ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Elhamdülillah Müslümanım ama...

Ayşe Yaşar

19 Nisan 2013 Cuma 13:51
  • A
  • A

Malum herkesin bildiği ve söylediği bir şeydir bu:Türkiye \%99’ı Müslüman bir ülke.Hatta bu sebeple AB’ye giremiyoruz gibi sebeplerde zaman zaman dile getirilir.Buraya kadar katılıyorum.Ancak benim burada sorgulamak istediğim şey Türkiye’de dinin-Müslümanlığın gelenekle ne derece iç içe geçtiği.Yani insanlarımız bir dini vecibeyi yerine getirirken artık onu gelenek-görenek haline mi getirmişler yoksa tamamıyla bilinçli yapılan bir eylem midir?

Bildiğiniz gibi din olgusu bir kültüre malzeme taşıyan en önemli alanlardan birisidir.Kültürümüzden örnek verecek olursak özellikle Selçuklu- Osmanlıyla birlikte kültürümüzde hat,tezhip , minyatür gibi İslami sanatlar önemli yollar katetmiştir.Kültürümüzü oluşturan olmazsa olmaz eserler haline gelmişlerdir. Dolayısıyla kültürümüzün dinimizle iç içe geçmişliği çok eski dönemlere dayanıyor.Bir başka deyişle Türklük ile Müslümanlık ayrılmaz bir bütün haline geldi.Ancak yukarıda da söylediğim gibi benim burada değinmek istediğim nokta daha çok dinimizin günlük yaşamda yaptığımız eylemler içerisinde tamamen gelenek olarak kendini göstermesi ve bilinçli bir eylem olma halinden uzaklaşması.Dini vecibelerin içinin gerçek anlamından boşaltılıp gelenekle doldurulması.Ne yazık ki bu durumla Türkiye’de günümüzde oldukça fazla karşılaşılmakta.

Oruç ibadetini düşünelim.Oruçtan niyet ibadettir.Bunun içinde zaten niyetsiz oruç sahih değildir.Yani burada niyet en başta Allah rızasıdır.Dolayısıyla niyetinde bu yönde olması gerekir.Böyle olmazsa oruç sabahtan akşama aç durmak olur ve bir anlam ifade etmez.Yani burada bir bilinç vardır, neyi ne için-neden yaptığını bilme vardır.Yine günümüzde bazı kesimlerde kurbanın da artık gelenek haline geldiğini görebiliyoruz.

Meseleye daha popüler bir yönden bakacak olursak tesettürü ele alabiliriz.Tesettür Arapça örtünmek manasına geliyor.Fakat burada da örtünme yine yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi Allah rızası için örtünmedir.Üşüdüğü için veya moda olduğu için örtünme doğal olarak tesettür değildir.Kültürlere baktığımızda çok çeşitli örtünme şekilleri vardır.İnsanlar kendi kültürüne göre örtünür fakat burada esas olan Allah rızası ve Allah’ın koyduğu sınırlardır.Bu örnek üzerinden de günümüze bakacak olursak tesettür konusunun epey dönüşüme uğradığı kesin.Öncelikle burada tesettürün gerçek maksadı-anlamı ile günümüzdeki sınırları çok esnek tesettür arasındaki farktan yola çıkarak kendimizi sorgulamaya tabi tutmamız gerekir.Tabi günümüzde tesettürlü kadınların iş-eğitim hayatında daha fazla ön plana çıkmasıyla tesettür konusu daha bir tartışılır oldu.Bazı kadınlar iş-eğitim hayatında yine sınırları muhafaza ederek ve maksadı unutmayarak(Allah’ın emri ve rızası) varlıklarını devam ettirmektedirler.Ancak yine bazı kadınlar üzülerek söylüyorum ki tesettürü gelenek-âdet haline getirdiler.Günümüzde sokakta ne yazık ki dizüstü etekli bir başı örtülü bayana rastlamak hiçte zor değil.Dolayısıyla böyle durumların sayısı arttıkça tesettürün bilincinin gitgide kaybolmakta ve sadece başı bağlamakla yerine getirilen bir durum olarak görülmekte.Dolayısıyla herşey gibi tesettürden de maksadın Allah rızası olması gerektiğine göre maksadı unutulmuş, sınırları esnetilmiş, başka bir tabirle varla yok arasına getirilmiş,sırf aileden-gelenekten geliyor diye örttüğümüz başörtü üzülerek söylüyorum ki annelerimizden ninelerimizden öğrendiğimiz geleneksel bir yemekten öteye gidemiyor.

\%99’u Müslüman olan ülkemizde Diyanetin yaptığı bir araştırmaya göre Kur’an’ı hayatlarında bir kez bile eline almayanların oranı \%20.Kur’an’ı Kerim’i eline alanlardan ise Kur’an okuyabilenlerin oranı \%40.Hem Türkçe meal hem Kur’an’ı Arapçasından okuyanların oranı ise \%8’in altında.Küçükken ailesinin yazın vs Kur’an kursuna gönderipte büyüyünce unutanların sayısıda bir hayli fazla.Dolayısıyla bu araştırma insanı günümüz Türkiye’sinde insanların dinlerini ne denli bilinçli yaşadıkları hakkında insanı düşünmeye sevk ediyor.Son olarak merhum Mehmet Akif Ersoy’un günümüz Türkiye’sinde yukarıda anlatmaya çalıştığım din mi-gelenek mi ikilemini ve bilinçli olmanın önemini çok iyi anlatan mısralarıyla yazıma son veriyorum.

İbret olmaz bize her gün okuruz ezber de
Yoksa hiç mana aranmaz mı bu ayetler de

Lafzı muhkem yalnız anlaşılan kuranın
Çünkü kaydında değil hiç birimiz mananın

Ya açar nazmı celilin bakarız yaprağına
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına

İnmemiştir hele Kuran şunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için.

YORUM YAZ
TOPLAM 2 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - anonimm:05 Mayıs 2013, Pazar 12:57

    Olay budur, güzel yazi tskrlerr

  • - EleştirmeN:20 Nisan 2013, Cumartesi 05:16

    Köşe yazısı mı kompozisyon mu bu yazı şimdi, yoksa deneme mi? Çok köşe-bucak yazısı okuduğum halde... Niye annıyamadım???