ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Yola çıkmış arıyorum… Kaybettiğim “örtümü!”

Bilal GÜNDOĞDU

26 Mayıs 2013 Pazar 11:33
  • A
  • A

“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve Mü’minlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Ahzab- 59)

Bu tip yazılara başlamakta her ne kadar zorluk çeksem de, dilimin dönemeyeceği, kalemimin yazamayacağını düşünsem de veya ‘hadsiz’lik ile itham edileceğim korkusu olsa da, Elhamdülillah ki, bu korkuları yenebiliyor, “Bir işe başlamak, o işin yarısını bitirmeye denktir.” düsturu ile teselli oluyor ve yazmaya karar veriyorum.

Ne kadar doğru yapıyorum bilmiyorum ama şunu biliyorum ki; ‘‘Devler gibi eser bırakmak için karıncalar gibi çalışmak gerekir.” Bu doğrultuda, hem kendimi geliştirebilmek adına hem de bildiğim doğruları ve acı çektiğim gerçekleri başta nefsime, aileme, yakın çevreme ve siz değerli Müslüman kardeşlerime anlatabilmek, tespit ettiğim sorunlara çare bulabilmek adına yazıyor, yazmaya çalışıyorum…

Başlıktan da anlaşılacağı üzere konum örtü, başörtüsüdür.

Örtü, Kur’an-ı Kerim’in emri, Peygamber (s.a.v)’in sünnetidir.

Örtü, Müslümanın süsü, namusu, haysiyet ve şahsiyetidir.

Örtü, kalkandır, zırhtır, kabuktur. Örtü, kem gözlerden korunuştur.

Örtü, Asrı Saadet’te Yahudi’nin uzattığı ele karşılık savaş sebebidir.

Örtü, Milli Mücadele döneminin başlangıç nedeni, Sütçü İmam tarafından Fransız’a atılan ilk tokattır.

Örtü aslında simgedir, İslam’ın Şiarı, Müslümanlığın sembolüdür.

Örtü, 28 Şubat Darbesinin baş sebebidir.

Ve örtü, maalesef ki bu günlerde “Moda”dır. Bu neden ile örtü, Üstat Necip Fazıl’ın; “İslam Avrupa’dan gelse Müslüman olacaktınız!” haykırışının ne yazık ki tecellisidir.

Hangi örtü uğruna bu kadar mücadele verilmişti? Küffar neden ilk olarak örtü’ye düşman kesilmişti? Örtü için bunca mücadeleye girmenin ne anlamı vardı? Savaş’a sebep olacak kadar önemli miydi? Yoksa Ecdadımız macera olsun diye, ganimet kazanmak için mi savaş sebebi saymıştı, Örtü’ye uzanan elleri..!!?

Sahi, Sütçü İmam demişken..! O ne diye düşmana ilk kurşunu sıkmıştı? Şu günlerde “moda” olan makyajlı yüzlerin başlarına kapatmış olduğu rengârenk şallar için mi? Yoksa bırakalım başörtüsünü, Müslüman kardeşinin “peçe”si yere atıldığı için mi, canı pahasına düşmana ilk kurşunu sıkmıştı?

Yoksa..! Yoksa vatanı, namusu kurtarmak için evlendiği gecenin sabahı cepheye gönüllü olarak giden Ecdadımız bizim bugünlerde rahatça “moda”yı takip edebilmemiz, ayak uydurabilmemiz için mi mücadele vermişti?

Moda, Dünyamızın pek muhterem Medeni Avrupa!’sının en büyük oyunudur. Moda, o korkak Batı’nın alt edemediği şanlı ecdadımıza ve biz inanan Müslümanlara karşı uyarlamış olduğu en alçak planlardan biridir.

Nasıl mı?

İsterseniz biraz yakın tarihimizden örnekler vererek, yukarıda belirtmiş olduğum gerçeğin ispatını yapayım. Sene 1932’dir. Savaş sona ermiş, Milli sınırlarımızın birçoğu şanlı ecdadımızın şanlı mücadelesi ile muhafaza edilmiştir. Artık savaşın yaraları büyük ölçüde sarılmış, devlet kurulmuş, kanunlar ilan edilmiştir. Sıra savaşın kültüre vermiş olduğu tahribatı gidermeye gelmiştir. Ve bu da en kısa zamanda düzeltilmedir. Fakat niye olduğu bilinmez! Kanuni Sultan Süleyman’ın sadece bir mektubu ile yasak ettiği, eğer derhal kaldırılmaz ise savaş sebebi sayacağı o rezil dans - güzellik organizasyonuna devlet eliyle katılım gösterilmiştir. Ülkemizi temsilen yarışmaya hiç utanmadan, sıkılmadan, adeta çıplak olarak katılan bir kadın, jüri kararı ile “Dünya Güzeli!” seçilmiştir. Ama ne tuhaftır ki, yarışmanın neticesinde konuşma yapan jüri üyesi, seçmiş oldukları “Türk Güzeli!”ni, güzel olduğu için değil de bir başarı ürünü olduğu için seçtiğini şu sözler ile ilan etmiştir;

“Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Yüzyıllardır dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren Osmanlı imparatorluğu artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bir zamanlar sokağa bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi olan Türk güzeli Keriman Halis, karşımıza mayo ile çıkıp kendini bize beğendirmeye çalışmıştır. Bu Türk kızını kendi zaferimizin tacı kabul edeceğiz ve onu kraliçe seçeceğiz. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslam’ı ve Türkleri yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Bundan dolayı Türk güzelini dünya güzeli olarak seçeceğiz. Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.”

İnanın dostlar, jürinin bütün dünya önünde açıkladığı bu gerçeği bizim o zaman ki malum medyamız, gazetelerimiz bugünlerde de olduğu gibi başarı olarak görmüş ve günlerce çarşaf - çarşaf bu haberin basımını yapmıştır. Ve o zaman da ekilen tohumlar, elbette ki doğal olarak bugüne kadar onlarca ve yüzlerce meyvesini vermiştir. Bu meyveler bugün haliyle “kabuksuz” (örtü’süz) olarak hayatlarını sürdürmektedirler. Bunların hükmü zaten bellidir. Ama asıl benim dikkatleri çekmek istediğim husus, kapalı, örtülü olup da o “kabuksuz meyvelerden” daha aşağı olan kişilerin düştüğü durumdur.

“Ne diyor bu ya? Ne saçmalıyor? Hem örtülü olacak hem de örtüsüzden daha aşağı muamele görecek! Böyle şey mi olur? Yanlışın var?” Demeyin…! Demeyin, çünkü elini vicdanına koyup da düşünenler de bana hak vereceklerdir ki; “Tesettürü cazibe için kullananlar, Tesettürsüz olanlardan daha aşağıdadır.”

Peygamberimiz (s.a.v.)’in bir hadisi var ki, işte tam da bizim bahsettiğimiz noktaya ışık tutar niteliktedir;

“Ümmetimin sonunda giyinmiş oldukları halde çıplak olan, başlarını deve hörgücü gibi bağlayan kadınlar olacaktır. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Hâlbuki onun kokusu uzak mesafeden duyulur.” [Müslim, Cennet 53, (2857), 52, (2128)]

Hadis Âlimlerimiz ve Hocalarımız, bu Hadis-i Şerif’i özetle şöyle yorumlarlar; “Müslümanların kadınları üzerlerine giydikleri kıyafetleri, yabancıların kıyafetlerinden daha cazip, daha kamaştırıcıysa. Neyi alıp neyi kaybettiğimizi iyi muhasebe etmemiz gerekiyor demektir. Tesettür, kadını daha cazip hale getirmek için değil! Onu, mahremi dışındakilere cazip olmaktan korumak içindir.” Ve Hz. Fatıma validemizde bu gerçeği şu sözler ile dile getirdiğini aslında hepimiz bilmekte değil miyiz?; “Hayırlı eş, eşinden başkasına dikkat çekmeyecek şekilde giyinendir.”

Yine Necip Fazıl der ki; “Örtü şuuruyla takılmadığında da Allah (c.c.) katında bir değere sahip olsaydı; Cennetin başköşesine Rahibeler otururdu.” Yani çok sevdiğimiz, hemen hemen her gün sözlerini ağızımıza sakız ettiğimiz ama uygulamaya geldiğinde sınıfta kaldığımız Üstadımız bizlere diyor ki; Örtüyü Allah rızası için, emri olduğu için tak. Moda olduğu için, modaya ayak uydurmak için, daha güzel görünmek için, güya tesettür emrini yerine getirip etrafın, onun bunun şehvetini çekmek için değil!

Ve yine Üstat Necip Fazıl der ki, “Ne altını kapat, üstünü göster. Ne de üstünü kapat, altını göster. İkisini de kapat imanını göster.” Ve yine, yani Üstat bize diyor ki; Altına etek giyip başını açma. Altına pantolon giyip te başını da kapatma! Ki zaten, pantolon erkek kıyafeti olduğundan ve bu nedenle Peygamber (s.a.v.)’in şu; “Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!” [Hakim] “Erkeğe benzemeye çalışan kadın, kadına benzemeye çalışan erkek bizden değildir.” [İ.Ahmed] “Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!” [Buhari] “Erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere Allah (c.c.) lanet etsin!” [Taberani] hadislerine muhatap olduğundan katmerli olarak yasaklanmıştır.

Sona yaklaşırken bugün tevafuken görmüş olduğum şu; “Moda olma ki, sezonun geçmesin!” öğüdünü sizler ile paylaşıyor, öncelikle Yaratanın rızasını kazandırabilecek, sonra Rasülullah (s.a.v.)’in şefaatlerine mazhar oldurabilecek ve son olarak da “Hayırlı eşlerimizi” memnun edebilecek kıyafetler giyebilmemizi ve giydirebilmemizi Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum…

Sürç-i lisan ettiysem affola…

Selam ve Dua ile…

https://twitter.com/HfzBilal5461

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.