ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Derbi derbi gibi olur mu?

Asım Çalık

03 Nisan 2014 Perşembe 12:48
  • A
  • A

Lig kuraları çekildiğinde, ikinci yarıdaki Galatasaray-Fenerbahçe eşleşmesi için kim bilir ne hesaplar yapılmıştı? İlk yarı maçları mutlaka önemlidir ama ikinci perde de oynanacak karşılaşmalar final niteliği taşıdığı için hep nefesleri kesen olmuştur.

Misafirden Haberler

Ersun Hoca Aziz Yıldırım’la ilk görüşmesini yaptığında; “Merak etmeyin. Hücum ağırlıklı kadromuzla bu sene rahat 100 gol atarız” demişti ama Arena’da ki maçtan evvel 13 puan farkla derbiye gideceklerini ne başkanına söylemişti, ne de kendisi hayal etmişti.

Fenerbahçe’nin ikinci yarının başında sendelemesinin en büyük sebebi, Sow-Emenike-Webo üçlüsünün aynı anda sakatlanmasıyla beraber, yerli bir forvetin takım kadrosunda olmamasıydı. Forvette sadece Kuyt’a gebe kalmak ve kanatta da, her ne kadar sonradan Alper sol kanatta oynatılsa da, Caner ve Topuz dışında alternatif üretilememesi tökezlemenin diğer sebebiydi. Yanal tecrübesinde ki bir teknik adamın takıma yerli forvet alınmasında ısrarcı olmaması ve Semih’i takımda tutabilecek “hoca-başkan-yönetim” kominikasyon üçgenini kuramamasıydı temel sebeb.

Sarı Lacivertlilerin böylesine bir farkla derbiye çıkmaları hem avantaj, hem dezavantaj aslında. Saha kenarından saha içine kadar kimsede gram stres olmaması önemli. Ciddiyeti elden bırakmamak kaydıyla tabii ki. Maça istediği gibi konsantre olmanın ilk şartı sakin kalmak olmalı. Ancak bu sakinlik takıma rahatlık, disiplinsizlik ve “zaten şampiyon gibiyim, kaybetsemde farketmez” boşvermişliği getirirse; Fenerbahçe’nin bu derbiden puan koparması zorlaşabilir. Bu işin psikolojik tarafı. Taktiksel açıdansa, Antep maçı örnektir Kanarya için. “Acele işe şeytanın karışmadığı” sakin oyun, rakibi biraz üzerine çekmek ve topu Emenike’yle buluşturup stoperleri yıpratmasını beklemek, Gaziantep’de önce Kuyt, sonra Caner yapmıştı bu görevi, gol ve golleri kazandırabilir Sarı Lacivertlilere.

Geçen sene hem ligde, hem Avrupa’da görülen Sow-Webo uyumu şimdilerde Sow-Emenike ikilisiyle yaşanıyor. Emenike’nin kanatta oynamak istememesi başta Yanal olmak üzere herkesin malumu. Kara Boğa hep gol atan olmak istiyor. Zaman zaman bencilleşip pas vermek yerine, ceza sahası dışından şut denemlerine özenmesi de bu yüzden. Fener’in forvetleri “gezgin seyyahlar” gibi dolaştıkları için nerede ne zaman topla buluştukları çok da önemli değil aslında. Son Bursa maçı da bu noktada güzel bir örnek Fenerbahçe adına. Emenike ortası ve Sow golü. Birbirlerini öylesine ezberlemişler ki Emenike kanada hareketlendiğinde, Sow; Emenike’den gol pası geleceğini bilerek hareketleniyor tehlikeli bölgeye. Webo’yu da gözardı etmemeli Galatasaray’ın defansı. O da her an gol atmaya hazır bir asker gibi. Fenerbahçe şunu düşünmeli bence; “Ezeli rakibimi dize getirirsem, Beşiktaş maçının da psikolojik galibi şimdiden ben olurum.” Bu düşünceyle beraber Gaziantep ve Bursa maçlarındaki “puan kaybı yaşamam” motivasyonu, derbide de zihinlerde olursa Fenerbahçe’nin işi kolaylaşabilir.

Ev Sahibinden Haberler

Liderin bu kadar puan farkıyla geride kalınmasında Mancini’nin hataları olsa da, esas suçlunun kimliği sır değil. O yüzden İtalyan teknik adam suçlanacak son merci olmalı kanımca. Yine de Sinyor’un hataları da az değil doğrusu. Bir kere takım kadrosu ve sistemi sahaya monte etmede amatör hocalar gibi hareket etti Mancini. Fenerbahçe; sınavda çıkacak soruları bilen çalışkan bir öğrenci kimliğine bürünürken, Galatasaray; yaptığı fazla transferlerle bütün sene tembellik edip, yıl sonu imtihanına çalışmayı son 1-2 güne bırakan ve öğretmeninin soracağı soruların nereden geleceğinden bihaber zengin bir babanın oğlu gibiydi. Yani Fenerbahçe sistem ve kadro uyumu yaşarken, Galatasaray;”kadro ve sistem birlikteliğine” Fransız kaldı ne yazık ki. Her maça farklı kadro ve sistemle çıkma gayretleri, oyuncuların kimyasını da, fiziğini de, matematiğini de bozdu.

Sistem demişken, Mancini defansını 3’lü mü yoksa 4’lü mü yapayım diye her hafta adeta papatya falı açarken, forvet hattında değişik varyasyonlar denememesi garipti bence. Sneijeder’ı forvet arkası oynatmak gibi radikal bir deneme yapabilirdi mesela. Ezeli rakibinde yıllara damgasını vurmuş “Alex+1” sistemini Wesley’le uygulamayı hiç düşünmedi İtalyan Teknik Adam. Belki de Burak ve Drogba’nın küseceğinden çekinmiş ya da “Türk basınıyla başım derde girmesin” diye düşünmüştü. Oysa Fenerbahçe’nin efsane ismi Hooijdonk; “Sneijeder’in maliyetini sadece Galatasaray karşılayabilirdi. Bana sorarsanız yazık oldu çünkü Sneijder, Sarı Lacivertlilere daha fazla uyardı. Alex’in gidişinden sonra o bölgeye Wesley’in transferi , Fenerbahçe için çok avantajlı olurdu.” demişti. Aslında “Sneijder+1” denenmesi imkansız olmayan bir sistemdi maçına göre Burak-Umut-Drogba üçlüsünden birisiyle. Kim bilir Pazar günkü derbide Sinyor Mancini böylesine büyük bir sürprizle karşımıza çıkabilir. Ama her şartta Wesley’nin serbest oynaması gerekli. Üst düzey performansını ancak bu şekilde sağlayabilir Hollanda’lı.

Brezilya Milli Takımına seçilebilmek hayaliyle olağanüstü oynayan Melo’nun aksine kabolup giden adam olan Selçuk’un Terim dönemindeki haline geçmesi Galatasaray adına pozitif bir oyun ve extra Burak hareketliliği anlamına gelir. Luis Aragones’in bir aralar Alex’i forvet arkasından alıp, ön libero oynatma hevesi nasıl sonuçsuz kaldıysa, Wesley’nin de forvet arkası yerine sol kanada yakın oynatılması çok büyük bir teknik adam yanlışıdır. Bu görüntüsüyle Rize ve Kayseri maçlarında “yerini beğenmeme” psikolojisiyle beraber inanılmaz gol kaçırmalarına imza atmasının sebebi budur. Eğer yine sola yakın bölgelere sıkışırsa Sneijder, Galatasaray için sahada 10 kişi kalmak kaçınılmaz olacaktır. Galatasaray da şunu düşünmeli bence kazanmak adına; “Fenerbahçe’yi hem biz, hem de Beşiktaş yenerse; son doksan dakikaya kadar şampiyonluğu kovalarım. O halde ne yapıp edip bu akşam Fener’i yenmeliyim.”

Sow-Emenike uyumu, Salih’in Bursa maçındaki kendine güveni, hırsı ve Alexvari pasları, Raul’un hakemle uğraşmayıp Sarı Kırmızılı forvetlere konsantre olması, Topal’ın bitmek bilmeyen enerjisi, Caner ve Gökhan’ın kanat çıkışları,Telles ve Hajrovic’in gerçek Galatasaray’lı olma çabaları, Melo hırsı, Sneijder ustalığı, Selçuk-Burak ortaklığı ve oynarsa Drogba tecrübesi bu kadar puan farkını gölgede bırakıp bizlere harikulade bir derbi gecesi yaşatabilir. Merak etmeyin Muslera ile Volkanı da unutmadım. Onlar zaten ilk sıradalar maçın adamları olmak adına. Öyleyse hem güzel futbolun, hem gollerin, hem derbinin, hem de ezeli rekabetin ve ebedi dostluğun tadını çıkarmaya bakın.

3 Mart 2014 Perşembe, New Jersey, 04:14

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.