ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Başkanlar da Ağlar…...

Asım Çalık

19 Nisan 2014 Cumartesi 11:48
  • A
  • A
2 Kasım 1952’de Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdu. İlk, orta, lise günlerini Düzce’de geçirmiş, Hamidiyespor isimli amatör bir futbol klübünde top koşturmuştu. Düzce’de doğmasa bile orada büyümesi, futbol sevgisini ilk orada tatması ona Düzcespor Fahri Başkanlığı etiketini de getirecekti ilerleyen dönemlerde. Şimdiki adı Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi olan, o zamanın Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisinden İnşaat Mühendisi olarak mezun olduğunda genç bir delikanlıydı.

Fenerbahçe’yle tanışması Metin Aşık döneminde oldu. 1990-92 yıllarında başkanlık yapan Aşık yönetiminde görev alarak ilk yöneticilik tecrübesini yaşadı. Bir sonraki sezon klübün belki de o dönemler itibariyle en önemli, en göze çarpan görevi olan Futbol Şubesi sorumluluğunu üstlendi.

Takvimler 15 Şubat 1998’i gösterdiğinde Vefa Küçük’le beraber Fenerbahçe Başkanlığına soyundu. Seçimin sonucu dramatik olduğu kadar ders niteliğindeydi. 1 oy farkla kazanmak onu Fenerbahçe Spor Klübü’nün 52. Başkanı yaptı. Kafasındaki hedefi çok netti; Fenerbahçe’yi; “Futbol Klübü” eğemenliğinden kurtarıp, “Spor Klübü” haline dönüştürerek, futbol başta olmak üzere diğer branşlarda da başa güreşmek ve dünya sporunda iz bırakmak amacındaydı.

5 Mart 2006 senesinde gerçekleştirilen seçimde 7.defa başkanlığa seçildikten sonra şöyle konuşmuştu; “ Bize verilen bu oylardan güç alarak Fenerbahçe için en iyisini yapmaya çalışacağız. Fenerbahçe’nin isteklerini biliyoruz. Ben ve arkadaşlarımız idrak ediyoruz. Yapacağımız çalışmalarla 3 yıl sonra İnşallah Fenerbahçe’yi dünya devlerinden birisi yapacağız.”

İşaret ettiği 3 sene beklenilmeden kıpırdanmalar başlamıştı aslında. Futbol takımıyla AZ Alkmaar mücadelesinin kayıpla bitişi 2007’de belki de olası bir UEFA başarısını engellemişti. 2008’de Şampiyonlar Ligindeki çeyrek final başarısının tadı hem kendisinin, hem de taraftarın damağında kalmıştı. Son olarak Benfica’ya karşı kaybedilen Avrupa Ligi Yarı Finali, hep onun sürekli olmasını istediği ve özlem duyduğu futbol başarılarıydı. Ayrıca futbolu gölgede bırakacak şekilde gelen Basketbol, Voleybol, Masa Tenisi,Yüzme takımlarının Avrupa başarılarının ardından sıranın futbol takımına geldiğin farkındaydı.

Aslında hayalini gerçekleştirmişti. Bütün branşlar Türkiye Liglerinde her sene şampiyonluklara oynarken, aynı başarıları Avrupa arenasında da gösterme alışkanlığı edinmişlerdi. Biri hariç......Fenerbahçe artık Spor Klübüydü. Tüm amatör branşlarıyla yüzlerce sporcuya sahipti. Futbol dışında Klüp Avrupa arenasını yenilse de yense de alışkanlık haline getirmişti.

Dün nihayet en büyük hayalini açıkladı Başkan. Gönlündekini, hatta gönüllerde olanı dillendirdi. Ağzındaki baklayı çıkarıverdi futbol takımına yaptığı duygusal konuşmada. Bakın ne demişti hatırlayalım isterseniz; “Benim sizden ricam, bizden sonra gelen yönetim kim olursa olsun onlarla beraber diyalog içerisinde Fenerbahçe’yi layık olduğu noktalara götürün. Burada yalnız Türkiye’de şampiyonluk değil, Avrupa’da mutlaka bir kupa kaldırın çocuklar. Fenerbahçe’nin buna ihtiyacı var. Bunu yapın gerisi önemli değil.”

Fenerbahçe taraftarının rol aldığı Aziz Yıldırım klibini seyrettiniz mi? Aziz Yıldırım’a “Baba” yakıştırması yapan taraftara kulak verdiniz mi? Emre de o klipdeki taraftarlar gibi Yıldırım’ın yaptığı konuşmadan sonra yaptığı açıklamayla ve yine “Baba” serzenişiyle, Başkanın gözyaşlarını tutamamasına sebeb oldu. Sadece Emre değildi bu düşüncede olan. Yerli yabancı herkesti. Moussa Sow mesela. Senegalli oyuncu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Şike Dava’sında itirazları reddetmesiyle ilgili olarak, “Başkanımız hakkında çıkan kararı antrenman sonunda duyduk ve büyük bir üzüntü yaşadık” demişti. Şöyle devam etmişti; “Biz bir aileyiz ve o bizim Babamız.”

Ve Baba diye sayıp sevdikleri Başkanları evlatlarına yaptığı veda kokan konuşmasında Beşiktaş maçına ithafen;”Siz de görevinizi yapın. İnşallah yenin. Sizden ricam yenmek için elinizden geleni yapın. Maçtan sonra da sahanın ortasında tribünleri alkışlayın, jest yapın sonra da soyunma odasına gelin. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Allah yolunuzu açık etsin” diyerek bir nevi onlara, “işi bu hafta bitirin” mesajı vermiştir söylediği son cümleleriyle.

Erciyesspor karşılaşmasında inanılmaz goller kaçıran Moussa ağlayarak vedalaşmıştı Saracoğlu’nun yeşil çimeniyle. Ancak Gaziantepspor, Bursaspor ve Antalyaspor maçlarını boş geçmeyerek hüzün dolu gözyaşlarını sevince dönüştürmüştü. Beşiktaş maçlarının kahramanı Senegalli aslında. Beşiktaş maçlarını seven Sow 6 gol 1 asistle Fenerbahçe tarafında maçın adamı olmaya aday. Başkanlar da, Babalar da ağlar bazen Moussa. Kendi gözyaşlarını sevince dönüştürdün, sıra Babanın gözyaşlarını dindirmekte.

Bence Moussa ve diğerleri mesajı aldı. Ne dersin Moussa? Kupa’yı götürecek misin Samandıra’ya? Sadece gözyaşlarını silmesin Aziz Baban.....Dava adamı o.....Gönül rahatlığıyla gitsin gideceği yere....Hadi Moussa hem Başkan’ın hem Çubuklu’ya aşık olanların gözü de kulağı da sende.....

19 Nisan 2014 Cumartesi, New Jersey, 3:59
YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.