Değerli Yazete okurları. Baktım git gide popüler oluyor bu mektup meselesi. Hemen aldım kalemi elime, başbakanıma bir mektup ta ben yazayım dedim. Bu mektup sosyal medyada yayınlanan çakma mektupların aksine tamamen birinci elden çıkmıştır.

Sayın başbakanım,

Size bu mektubu 22 bin kilometre uzaktan, ülkemde yaşanan bu talihsiz olayları kaygıyla izlemiş bir birey olarak yazıyorum. Konuşmalarınızı ve yorumlamalarınızı dikkatle dinledim. Son yaşanan olaylarda geç kaldığınızı belirtmek istiyorum fakat aynı zamanda iradeli tutumunuzu da taktirle karşıladım. Türk baharı adı altında bir saçmalığın çığırtkanlığını yapmak amacıyla oluşturulmuş bu yıkanmış beyinler silsilesinin ülkeye gerektiğinde ne kadar zarar verebileceğini ne yazık ki üzüntüyle izledim. Siz bu ülkenin her kesiminin başbakanı olarak, bu taze beyinlerin nasıl, kimler tarafından ve ne amaçla yıkandığını ve ayrıca yine kimler tarafından örgütlendiğini bulmalı ve bunun önlemini almalısınız. Bunların temeli üniversiteler mi, dernekler mi yoksa siyasi teşkilatlar mı bunun kamuoyuna açıklanması çok önemli.

Değerli başbakanım, dünyanın hiç bir yerinde hiç bir azınlık gurup yoktur ki arkasında gizli güçlerin desteğini almadan böylesine bir toplumsal yıkımı başarabilsin. Bu son yaşanan Gezi Parkı olayındaki destekçi güçlerin kimlere hizmet ettiğini açıklamanız, orada Atatürkün askerleriyiz sloganlarıyla Atatürkün mirasına zarar verenleri veya onların ailelerini biraz olsun bilgilendirir kanısındayım. Twitter olayına da değineyim. Size oy vermiş yüzde 50 ÇOĞUNLUK, gerektiğinde sosyal medyayı da sallarız fakat, bir çirkin oyun tezgahlandığında zamanın sözde din savunucularının yaptığı gibi yangını körüklemektense sağ duyulu davranmayı da iyi biliriz.

Biz sözümüzü seçimlerde söyleriz.

Bugünlerde bir resim dolanıyor internette -Menderesi astınız, Özali zehirlediniz, Erdoğanı yedirmeyiz - diye. Siz bu duruşunuzdan taviz vermedikçe biz inşallah sizinleyiz. YEDİRMEYİZ..

Gezi Parkında polisin tutumu çok sertti başbakanım, biber gazı kullanırken oraya kadar sürükletilmiş masum çocuklarında olabileceği unutulmamalı. Tazyikli suyun tazyikini biraz daha açalım ama biber gazını azaltalım veya kullanmayalım. Benim önerim bu. Bu konuda daha hassas davranılması zaruri. Bir kaşık suda veya tükürüğümüzle boğarız gibi ifadeler olayların yatıştırılmasına hiç bir katkı sağlamayacaktır. Her doğru her yerde söylenmemeli :) En kısa zamanda bütün bu olaya karışan gurupların yayın organlarında deşifre edilmesini bekliyorum.

10 yıldır karşınıza adam gibi bir alternatif bile çıkaramayanlar, bunu bile beceremeyenler sizi ve iktidarınızı yıpratamayacaklar. (Gerçi içlerinde bir tane bile sağlam birisi yok ki çıkarsınlar o ayrı bir mesele).

Sessiz çoğunluk olarak siz dik duruşunuzu devam ettirdikçe yanınızdayız.

Selamlarımla...