ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Gurbetçi nazarında Muhteşem Yüzyıl

Arif Ağırbaş

03 Mayıs 2013 Cuma 23:34
  • A
  • A

Muhteşem Yüzyıl dizisini bilmeyen kalmadı. Sultan Süleyman’ın devrinden bahseden bir dizi. Bu dizi, çıktığından beri değişik eleştirilere göğüs germek zorunda kaldı. Kimi tarihçiler diziyi asılsız bularak olumsuz eleştirirken kimileri de sessiz kalmayı tercih etti. Hal böyle olunca konuyu bizim de araştırmamız kaçınılmaz oldu ve bir gurbetçi nazarıyla ele almak istedik. Sanıyorum ki şimdiye kadar dile getirilmemiş bazı gerçeklere değineceğiz.

Öncelikle dinimizin emretmiş olduğu, doğru sözlülüğü hatırlatmak istiyorum. Olay nasılsa öyle anlatılmalıdır.

Olaya neden bir gurbetçi gözüyle bakmamıza da kısa bir açıklama getirelim. Gurbetçi olmak başka bir şeydir değerli kardeşlerim. Gurbette doğmuş, yaşayan bir Müslüman olarak bazı dez avantajlarla karşı karşıyayız. Mesela eğitim gibi. Türkiye’de herkes öyle ya da böyle okula gitmektedir. Belirli eğitimden geçmektedirler ve tarih bilgileri, bir gurbetçiye nazaran daha da çok mevcuttur. Ortalama bu böyledir. Gurbetçiler ise, haftada bir kere gittikleri Türk okullarında, ne yeterli eğitim alabilmektedirler ne de buna heves etmektedirler çünkü ders notları ne olursa olsun başarılı karneler alıyorlar.

Bir gurbetçi, tarihi bilgisini eğer kendi heves edip öğrenmeye başlamazsa bundan yoksun olarak yaşamaktadır. Ebeveynler de zaten para kazanmak ile meşgul olduklarından dolayı buna ehemmiyet vermezler ve “ne yapacaklar tarihi, gün bugündür” dercesine hayatlarına devam etmektedirler.

Dönelim konumuza.

Öncelikle “Muhteşem Yüzyıl” dizisini izlemeye başlayanlar su sebeplerden izlemeye başladılar diyebiliriz.
• Oynayan sanatçılar sebebiyle (yakışıklı erkek veya güzel kadınlar için)
• Tarihi bir dizi olduğundan dolayı (merak edip “acaba eskiden nasılmış” diye görmek)
• “oh be yeni bir dizi” deyip ekran başında zaman geçirmek istendiği için

Dizi başladıktan sonra gelişmeleri birlikte izledik.
• Hürremin yüzüğü geldi
• Mahidevran’ın kolyesi geldi
• Hatice Sultanın tacı kalmadı…. gibi
esnaf da payını aldı bu diziden. Bu diziden etki altında kalan izleyiciler çoğaldı. Özellikle de bayan izleyicileri.
“Ay Hürremin kıyafeti ne kadar güzelmiş” diye ağızları açık bir şekilde diziyi izlemektedirler.

“Pargalı İbrahim ne kadar da güzel keman çalıyor, ay çok romantik” diyenler ne kadar çoksa, “Mahidevran amma da kıskanıyormuş Hürremi, meğerse Hürrem suçsuzmuş” diye kanaate varanlarda çok. Bu tip izleyicilerin gözünde diziye bomba vuran olay ise, Sultan Süleyman Han bir Rus kölesine öylesine aşık olmuş ki, gözleri başka şey görmeyen bir adam haline gelmiş ve sadece savaş zamanlarında aslan gibi kükremiş sarayında ise süt dökmüş kediye dönüşüyor. Hürreme kurulan her tuzakta “bulun o kimseyi, kellesini alacağım, cezasını kendi ellerimle vereceğim” diye nutuk atıyor, ortaya çıkınca hiç bir şey yapamayan bir Sultan. Sarayda onca hadiselere rağmen rahat uyuyabilen bir Sultan. Son olarak bunu söylemek bile istemiyorum ama mecbur dile getireceğiz artık, (hâşâ) uçkuruna düşkün bir Sultan Süleyman Han. Savaşlardan sora kendini haremine kapatıp alem yapan biri olarak görüyoruz.

Peki, bu dizinin hiç bir olumlu tarafı yok mu?

Tarihine ve ecdadına meraklı olan gurbetçilerimiz, dizide cereyan eden bazı olayları yeni duyduğu için internet aracılığıyla araştırmaktadır. Zaten merakı olduğundan dolayı sağlam sitelerden bu merakını giderip bilgi sahibi olmaktadırlar.
Bir nevi bu dizi, gurbetçiyi bilgi almak için vesile teşkil ediyor. Daha önce hiç duymamış olayları diziden daha yeni duyan vatandaşlara, “o diziden ilham alacağına kendi kendine araştırsın” demek de yanlış olur. Daha önce böyle bir konuyu duymamış ki, ne diye araştırsın değil mi?

Bazı gurbetçilere bu dizi hakkında, “Şehzade Mustafa’nın Sultan Süleyman tarafından boğdurulduğuna ne diyorsun” diye sorduğumda, Şehzade Mustafa’nın varlığından bile haberdar olmadıklarını ve bu dizi sayesinde öğrendiğini duyuyoruz. Pargalı İbrahim’in varlığından dahi diziden duyduklarını, ardından araştırarak bilgiler edildiklerini söylediler.

Bunun gibi o gerçek muhteşem yüzyıldan olayları, ilk defa diziden öğrenen gurbetçilerimizin birçoğu, “bu diziye bu nazarla bakıldığında, yüce ecdadımızın tarihteki yaşadığı olaylardan haberdar” olduklarını söylüyorlar.

“Lağamcılar” kavramı, “Yeniçeri isyanları”, “Kaptan-ı Derya” kavramı, “Has odabaşı”, “Vezir-i azam”’in makamı, “Ulak” gibi kelimelerin ilk defa duydukları bu dizi’nin, gurbetçilerimize faydalı olduğunu belirtiyorlar. Bazı Paşaların idam edildiğini yine bu dizi ile öğrendikleri gibi. Araştırarak asıllarını öğrenebildiklerini dile getirenler de var.

Bazı olumlu taraflarını da şu şekilde ifade edenler var. “Türkçemizi düzelttik, bazı kelimelerin anlamlarını öğrenip daha nezih konuşmaya başladık”.
Buna benzer cevap ve tepkileri gördüm.

Bu noktada şu soru akla gelebilir.
Bu tarz bazı olumlu yönleri olmasına rağmen olumsuzluklara göz mü yumacağız? Tarihi yanlış yansıtıyorlar, yanlış anlatıyor diye eleştiren onca alimlerin ikazlarına kulak asmayacağız mı? Asacağız asmasına da, bu konu beni hep rahatsız eden bir konu olmuştur. Bunlara karşı da ben sual etmek istiyorum. Bu sualler benim şahsi fikrimi de ortaya koyuyor.

İnsanımızı ne zaman tanımaya başlayacağız? Mademki bu tarz diziler dikkat çekiyor ve rağbet görüyor, neden bu alanı doldurmuyoruz? Eleştiren kesim olarak, neden doğru tarihimizi yansıtan, kaliteli çekim ve savaş sahneleri ile güzel bir dizi çekmiyoruz? Diziyi çekenler nasıl bu masrafları karşıladılarsa, eleştiren kesim tarafından bunlar yapılsaydı olmaz mıydı? Biz neden hep rahat koltuğumuzda oturup muhalefeti seçiyoruz? Zaman muhalefet zamanı değil, icraat zamanı. Eğer sen doldurmazsan bu alanı, başkaları doldurur bu kadar basit.

Diziyi benimseyip benimsemediğim değil mesele. Mesele aslında dizi de değil. Asıl söylemek istediğimi şimdi belirtmiş oldum. Neden biz yapmıyoruz?????????
Yapamıyor muyuz? Hayır, gayet güzel yapabiliyoruz. “Kurtlar Vadisi” serüveni bunu 10 yıldır yeterince ispat etmiştir diye düşünüyorum. Hem “Kurtlar Vadisi Irak’la” gurur duyduk hem de “Kurtlar Vadisi Filistin’le”.

Son olarak PANA Film yetkililerine duyurumuz olsun. KVP’yu artık sonlandırın da, milli ve manevi değerlerimize uygun bir tarih dizisi çekin? Tüm enerjinizi KVP’da harcamayın. Eksik olan gedikler bakın maalesef (bana göre) yanlış kişiler tarafından dolduruluyor.
Âcizane aklımda insanların ilgisini rahat 10 yıl çekecek bir projemiz var. İlgi duyarlarsa bize başvurabilirler.

Saygılarımla

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.