Roma bu kadar inat ettiğine göre Salih hakikaten gelecek vadeden bir oyuncu. Aziz Yıldırım fiyatını bu kadar yüksek tuttuğuna göre, bu genç çocuk gün gelecek Fenerbahçe’nin kaptanlık bazubantını koluna takacak kadar karakterli ve kaliteli bir futbol kumaşına sahip. 15 milyon Euro satış fiyatı aslında Fenerbahçe Başkanı’nın teknik adamına açık bir mesajıdır bence; “Ben Salih’i satmak istemiyorum”.

Peki Ersun Yanal’ın aklı nerede? Hala Yıldırım’dan bu mesajı alamadı mı? Burakları, Ardaları, Canerleri, Onurları yetiştirdim diyen o gururlu teknik adam nerelerde acaba? Anadolu takımlarını çalıştırırken gençleri oynatan, futbol zekası teknoloji mucizeleriyle bezenmiş bir teknik direktör, “büyük takıma geldim şampiyonluk için hep yıldızlarla oynamalıyım, gençlere ayıracak zamanım yok” fantazisi mi yaşıyor kendince yoksa? Nerede kaldı senin genç oyuncu bulma kaşifliğin? Eğer hoca transfer detaylarını okumadıysa hatırlatalım kendisine; Roma Salih’i alırsa, bir sene rezerv takımında oynatarak Serie A’ya hazırlama planında. “Kültürümüzü öğrensin, dilimizi konuşsun, yemeklerimize alışsın, akranlarıyla oynayıp yabancılık çekmesin, rezerv takımda oynarak hem kendini güçlendirsin, hem de bir sene sonra oynayacağı rakiplerinin gençlerine karşı oynayıp İtalyan futbol felsefesini kapsın” derdine düşmüş. Peki sen ne yapıyorsun? Nasılsa Diego geldi diye Salih’i kaba tabiriyle ne yazık ki sallamıyorsun!

Yani şu Roma’nın planının güzelliğine bakar mısınız. Madem oynatmayacaksın o zaman neden kiraya vermek için teklif sunmazsın yönetime de, Yıldırım’ın satmamak için bunca çabasına rağmen, sen hala daha satalım kurtulayım modundasın anlamak mümkün değil. Verin kiraya bir sene, oynasın başka ekiplerde. Oğuz Çetin’e benzetirim ben Salih’i hep. Salına salına koşması, vuruş tekniği, olmadık pozisyonlarda ceza alanında yer alması, milimetrik pasları hep İmparator’u hatırlatır bana.

Hem şimdi Diego geldi diye 3’lü forvet oynamak zora girince forvet arkasına kimi koyacaksın Diego cezalı olduğunda ya da sakatlandığında? Elinde Salih’le beraber Samuel Holmen, Cristian Baroni üç “attacking midfield” yani “fovet özellikli orta saha oyuncusu” varken, bu telaş niye anlamak mümkün değildir bence. Üstelik Holmen gözden çıkarılmış, Baroni’de istikrarsız oyunlara yelken açmışken.

Bu çocuk değil miydi Victoria Plzen’e karşı rakip ceza alanında birden bitip golü yazan? Bu çocuk değil miydi Ordu’da Caner ve Kuyt’dan aldığı pasları mükemmel bir şekilde ağlarla buluşturan? Bu çocuk değil miydi Antalyaspor’a attığı muhteşem golle gözlerimizdeki pası alan?

Belki daha çok çalışmaya ihtiyacı var. Belki extra antreman yapmalı normal antremanlar sonrası. Bu sene Gaziantep maçı dışında pek görülmedi ama bunda Salih kadar hocanın da payı yok mu sizce de? Mühim olan onu satmak değil kazanmaktır. Verin kiraya Salih’i hem yetiştirsin, hem pişirsin kendisini. Sorumluluk almayı da öğrensin.

Gitme Salih....Bak Tuncay’a gitti de ne oldu? Oradan oraya sürelenip durdu. Fenerbahçe’nin de, Türk futbolunun da sana ihtiyacı var. Evet bir gün git. Avrupa’ya adını mutlaka yazdır. Ama o gün bugün değil. Daha çok gençsin. Henüz yolun başındasın. Yoğrulman lazım. Kendini de, futbolunu da olgunlaştırıp öyle git bir gün Roma’ya ya da başka bir büyüğe gideceksen.

Unutma Fenerbahçe de büyük. Hele 3 Temmuz’dan sonra çok daha büyük. Elbet bir gün gidersin Roma’ya. Yakarsın alevler içinde Roma’yı futbolunla. Boş ver her yol Roma’dır sana. Kim bilir bir gün Fenerbahçe senin golünle Roma’yı devirir Avrupa’dan bir kupayla dönerse Memlekete;”İyi ki de gitmemişim dersin Roma’ya”.

5 Haziran 2014 Perşembe, Astoria, New York, 1;27pm