Juventus’un renklerini anlatan lakaplarının iki tanesi; “le zebre ve i bianconeri” yani siyah/beyaz. Taraflarının maç esnasında “Juve” diye bağırarak desteklediği Torino şehrinin takımının değeri tam 355 milyon euro. Ama bugün sahada takımların parasal değeri değil, yüreklerinin değeri konuşacak bir sonra ki tura geçmek adına.

Fatih Terim’le beraber 4-4-2 sistemi adeta Galatarasay’ın “kütükde ki aile bilgisi” halini alırken, Sneijder’in gelmesiyle rakamların yerlerinde zaman zaman degişiklikler olsa da, Terim Sneijder’i Hagi gibi serbest oynatmaya başlamış, bu sene Antalya ve Çaykur maçları haricinde diğer maçlarını hep 4-3-1-2’yle geçmişti Milli Takıma gidene kadar. Altıntop veya Baytar-Melo-Selçuk defansın önünde ve Sneijder-Burak-Drogba da en önde oynamışlardı genellikle. Terim’den sonra takımın patronluğa soyunan Mancini ligin 7.haftasından bu yana hesabını “Sneijder’lı ve Sneijer’sız” kadroya göre düzenlemişti. Karabük maçını 3 ön liberoyla 4-3-1-2 oynamış, diğer Sneijder’lı maçlarını 4-2-3-1 ile yeşil çimene yolcu etmişti İtalyan. Sneijeder’ın yokluğunda Kadıköy’e her ne kadar aynı formatla çıksa da, Selçuk’u “forvet arkası” kullanmak Sarı Kırmızılılar yaramamıştı. Sivas ve Kasımpaşa maçlarınıysa “Terim gibi” oynadı yani 4-4-2.

Geçen sene Kocaman’ın Fenerbahçe’sinde Avrupa’da yarı finale çıkmanın arkasında ki mantık “defansda bir basketbol takımı gibi pozisyonumu kaybetmeden savunayım ve gol yemeyeyim” düşüncesiydi. Buna “gol nasıl olsa gelir” parolası da eklenince başarı gelmişti Kadıköy’e. Farklı farklı denemelere rağmen Akhisar’dan Kasımpaşa’ya kadar “her maç gol yemek” Mancini’yi sıkıntıya soktu ve yeni arayışlara sürekledi. Nihayetinde Elazığ maçında, bence Juve maçının denemesini yaptı 3-5-2’yle. Hem defansını sağlama almak, hem kanatlarını daha aktif kullanmak, dolayısıyla Drogba ve Burak’a daha iyi servis yapmak, bir o kadar da İtalyan rakibiyle aynı formatı sahada paylaşmak adına. Ama burada oyunculara verilen mesaj, Kocaman’ın geçen sene kendi futbolcularıyla paylaştığı “anahtar kelimenin” ta kendisiydi; “öncelik gol yememekde”. Keşke Kerimoğlu göstermiş olsa Fenerbahçe’nin geçen sene Benfica’yla oynadığı ilk maçın görüntülerini. Defansın pozisyonunu kaybetmemesi, herkesin çok koşması, yardımlaşmanın ve rakip geldiğinde adam paylaşımının mükemmele ulaşmasını ve sabırlı gol nasıl aranır sorusunun cevabını izlettirse Aslanlara.

Uluslar arası düzeyde ilk defa 1986 Meksika Dünya Kupasında Carlos Salvador Bilardo tarafından kullanılan bu sistemin en önemli parçaları defansın savunmayı üst düzey yapması, kanatların oyun boyunca bıkmadan ve sürekli olarak ileri geri çalışması ve orta sahada “çok iyi bir oyun kurucunuzun”olması. Bence burada Mancini’nin sorması gereken soru şu olmalı; Elimde oyunu kurup yönlendirecek olan “box to box” diye anılan, oyunun hem ofansif tarafını hem de defansif tarafını oynayabilen Selçuk olduğuna göre, defansda; “sweeper diye tabir edilen ön libero özellikli”, Ceyhun gibi, bir oyuncuya mı ihtıyacım var yoksa kalecinin önünde 3 tane stopere mi ihtiyacım var? Kilit soru bu sanki Juve önünde. Bence Zan-Semih-Chedjou oynamalı defansı sağlamlaştırmak için. Önlerinde Melo-Selcuk-Yekta ya da Engin ve İleri de de Drogba ve Burak gol yollarına gitmeli. Kanatlara koyacağınız isimler tabiri caizse “yarış atı” gibi gidip geleceklerine göre, oyunun iki yönü olan hucüm ve defans gidişlerini çok iyi oynamak zorundalar; Elazığ maçının kenar ustaları Riera ve Eboue doğru tercih olur diye düşünüyorum. Yedek klübesinde Bruma, Balta, Emre, Aydın, Umut, Ceyhun görev beklerler hocadan.

Son Bologna maçında Asamoah ve Tevez son 20-25 dakika oynayarak bir nevi dinlendiler. Muhtemelen Pogba Pirlo’nun yerine oynayacak, Tevez ve Lorente ileri ikili olacaktır. Juventus’da kanatların adayları fazla; Isla, Peluso, Asomah, Padoin dörtlüsüden hangi ikili oynar o biraz muamma.

Bu gece Selçuk, Melo, Riera, Eboue “tamam mı yoksa devam mı” isimli gösterinin baş aktörleri olacaklarıdr bence.
Aslında sadece tek maçlık bir denemeyle Juventus önünde 3-5-2 sistemiyle çıkmak da az risk değil. Sneijder derseniz? Hem bu yeni sistemi uygulamak adına riske risk katar, hem de güçsüz ve hazır değil. Belki oyun çıkmaza girerse, “tecrübe” etiketiyle oyunu çevirmek adına sahaya sürülebilinir ama ilk 11’e olmaz.

10 Aralık 2013 Salı, New York, 04:02