ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

16 Eylül 2013 Pazartesi 09:11
  • A
  • A

Edat; farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında ilgi kurmaya yarayan yardımı sözcüklerdir. Edatların tek başlarına bir anlamı yoktur. M. Hamdi Yazır; “Arap Dilinde tarif edatlarına hiçbir zaman başlı başına bir kelime hükmü verilmemiş olduğu halde “ba” hem kendisi bir kelimedir, hem de hazf olunmuş (silinmiş) taalluk ettiği bir fiil ve failini de bildiren üç kelime hükmündedir” açıklamasını yapmaktadır. Anlaşılıyor ki, “ba” kelimesi başlı başına birçok anlamı içerisinde barındıran özel ve seçkin bir harftir.
“Ba” kelimesinin yapıştırmak anlamına geldiği ehlince izah edilmiştir. Kur’an-ı Kerim’e başlarken “Besmele” ile başladığımız malum. İşte besmele de “ba” harfi ile başlamaktadır. “Ba” ile Allah’ın ismiyle başladığımızı ifade ediyoruz. Yemek yerken, su içerken veya hayırlı bir iş yaparken işimizle Allah’ın ismini birleştiriyoruz. Bu birleştirmenin veya yapıştırmanın da iki anlamı vardır. Beraberlik ve yardım dileme… Yani hayırlı işimizi Allah’ın yardımı ile ve O’nunla beraber yapıyoruz demektir. Hz. Peygamber (sav) Efendimiz: “Besmele ile başlamayan her iş kesiktir” buyurmuştur. Bu kesiklik mecazi değil hakikidir. Dünyada olmasa bile ahirettedir.
“Ba” harfi ile başlamakla her şeyimizi Allah ile beraber ve O’ndan yardım dileyerek yaptığımızı ikrar etmiş oluyoruz. Buna göre buradaki “ba” biziz. Tasavvuf erbabı, “ba” harfinin normalde düşük yazıldığını ama Allah lafzıyla birlikte yükseltildiğini bunun da kul, Allah’a kulluk ederek yükseleceğini ifade ederek bir inceliğe işaret etmişlerdir.
“Ba” harfi, bizim kulluğumuzun itirafıdır. Zira “ba” ile birlikte artık Allah ile beraber olduğumuzu söylüyoruz. Rahman ve Rahim Allah ile beraber. Ve bütün işlerimizde ölene kadar O’ndan yardım dileyeceğimize adeta söz veriyoruz. Lakin bu ölene kadar ibaresini nereden çıkarıyoruz?
Bildiğimiz gibi ilk inen ayet; “Oku!.. Yaratan Rabbinin adıyla oku” (Alak Suresi: 1) ayetidir. Bu ayet-i kerime’de de “ba” harfi kullanılmıştır. Ayette Allah’ın iki ismi söz konusu edilmiştir. Halak/yaratma ve Rabb!.. Yaratma; bizim varoluş nedenimizdir. Rabb kelimesi ise, terbiye eden terbiyeden dolayı zorla ele geçirme, üstün gelme, ihsan, idaresi altına alma ve tasarruf etme, öğretme ve yol gösterme, teklif, emir ve yasak, teşvik, korkutma, gönlünü alma, azarlama gibi terbiye için gerekli olan bütün şeylere sahip, kuvvetli, mükemmel ve kusursuz terbiye edici manasına gelmektedir. İnsan için olgunlaşmanın ve yüceliğin bir sınırı yoktur. İşte hayata geldiğimiz ilk andan dünyaya veda edeceğimiz son ana kadar terbiyecimiz olarak Allah’ı kabul ediyoruz. Beşikten mezara “ba” ile Allah’a bağlanıyoruz.
“Ba” ile aramıza sahte ilahlar ve Rabbler girdiği anda Allah ile bağımızı koparmış oluyoruz. Zaten o anda da hem işimiz hem de Allah ile bağımızda kesilmiş oluyor. Allah ile bağımız kesildiği anda da aslında biz yokuz demektir. Zira bizim dediğimiz her şey hatta “ben” bile Allah’ın mülkünün bir kısmıdır. Allah ile bağımız kesildiği anda güçsüz bir hiçiz. Varlığımızın anlamı Allah ile bağımızın kuvvetliliği oranındadır.
“Ba” ile hiçbir şey söylemeden Allah ile bağımızı itiraf ediyoruz. Giriş kapısı burası… Ama karanlık bir giriş kapısı değil. Orada Rahman ve Rahim Allah ile tanışıyoruz. Buradan içeri girmeyenlere geline onlar zaten yoklar. Pek tabii ki yok olmakla kurtulamayacaklar ahirette ebedi azaba gireceklerdir.
“Ba” ile başlayanlara görev düşüyor. O da bu kapıya gelmeyenlere şu ayeti okumak:
“De ki: “Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim” (Enam Suresi: 162-163)

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.