE ACI YAŞATANI DA ACISIZ YAŞATMAYACAĞIZ. Dünyada terörle uğraşan tek ülke biz değiliz. Onlar nasıl teröre yardım ediyorsa bizde Çeçenlere, Müslüman Kardeşliğe, Asya da zulüm gören Türkmenlere, Filistin'e gerekirse El kaideye, Hizbullah'a ve birçok emperyalist karşıtı oluşumlara destek vermeliyiz. Bizde bu arada bölgesel güç olduğumuzu kanıtlamamız lazım. Onlar bizim ülkede karışıklık çıkartıyorsa bizde misilleme yaparak onlarda karışıklık çıkartmalıyız. Ama bunları yaparken korkmamalıyız. Büyük başın büyük derdi olur. Madem ABD ezilenlerin yanında azınlıkların yanında (Kürtlerin) o zaman Çeçenlere de destek versin. Onlarda Ruslarla mücadele ediyor. Ama Çeçenlere sesini çıkartmazlar çünkü karşısında güçlü bir Rusya var. İşte bizimde karşımıza çıkmamaları için güçlü olmamız lazım. Unutmamak lazım ki büyümek değişmeyi gerektirir....