ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Suriye'de Kimyasal!.. Kazanmak Üzereyiz; Az Kaldı

Bünyamin Ateş

24 Ağustos 2013 Cumartesi 16:59
  • A
  • A

Etrafımızdaki ateş çemberi bizleri umutsuzluğa sevk edecek dehşette. Daha dün İran Rejiminin desteklediği Esed, kimyasal silahlarla binlerce müslümanı öldürdü. Mısır’da darbecilerin gözünü kan bürümüş. Türkiye’de Gezi Parkı Hadisesi ile terör estiren kesimler, darbe hayalleri kuruyorlar.
Toplumsal Hadiselerin tıpkı fizik kaideleri gibi kendine mahsus kaideleri mevcuttur. Bu kaidelere “Sünnetullah” diyoruz. Sünnetullah’ın kurallarından birisi de Allah’ın emir ve yasaklarına uyarsanız gelecek günler şer değil “hayır” getirir. Kur’an-ı Kerim’de bu husus şöyle zikredilmektedir:
“Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek, onun ehlini yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk ve darlıkla sıkmışızdır.” (Araf Suresi: 94)
Memleket halklarının dik başlıklarının kırılması ve kalplerinin yumuşaması için Allah, topluma ekonomik ve sosyal sıkıntılar gönderir. Bu sıkıntılar bela ve azap için değil terbiye içindir. Bu sebeple bu darlık genişliğe çevrilmiştir. Nitekim şöyle buyrulmuştur:
“Sonra kötülüğü değiştirip yerine bolluk getirdik, nihayet çoğaldılar ve “Atalarımızı da böyle darlık ve sevinç dokunmuştu” dediler ve hemen onları, hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakaladık.” (Araf Suresi: 95)
Burada dikkat çekmek istediğimiz husus toplumun gelişen hadiseleri (ekonomik, sosyal ve siyasal) tabii hadiseler olarak değerlendirmeleridir. Hâlbuki insan davranışlarıyla bela ve mükâfat arasında dolaylı değil direk bir irtibat vardır. Toplumsal Hadiselerle “ilahi takdir” arasındaki irtibatı koparmaya çalışan toplumlar helak ile baş başadır. Bir sonraki ayette durum daha net bir şekilde açıklanmaktadır:
“(O) Ülkelerin halkı iman edip takva sahibi olsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluklar açardık; fakat yalanladılar, biz de onları kazandıklarıyla yakaladık.” (Araf Suresi: 96)
Ayette Sünnetullah’ın bir bölümü daha açıklanmaktadır. Bir toplum Allah’ın Şer’iatını üzerine hakim kılarsa mutlaka yerin ve göğün bereketleri açılır. Biz Osmanlı’yı İslam Fıkıhına sahip çıktığımız için kaybetmedik. Aksine laiklik ve beşeriyete ibadet mezhebi Hümanizm gibi ideolojilerin peşine düştüğümüz için kaybettik. Hilafeti, kendilerini İslam Âlimi diye gösteren kimseler Batılı Kavramların arkasına düşerek yok etti.
İslam Coğrafyası uyanış içerisinde!.. Allah’ın emrettiğini yapmaya devam edip yasaklarından kaçındıkları oranda göklerin kapısı onlara açılacak ve yerlerdeki tağutlar (azgınlar) yıkılacak. Gelecek günler mutlaka iyi olacaktır. Allah’a inanan buna da inanmak zorunda. Mısır’da darbecilerin, Suriye’de “Büyük Şeytan İran’ın” ve Türkiye’de azgın Gezici Teröristlerin çırpınışı boşuna.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.