21. yüzyılda emperyalizm: bankalarıyla halklara cazip kredi imkanları sunup, halkın faizlerini ödemesi için daha fazla çalışmalarını sağlamak. Yada kendi ürettikleri dünyaca ünlü kaliteli ürünleri kullandırtmak. Bunun içinde yine medya aracılığıyla dünya çapında ünlü ettikleri kişileri reklamlarında oynatmak. Sistem bundan ibarettir. Ve bu sistemi kusursuzca işletirken de halkların uyudukları uykudan, uyanmalarını ve kendileri istemediği sürece isyan etmelerini asla istemezler. Halkın düşüncelerini meşgul etmeleri gerekir. İşte burada devreye televizyon, spor oyunları, şans oyunları, alkol, eğlence mekanları gibi araçlar girer. Halklar gündelik iş hayatlarıyla ve kendilerini uyutan araçlarla öyle bir uykuya dalar ki kendilerine geldikleri zaman ya bir ömrü içki masalarında eğlence mekanlarında boşa geçirmiş olurlar ya borç batağında olurlar ya da emekli olmuş olurlar yani iş işten geçmiş olur.

Gelelim 21. Yy. Türkiye”sine ülkemiz IMF yi topraklarından atmış, gelişmekte ve yavaş yavaş kendisi üretir hale gelmektedir. Tabi ki buda emperyalist güçlerin işine gelmemektedir ve yüzyıllardır Anadolu topraklarında oynadıkları oyunlara daha da hız verir hale gelmişlerdir.
Bizim Türk gençleri heyecana aksiyona meraklıdır. Genlerimizde var galiba. Ne hazindir ki sözde bilinçli Atatürkçü gençlerimiz meydanları doldurdular. Pardon meydanları yıktılar demek daha doğru olur galiba. Mesele gezi parkı değil diyerek amaçlarının darbe yapmak olduğunu açık açık söylediler.
Şimdi insan kendine sorar israil ve vakti zamanında sömürgeciliği meslek edinmiş ve hala dünyada yoksul ülkelerin kanını emmeye devam eden diğer bütün ülkeler bizi destekliyor. Ya Allah aşkına biz ne yapıyoruz demez mi insan kendi kendine.
Şimdilik yapamadılar kardeş kardeşe düşman olmadı. Sosyal paylaşım sitelerinde insanın kanını donduran onlarca yalan haber yayıldı. Kömür, makarna dağıtın dağılırlar tarzında aşağılamalar, hakaretler, Fatih Altaylı gibi değerli insanları yalakalıkla suçlamalar ama kimse oyuna gelmedi. Üç beş kendini bilmez emperyalizmin uşağı kanal ve gazete hariç medyada üzerine düşen vazifeyi yaptı ve yalan haberlere itibar etmedi Türkiye”mi o karanlık günlere döndürmemek için elden gelen her şey yapıldı. Helal olsun.
Çünkü artık bağışıklık sistemimiz güçlendi. Çünkü Askeriye farkında. Çünkü emniyet güçleri farkında daha önce bu senaryoları çok gördük. Darbelerin Ülkeme hiçbir faydası olmadı, zarardan başka. Çünkü Türkiye”min Atatürk”ün izinden giden bir lideri var.
Düşünsenize 1924”de ilk Türk uçağını yapıldı. Hem de yunanlardan savaş ganimeti olarak gelen malzemeleri kullanarak yaptı Vecihi Hürkuş. 1936 da Nuri Demirağ tarafından ilk uçak fabrikamız açıldı. Peki bu fabrika niye kapandı biliyor musunuz? “Amerikan yardımından bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza sipariş verirsem yarın bu millet beni asar.” Türk uçak sanayisinin gelişimine katkıda bulunmak yerine Amerika”dan ıskartaya çıkmış masrafları daha fazlaya gelen uçakları almak daha cazip gelmiş Hava kuvvetleri komutanımıza oysa Baş komutan dememişmiydi. “İstikbal göklerdedir” diye bu sözü neresinden anlamıştı bu hava kuvvetleri komutanı ve bu devlet yöneticileri. Ve emperyalizm istediği oldu Fabrika 1950de kapandı. Biz o zamandan beri emperyalist güçlerden uçak helikopter ve benzeri askeri malzemelerimizi satın aldık.
Şuan Türkiye insansız hava aracı üreten 3 ülkeden biri, şuan Türkiye kendi savaş uçağını üretecek olan ülke, şuan Türkiye “T-129 atak” helikopter için sipariş aldı(60 adet Azerilere satılacak), şuan Türkiye”nin dünya yörüngesinde uydusu var. Ve daha sayamadığımız yüzlerce sebep var. (eğitime harcanan para gibi)

Atatürk”ün izinden gitmek bu olsa diye düşünüyorum.
Sözde Atatürkçü gençlik ellerinde bira şişeleriyle “şerefine Tayyip” diye slogan atmaya devam etsinler. Bu kervan koyduğu hedefe emin adımlarla ilerleyecek.