ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Kader sırdır

Ahmet Balki

15 Mayıs 2013 Çarşamba 15:23
  • A
  • A

Modernist İslamcılar; dil çabukluğu ile hakikati altüst etme mahareti olan sihirbazlardır. Kader mevzuunda önce Allah’ın her şeyi yazdığı ayetleri baz alırlar daha sonra “yazgı” ayetlerini özgürlük ayetlerine irca/döndürürler. Peki, niye bu böyledir. Neden özgürlük ayetleri “kader” ayetlerine irca edilmez? Demagojinin şahı onlarda; “iyi de o zaman imtihanın manası kalmaz ki.” Ama bu sefer de Allah’ın hâkimiyeti ve yazısı bir mana ifade etmez deseniz de onların merkezinde beşeriyete ibadet mezhebi “hümanizm” bulunur. İmam Gazali (rh. a); “ben yapmıyorum lakin diliyorum” diyenlere şu enfes cevabı verir: “Peki, dilemeyi veren kim?”

Seyyid Kutup, Kur’an’ın gölgesinde kader meselesine şöyle değinir: “Kuşkusuz Allah; iyiliği göstermiş ve kötülükten sakındırmıştır. İnsan marufu yapar münkerden sakınırsa Allah; “Bizim için çaba sarf edenlere yollarımızı gösteririz” (1) buyurduğu gibi, hidayete ermesi için yardımcı olur. Şayet insan, güzelliklerden uzak durur ve çirkin fiiller yaparsa dünya ve ahrette başına felaketler gelir. Bu kesin kaidedir.

Yukarıda söylediklerimiz iyilik ve kötülüğün gerçeklemesi ve meydana gelişlerinin Allah’ın takdirinden başka bir şeyle olmayacağı hakikatini değiştirmez. Meydana gelen hadiseleri yaratan Allah’tır. İnsanın istek ve çalışmaları ne olursa olsun.

İnsandan kaynaklanan veya insanın başına gelen olaylarda irademiz ne derecede etkindir? İnsan iradesini etkileyen niyet ve davranışları da Allah’ın iradesi meydana getirdiğine göre insanın nasıl bir iradesi söz konusu olabilir? Ve bu problemden kaynaklanan birçok soru…

Kur’an ayetleri; “meydana gelen her şey Allah’ın takdiri ile meydana gelir diyor” ve yine Kur’an; “insan irade eder ve hareket eder” buyuruyor. Şüphesiz Kur’an tümüyle Allah’ın sözüdür. Çelişki olamaz. Öyleyse iki ifade arasında belirgin bir ilişki bulunmalıdır. İlahi takdirin alanına tecavüz etmeden, insanın ceza ve mükâfat görmesini gerektirecek şekilde irade ve hareket sahası gerekmektedir. Ama nasıl? İşte bunu açıklamak mümkün değildir. Zira insan aklı, yüce Allah’ın fiillerinin içeriğini kavrayacak kapasitede değildir.” 

Kader meselesi bir sırdır… Sırrın sahibi ise Allah’tır. Sahibi kader vardır diyor; o kadar. Bize düşen ise inanmak.
Hz. Muhammed (sav) kader meselesini iki peygamberin tartışması ile açıklık getiriyor. Hadis şu:
“Âdem ile Musa (as); yüz yüze geldiler. Musa (as); “Sen bizim babamızsın. Lakin bizi hüsrana uğrattın senin yüzünden cennetten çıktık.” Bunun üzerine Hz. Âdem (as) şöyle dedi:

“Sen ki Musa’sın. Allah seni seçti, üstün kıldı ve Tevrat’ı verdi. Buna rağmen sen beni, ben yaratılmadan kırk sene evvel hakkımda verilmiş olan bir hükümden dolayı kınıyorsun.” Allah Resulü sözünün burasında durdu ve üç defa “Âdem, Musa’ya galip geldi” buyurdu.” 

Hadiste, Musa (as) yanıldı denmiyor. Âdem galip geldi deniliyor. Hz. Âdem (as)’ın sözünün daha şümullü ve ötesine söz olmayacağına vurgu yapılıyor.

Âdem (as) ile müşriklerin şirklerine bulduğu mazeretin kıyaslamasına gelince… Son derece yakışıksız. Zira yukarıdaki sözleri söyleyen Âdem (as), yasak ağaçtan yiyerek nefsine zulmettiğini kabul etmişti. Nitekim ayette şöyle buyrulur:
“Böylece, şeytan onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda haya yerleri açılıverdi de üzerlerini yapraklarla örtmeye başladılar. Rableri kendilerine şöyle nida etti: “Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Şeytanın sizin apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?” Dediler ki; “Rabbimiz, nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan hüsrana uğrayanlardan olacağız.” 

Müşrikler, şirklerinin kader de yazılı olduğunu kabul ediyordu lakin tevbe etmiyorlardı. Hz. Âdem (as) ise hem kaderi hem iradeyi kabul etti.

Modernist İslamcılarda müşrikler kadar “kader” inancı yoktur desek ayıp olur mu? Onlar kendilerini, aydınlanma felsefesinin özgürlük ışığına kaptırmış gidiyorlar. Ama bu ışık, cehennemin uzaktan yaydığı bir ışıltı. Ateşin ışığı yani… Ateş sizi çağırıyor.

(1) Ankebut Suresi: 69
(2) Fizila’l Kur’an; Nisa Suresi 78. Ayet Tefsirinden
(3) Buhari, Müslim
(4) Araf Suresi: 22-23

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.