ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Fenerbahçe’de ki sistem çıkmazı

Asım Çalık

25 Temmuz 2013 Perşembe 12:20
  • A
  • A

Boluspor ve Azerbeycan Premier Ligini geçen sene 8. Sırada bitiren Khazar Lankaran takımıyla oynadıktan sonra nihayet kendi kalibresinde bir takım olan PSV Eindhoven’la mücadele ettiler. Fenerbahçe’nin gösterdiği benzer bir performansla Hollanda Ligini geçtiğimiz sene 2. sırada bitiren PSV, yeni sezon öncesinde takımıyla ilk kez buluşan Fenerbahçe taraftarını evine mutsuz gönderirken, Fenerbahçe’nin Anadolu tecrübesi çok ancak büyük takım tecrübesi az olan ve ismi “teknoloji-bilgisayar” ikilisiyle anılan, adeta antremanlara laptop’sız ya da adını ne koyarsanız koyun elinde bilgisayar olmadan çıkmayan Ersun Hoca’nın kafasını da karmakarışık ederek Samandıra’ya yolladığı aşikardır herhalde.

Dünkü maçı izlemediğim için dün akşama dair değerlendirme yapmam imkansız ancak Fenerbahçe’nin sistemsizliğe doğru giden sistemini değerlendirmek niyetindeyim bugünkü yazımda. 2004-2005 sezonu için göreve getirilen Christoph Daum Alex’in alınmasını çok istemiş ve 2004 yılnda Amerika Kupasında yıldızlaşan Alex’in gelişiyle kendine özgü bir sistem geliştiren Daum Alex’i ilerideki tek forvetin arkasına koyarak onu orta saha-forvet karışımıyla oynatarak, tüm futbolseverlerin bildiği 4-4-1-1 sistemini Fenerbahçe’yle özleştirerek üst üste 3 şampiyonluğu kıl payı kaçırmış, 2 şampiyonluk bir de lig 2.liği kazanmıştır. 100. yılda takımın koçluğunu üstlenen Zico, “aklın yolu birdir” felsefesini işleterek, Daum’un sistemine dokunmamış ve bu sayede 100. yılda şampiyonluk gelirken, öncesinde UEFA Kupası 3.tur maçında Hollanda’nın Alkmaar takımına 3-3 ve 2-2’lik beraberliklerle elenmiş, şampiyonluğun akabinde de Şampiyonlar Liginde çeyrek final oynayarak, Chelsea’ye karşı yarı finali son anda kaybetmiştir. Zico “bilge bir usta aklı” ile davranarak sistemi bozmamış ve başarıları ardı arkasına yakalamıştır. Daum tarafından Alex’in özelinde, Alex’den en üst düzey verimi alabilmek adına uygulamaya konulan bu sistem, Aykut Kocaman’ın Alex’i göndermesine kadar, hatta sonrasında da devam etmiştir. Alex’in gidişinden sonra Kocaman’da belli bir müddet bu sisteme devam etmiş ve genellikle Baroni’yi Alex pozisyonunda oynatmış, Webo’nun gelmesiyle birlikte, 4-3-3 ve 4-2-3-1 karışımına dönen sistem daha sonra Kocaman’ın kendine özgü yarattığı bir buçuk forvetli ve iki buçuk orta sahalı, Webo’nun ileride tek forvet, Sow’un da orta sahanın solunda gezgin oynayarak, tam olmasa da kısmen iki forvetli sisteme dönüşmüş ve “Webo-Sow uyumu, kusursuz defans anlayışı ve orta sahada rakibi uyutan pas” taktiğiyle lig ikinciliği,Türkiye Kupası ve en önemlisi UEFA Avrupa Ligi yarı finaliyle sezonu başarılı bir şekilde bitirmiştir.

Daum’um tek forvet ve forvet arkası Alex’li sistemi, Kocaman’ın Sow+Webo ikilisinin üstüne, takip ettiğimiz kadarıyla Kadıköy’ün çiçeği burnunda yeni hocası Ersun Yanal’ın henüz kendine has bir sistem oluşturamadığını görüyoruz. Son günlerde bahsedilen hoca’nın 4-1-4-1, 4-2-3-1, 4-5-1, bu sistemde 3 ön libero ve 2 kanat oyuncusu oynatmayı düşünüyor, sistemlerini takımına uygulatmak niyetinde olduğu, zaten bu sistemler birbirlerinin türevidir, ancak ileride ki tek forvetin Sow ile beslenip beslenmeyeceği de muamma gibi duruyor açıkcası. Belki Sow’un kampa geç katılışı,belki de Ramazan dolayısıyla oruç tutmasından ötürü Sow ile Webo’yu yanyana göremedik henüz. Oyuncu değişikliklerine de bakınca dün akşam ki buluşmada, oyunun 2. yarısında Webo’nun yerini Sow’ a bırakmasının anlamı şu olsa gerek; Hoca ilk etapta tek forvetli sistemle oynayıp, beklerini kanat varyasyonlarına sokacak ki bunu zaten Gökhan’la yıllardır yapıyor Fenerbahçe, soldan Hasan veya Kadlec, orta sahada da sağdan Topuz ya da Kuyt’la, soldan da Caner veya Stoch’la kanat organizsyonlarını tamamlayarak ileride tek forvet olan Webo, Sow ikilisinden biriyle rakip fileleri sarsmayı düşünecek gibi. Ama bu tek forvet kurgusu da ne kadar Fenerbahçe’nin “futbol karakteri ve kişiliğiyle” uyum gösterir, o da ayrı bir tartışma konusu olsa gerek.

Çok açık bir şekilde Fenerbahçe’nin başarısı 2 rakamına endeksli. Bu matematiği yapmak zorunda Ersun Hoca. 2+2 nasıl 4 ediyorsa, Fenerbahçe’nin başarısıda 2 forvetle oynamasına bağlı. Bunun için 1+1 de iki forvet eder, 1+yarım da iki forvet eder Fenerbahçe adına. Bu noktada Yanal’ın illa ki kendi modelini yaratmasıda gerekmiyor aslında. Zaman kaybını önlemek açısından hoca’nın Zico’nun bilge aklını kullanıp “takımın oturmuş sistemini” bozmaması en mantıklı çözüm yolu olabilir. Yalnız işin tuhafı ve garip tarafı da, Fenerbahçe’nin elinde Webo ve Sow’a alternatif olarak bir tane bile Türk forvet olmamasıdır. Bir de son iki maçta sahaya 6 değilde 7 yabancı ile çıkmak da enteresan. Ya hoca’nın kullandığı laptoplarda arıza var ya da en büyük rüyasını gerçekleştirerek Fenerbahçe’ye teknik direktör olan Ersun Yanal hala rüya aleminde. Hocam sen böyle tek forvetli sistemle kafanı yorup, iki forvetli sisteme gözünü kaparsan, gözünü açıp rüyadan uyandığında Atı alan Üsküdar’ı geçtiği gibi, Fatih’in Aslanları da Kadıköy’ü ellerini kollarını sallayarak geçiverirler haberin olsun. Bizden söylemesi…

New York, 04:26

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.